Erdem Yörük / Ses Teknolojisi 2009
Çocukluğundaki akordion tutkusu kariyerini belirler. Üniversite yıllarında Türkiye’nin en tanınmış sanatçılarına aranjörlük yapmaya başlar. Sezen Aksu ile tanışması ise kariyerinde dönüm noktası olur.
İlkokul yıllarında müziğe ilgi duymaya başlayan Erdem, o dönem ablası ve kuzenlerinin hafta sonları gittiği mandolin ve akordion derslerine seyirci olarak katılır. Daha sonra evdekilere akordion çalmak istediğini söyler. Babası da onu kırmayarak küçük bir akordion alır. O günden sonra akordion çalmak onun için vazgeçilmez bir tutku haline gelir. Okuldan eve gelir gelmez sokağa çıkıp oynamak yerine akordionla vakit geçirir. Ailesi başta bunu bir hobi olarak gördüğünü zannetse de zamanla Erdem’in ilgisi artar ve bir müddet sonra klavye çalmaya başlar. 14 yaşında piyano dersleri almaya başlayan Erdem, yaklaşık 4 sene aralıksız piyano derslerine devam eder. İlk sahne deneyimini 17 yaşında arkadaşlarıyla kurdukları rock grubu ile Kemancı Bar’da yaşar.
1996 yılında M.S.Ü. Devlet Konservatuarı sınavlarına girerek Etnomüzikoloji bölümünü kazanan Erdem’in okulla birlikte sahne çalışmaları da aralıksız devam eder. Devlet konservatuarlarında sıkça yaşanan baskıcı tutumlar, kurallar ve vizyon darlığı onu yorar, üç sene burada okuduktan sonra okuldan ayrılmaya karar verir. Okulu bıraktıktan sonra iki sene kadar sahnede çalmaya devam eder. Bu dönem, işin mutfak kısmına yani stüdyo ortamına girmeye başlar. Kayıt ve mix teknolojileri ilgisini çok çeker ve bir müziğin nasıl kaydedildiği nasıl mixlendiğini görmek onu gerçekten heyecanlandırır. “Fakat Türkiye’de o dönemlerde bu işin eğitimini veren bir okul ya da kurum yoktu” diyen Erdem, 2001 yılında bir müzisyen arkadaşının tavsiyesiyle Bilgi’nin müzik bölümünü duyar, sınavlara girerek burada okumaya başlar. Konservatuar yıllarından sonra Bilgi’nin cennet gibi olduğunu söyleyen Erdem, “Her türlü müzik tartışılabiliyor, yorumlanabiliyor ve icra ediliyordu. Sound Tecnology bölümünü seçmemdeki tek neden; var olan müzikal birikimimin dışında işin stüdyo kısmında hissettiğim eksiklerimi tamamlamaktı, gerçekten tamamladı da” diyor.
Sezen Aksu müzik kariyerine yön verdi
Üniversite yıllarında yoğun olarak stüdyolarda birçok albüm projesinde aranjör olarak çalışan Erdem’in Sezen Aksu ile tanışması müzik kariyerinin dönüm noktası olur. 2001 yılında tanıştığı Sezen Aksu’nun ‘Şarkı Söylemek Lazım’ ve ‘Yaz Bitmeden’ albümlerinde düzenlemeler yapan ve müzik prodüktörü olarak çalışan Erdem, 2001-2005 yılları arasında Aksu’nun orkestra şefliğini üstlenir ve sahnede piyano, keyboard ve akordion çalarak ona eşlik eder. Mezun olduktan sonra iş temposu artan Erdem, okul nedeniyle vakit ayıramadığı bir çok projede çalışma imkanı bulur. 2009 yılında İskender Paydaş’ın Rumelihisarı’ndaki stüdyosunu devr alan Erdem, halen çalışmalarını burada sürdürüyor.
Bugüne kadar Işın Karaca, Sezen Aksu, Barış Manço, Ogeday, Emel Müftüoğlu, Seda Sayan, Levent Yüksel, Erdem Yörük, Eda Özülkü, Metin Özülkü, Zeynep Casalini, Tayfun Hancılar, Berkay, Serdar Şenel’in albümlerinde çalışan Emir, ‘Başka Dilde Aşk’, ‘Kırk’ ve ‘Lale Devri’ adlı film müziklerinde; ‘Aria’, ‘Saray Halı’, ‘Fanatik Ege’ ve ‘Best Fm’ in jinglelerinde, Sezen Aksu, Işın Karaca, Ajda Pekkan, İzel ve Mustafa Ceceli’nin sahne çalışmalarında yer aldı.
Lise yıllarında katıldığı Milliyet ve Hürriyet müzik yarışmalarında beste ve düzenleme dalında ödüller alan Erdem, şu aralar sahnede Mustafa Ceceli ve Ajda Pekkan’a eşlik ediyor. Kısa bir süre önce Amerika’da yaşayan ve Hollywood filmleri için afiş tasarımı yapan Emrah Yücel’in yapımcılığını üstlendiği “Kırk” filminin müziklerini hazırlayan Erdem, yaklaşık iki ay süren yoğun stüdyo çalışmalarının sonunda ortaya çıkan filmin müziklerinin 45 kişilik Ermeni Vartanant korosunun katkılarıyla İmaj Stüdyoları’nda kaydedildiğini belirtiyor. Son olarak Türk pop müziği kategorisinde en son Best Image Müzik firmasından çıkacak Serdar Şenel’in ‘Sana Tebrikler” albümünde düzenlemeler yapan Erdem, bu albümün son dönem Türk pop müziğine yeni bir soluk getireceğine inanıyor. Bu aralar Pelin Bindal, Nazan Öncel ve Fatih Erkoç albüm projeleri için stüdyoda çalışan Erdem, ayrıca bir kaç ay sonra arkadaşı Cem Erman ile sahnede icra edecekleri etnik müzik projesini hazırlıyor.
Hedefi, büyük bir stüdyo kurmak
Bugüne kadar Türkiye’nin en önemli isimleriyle çalışan Erdem’e göre, hiç kimse kariyer yapmak adına müzisyen olmaz. “Müziğe amatör olarak başlayıp bu işe gönül verdiğinizde, ilerleyen zamanlarda karşınıza çıkan değerli müzisyenlerden olumlu notlar almaya başladığınız an kariyerinizi yapmaya başlamışsınızdır” diyen Erdem, ilerde çiftlik havasında büyük bir stüdyo kompleksi kurmak istiyor. Yurtiçi ve yurtdışından gelip kayıt yapmak isteyen müzisyenleri burada ağırlamak, onlarla fikir alışverişi yapabileceği bir alan oluşturmak hedefi. Yani kısaca müzikten kazandığını yine müziğe yatıracak.
Müzikle ilgili çok büyük ve uç hedeflerinin asla olmadığını söyleyen Erdem, bu işi amatör ruhla yapabilmek, o heyecanı kaybetmemek gerektiğine inanıyor. İleride sadece film müziği yapmak istediğini çünkü görsel bir eseri müziğinizle başka boyutlara taşımanın gerçekten çok heyecan verici olduğunu düşünüyor.
Müzik dışında yeni restoranlar keşfetmek ve değişik lezzetler tatmaktan çok hoşlanan Erdem, iş nedeniyle yaptığı çok sayıdaki yurtiçi ve yurtdışı seyahatlerinde, birbirinden farklı yemekleri tatma fırsatı buluyor. Erdem’in yapmak istediği ancak zamansızlıktan fırsat bulamadığı hobiler arasında, fotoğrafçılık ve astronomi de var.