İsmail Bucak / Reklamcılık 2004 / Kalpazankaya Restaurant-İşletmeci
İsmail’in zirveye çıkarmaya çalıştığı Kalpazankaya Restaurant, dedesinden babasına, ondan da kendisine miras kalır. İsmail, Burgaz Ada’da bir aile geleneğini geleceğe taşıyor.
Mekan işletmeciliğinin dedesinden babasına, babasından da kendisine kalan bir miras olduğunu söyleyen İsmail, 2002 yılında babasının ölümü ile Burgaz Ada’daki Kalpazankaya Restaurant’ın başına geçer. Daha önceden de restorana gidip orada çalışan İsmail, işin içine girince ne kadar zor bir meslek olduğunu anlar. Her müşterinin farklı zevklere ve damak tadına sahip olmasının restoran işletmeciliğini oldukça zorlu kıldığını düşünüyor. Üniversitede okuduğu dört yıl boyunca, cafe-büfe tarzı hizmet veren Kalpazankaya’nın içindeki bağımsız bir mekanı işleten İsmail, bu mekan sayesinde ticaret hayatını ve işletmeciliği tecrübe edinir.
“Bu benim restoran işletmeciliğine ve ticaret hayatına daha çabuk adapte olmamı sağladı ve işletmeciliğe giriş için bana bir temel oluşturdu” diyen İsmail, mezun olmadan önce başına geçtiği Kalpazankaya’yı daha başarılı ve iyi hale getirmek için kendini işine adar. “Kendimi bu işe o kadar çok adadım ki tüm zamanım restoranda geçer oldu” diyen İsmail, mezun olduktan sonra kendini daha rahat bir şekilde işe vererek kısa zamanda hedeflerine ulaşır.
2004 yılında beraberliklerinin ikinci yılında oldukları şu anki eşiyle birlikte Almanya’nın Münih şehrine giden İsmail, burada yaklaşık 6 ay kaldıktan sonra nişanlanır. 2005 yılı Ağustos ayında İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin kurucularından Halit Kakınç’ın şahitliğini yaptığı bir törenle evlenen İsmail’in geçen sene Şubat ayında oğlu dünyaya gelir.
Kalpazankaya’nın kapasitesi 400 kişi
Halen işletmeciliğini yaptığı Kalpazankaya Restaurant’ın 1960 yılında dedesi tarafından kurulduğunu, öz sermaye ile zor şartlarda kurulan bu restoranın bugün 400 kişi kapasiteye ulaştığını vurguluyor. Kalpazankaya’daki hemen hemen tüm işlerin her aşamasından tek sorumlu kişinin kendisi olduğunu söyleyen İsmail, sebze halinden sebzeyi, balık halinden balığı ve kesimhaneden eti alıyor, işletme muhasebesini yapıyor. “Kısaca en küçükten en büyüğe akla gelecek tüm işleri bizzat kendim yapıyorum. Her türlü detayı eşim ve ben beraber planlıyoruz” diye konuşan İsmail, restoran işletmeciliğinde tatil ve bayram günlerinde de çalışıldığı için nerdeyse tüm vaktini işte geçiriyor.
Kalpazankaya’nın tanıtımı, bilinirliğini artırmak için çalışmalarını sürdüren İsmail, mesela Ayhan Sicimoğlu’nun yaptığı bir program sayesinde hedef kitleye ulaştıklarını söylüyor. İsmail, Ayhan Sicimoğlu’nun yaptığı programın hikayesini şöyle anlatıyor: “Birgün eşimle birlikte ‘Ayhan Sicimoğlu ile Renkler’ programını izliyorduk. Programı izledikten sonra, ülkemizin en renkli, entelektüel ve neşeli simalarından biri olan Ayhan Sicimoğlu’na bir mail atarak, restoranımızı ve çalışmalarımızı anlattık. Kendisi bir gün sonra bize cevap yazarak, Kalpazankaya ile ilgili program yapmak istediğini söyledi. Çok güzel ve çok etkili bir program oldu. Bu program bize çok büyük bir geri dönüş sağladı ve tam istediğimiz hedef kitlemize ulaşmış olduk.”
Türkiye’nin en iyi 10 restorandan biri
Geçen yıl Hürriyet Gazetesi’nin yayınladığı “En iyi 10 restoran” listesine alınan Kalpazankaya’nın çeşitli internet sitelerinde ve dergilerde de en iyi restoranlardan biri olarak yazıldığını söyleyen İsmail, bunu hak ettiklerini çünkü kaliteli ve sağlıklı hizmet vermek için gerekli kurallara uyduklarını belirtiyor. Büyükşehir Belediyesi’nin verdiği “Hijyen Sertifikası” ile onurlandırıldıklarını sözlerine ekleyen İsmail, gelecekte de bu çizgiyi devam ettirmeyi hedefliyor. “Gelecekte kalitemiz, lezzetimiz ve hizmetimiz ile İstanbul’un en iyi ve köklü restoranları içinde kalıcı olmayı ve en iyiler arasında anılmayı sürekli kılmak istiyoruz” diyen İsmail, gençliğin verdiği güçle sürekli yeni arayışlar içinde ve bunun sonucunu da başarı ve memnuniyet olarak alıyor.
Mekan işletmeciliğinde dikkat edilmesi gereken en önemli konulardan birinin sürekliliği yakalamak olduğunu düşünen İsmail, “Sürekliliği yakaladığınız anda mutlaka başarınız taçlandırılır. Restorana aynı müşteriler sık sık gelmeye başlıyorsa, personele ve işletmeciye ismi ile hitap ediyorsa, aynı şekilde personel ve işletmeci müşterilere ismi ile hitap ediyorsa, bu sektörde başarıyı yakaladınız demektir. Ben de büyük bir oranda aynı müşteri kitlesine hizmet ettiğim için kendimi başarılı buluyorum” diyor. Mekan işletmeciliğinde bir işletmenin zirveye çıktığında orada kalıcı olmayı başarması gerektiğini söyleyen İsmail, çoğu işletmelerin kısa sürede zirveye çıkıp aniden yok olduğuna dikkat çekiyor.
Yaklaşık sekiz yıldır çalıştığı sektöre girdiğinden beri, kendine pek vakit ayıramamaktan şikayet eden İsmail, geçen yıl yaşadığı ciddi bir sağlık sorunu nedeniyle, stresten uzak durmaya çalışıyor. Bunun için teknesi ile geziyor, amatör dalış yapıyor. Film seyretmeyi çok seven İsmail, zaman buldukça ailesi ile tatile çıkıyor.