Ferit Odman / Müzik-Caz Performansı 2005
Türkiye’deki hemen tüm caz müzisyenleri ile çalıştı. Fulbright Bursu ile master yapmaya gittiği New York’ta ilk albümünü çıkardı. Ferit, şimdi ikinci albümü için tekrar New York’a gidiyor.
Hayatını müzikle geçirmeye çok küçük yaşlarda karar veren Ferit, 12 yaşında davul çalmaya başlar. Ortaokul yıllarında okul orkestrası ve okuldan arkadaşlarıyla kurduğu küçük bir grupla müzik macerasına atılır. Ailesin bu konuda çok desteğini gördüğünü söyleyen Ferit, “Zaten evde de hep caz plakları dinlenirdi. O yüzden caz müzisyeni olmam çok da tesadüf olmadı” diyor. Liseden sonra, AFS değişim programı ile İsveç’te bir sene müzik okuyan Ferit, bu eğitimin profesyonel müzisyenlik hayatı için tüm taşların yerine oturmasını sağladığını belirtiyor.
İsveç’ten döndükten sonra, üniversite eğitimi için hemen araştırmalara başlayan Ferit kendi deyimi ile Türkiye’deki en iyi caz müzisyenleri, eğitmenleri bünyesinde barındıran, son derece prestijli ve iyi şartlara sahip bir bölüm olduğu için Bilgi’nin müzik bölümünü tercih eder. Tam burslu olarak 2001 yılında girdiği okuldan, bölüm ikincisi olarak 2005 yılında mezun olur. Ferit, Bilgi’nin müzik bölümü ile ilgili, “Amerikalı Donovan Mixon, Ricky Ford, Amerika’da eğitim almış Can Kozlu, Cengiz Baysal, Selen Gülün ve çok değerli İmer Demirer, Tuna Ötenel ve ismini sayamadığım onlarca değerli hocayı bünyesinde barındıran Bilgi’nin müzik bölümü keşke hala eski haliyle devam edebilseydi. Benim jenerasyonumdaki müzisyenler Bilgi’de çok şey öğrendi” diyor.
Üniversitede çok şanslı bir dönem geçirdiğini, hem Bilgi’deki arkadaşları hem de hocalarıyla sürekli konserler verdiğini dile getiren Ferit, o zamanlar yeni açılan Nardis Jazz Club ve İstanbul Jazz Center gibi klüplerin kendilerine sahnelerini açtığını ve okuldaki enerjinin bu sahnelere yansıtıldığını, bunun da kendilerini çok mutlu ettiğini belirtiyor.
Fulbright Bursu ile Amerika’ya gitti
18 yaşımdan beri bir müzisyen olarak aktif bir şekilde konserler verip hayatını kazanan Ferit’in 2004 yılının Ağustos ayında, New York’taki School For Improvisational Music’te gittiği workshoplar, onun için adeta biz müzisyen stajı olur. “Oraya aşık oldum ve kendime New York’a kesinlikle geri dönme sözü vererek İstanbul’a döndüm. Bu benim daha mezun olmama bir sene varken New York’ta müzik ile ilgili master yapabileceğim okulları araştırmama vesile oldu. Zaten Amerika’ya gitmeden önce herhalde Türkiye’deki caz müzisyenlerinin yüzde 90’ı ile çalışmıştım” diyen Ferit, okuldan mezun olacağı sene Fulbright Bursu’na başvurur ve bu prestijli ve alması zor olan bursu kazanır. Bursu aldıktan sonra Kerem Görsev ile çalışmaya başlar. Bu süreye kadar Donovan Mixon, Önder Focan ve SPIN gibi gruplarla albüm kayıtları yapar ve sayısız konserler verir.
Mezun olduktan sonra 2006 yılında Amerika’da William Paterson University – Jazz Performans bölümünde master yapmaya başlayan Ferit, iki yıl boyunca New York’ta konserler verir, hem müzikal hem de akademik olarak ona çok şey katan bu iki senede, Mulgrew Miller, ve Bill Goodwin gibi idolü olan müzisyenlerle çalışır. 2008’de New York’ta kendi adına ilk albümünü kaydeden Ferit, bu albümü, Grammy ödüllü Brian Lynch, Vincent Herring, Peter Washington ve başka bir bilgi mezunu olan piyanist arkadaşı Burak Bedikyan ile yaptığını açıklıyor. Bu albüm, 3.90 GPA ile mezun olduğu ‘Master of Music’ diploması ve hayata dair tüm New York birikimleri ile İstanbul’a dönen Ferit, döner dönmez Kerem Görsev ile turnelere başlar ve ‘Diversion’ albümünü kaydeder. Jef Giansily ve Ozan Musluoğlu’nun -o da bir Bilgi mezunu- albüm kayıtları ve sayısız konserler derken kendini Ankara Armoni Mızıkası’nda askerlik yaparken bulur. Askerlik dönüşü konser ve albüm kayıtları hızla devam eder.
Yeni albüm için yine New York’a gidiyor
Şu an başta Kerem Görsev olmak üzere profesyonel caz müzisyenlerinin çoğu ile çalışan Ferit, gündüzleri TRT Radyosu’nun Big-Band’inde çalıyor, haftada bir TRT-Müzik’teki ‘Kerem Görsev’le Caz’ programının devamlı davulcusu. Kerem Görsev ile en son kaydettikleri projenin gerçekten çok iddialı olduğunu düşünen Ferit, “Kerem Görsev Trio ve Ernie Watts ve Alan Broadbent’in yönettiği London Philharmonia Orchestra ile tamamladığımız bu kayıt, Londra’da efsanevi Abbey Road stüdyolarında yapıldı ve Aralık ayında çıkıyor. Adı Therapy” diyor.
Kendi adına New York’ta kaydettiği albümü ‘Nommo’ da çok yakında Türkiye’de satışa sunulacak. Bunun dışında bu ay yine New York’a ikinci albümünü kaydetmeye giden Ferit, “Bu sefer Terell Stafford, Vincent Herring, Anthony Wonsey ve Peter Washington gibi benim rüyalarımı süsleyen bir kadroyla kaydedeceğim bu albüm bana hem heyecan, hem de çok mutluluk veriyor” diyor.
Çok katı bir şekilde sadece caz çaldığını ve hayatı boyunca bunun değişmeyeceğini söyleyen Ferit, caz müziğin hayatındaki yeri ile ilgili şunları söylüyor. “Ben kendime bir yol çizdim, bu yolda kalitesiz, popüler kültüre hitap eden müzik çalmak hiç olmayacak. Türkiye’de cazı geliştirmek ve insanların bu güzel müziği keşfedip benim gibi sahip çıkmasını sağlamak istiyorum.” Müzisyenlerin iş dışında bir hayatlarının söz konusu olmadığını düşünen Ferit, 24 saat müzikle ilgileniyor. Hobi olarak 5 yaşından beri kayak yapıyor ve yeni yeni sailing ile ilgilenmeye başlıyor.