Musa Nazım Paralı / İşletme 2002 / Pj Gıda-Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Mehmet Paralı / İşletme 2001 / Pj Gıda-Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Bilgili iki kardeş… Birlikte okudular, birlikte askere gittiler ve sonunda birlikte Amerika’nın en tanınan pizza markalarından birini Türkiye’ye getirdiler.
Amerika’nın en beğenilen pizza markalarından Papa Johns’u Türkiye’ye getiren Nazım ve Mehmet kardeşler, bu işe girmeden önce tekstil sektöründe faaliyet gösteren aile şirketlerinde çalışırlar. Çocukluklarından beri tekstille büyüyen Nazım ve Mehmet, profesyonel iş hayatına önce ailenin iplik fabrikasında çalışarak başlarlar. 2004 yılının sonunda askere gitmek için işten ayrılan kardeşler, 2005 yılında askerliklerini tamamladıktan sonra diğer kardeşleriyle birlikte tekstil dışındaki sektörlerde de yer alma kararı alırlar.
Üniversitede eğitimini aldıkları işletme bölümünün yaptıkları işin her alanını kapsadığı için kendilerine çok büyük avantaj sağladığını söyleyen Mehmet, “Üniversitede her şeyin teorisini öğreniyorsunuz ve bu öğrendiklerinizle her şeyi çok rahat yapabileceğinize inanıyorsunuz. Ama gerçek iş hayatı teoride öğrendiklerinizden çok farklı. Teori ile pratiği birleştirdiğinizde farklı bir bakış açısı geliştirebiliyorsunuz” diyor. Nazım ve Mehmet, üniversitede okurken staj yaptıkları aile şirketlerinde en alt kademeden başlayarak iş hayatını öğrenmeye çalışırlar, staj yaparken öğrendikleri bilgilerle üniversitede öğrendiklerini birleştirerek profesyonel iş hayatının alt yapısını oluşturmaya çalışırlar.
İşin mutfağından başladılar, eğitim aldılar
Eğitimlerinde olduğu gibi askerliklerini de aynı dönem yapan Nazım ve Mehmet’in kız kardeşleri cafe- restaurant işletmeciliği ile ilgili marka yaratma konusunda eğitim aldığı için, aile şirketi olarak Türkiye’de marka yaratmak veya yurtdışından master franchise almak için yola çıkarlar. Kuzenlerin de bu sektöre girmek istemesi nedeniyle, hep beraber bu alanda isim yapmış ünlü kahve zincirleriyle görüşmeye başlarlar. Nazım ve Mehmet’in ağabeylerinin Amerika’da yaşayan arkadaşının önerisi ile Papa Johns Pizza’nın Türkiye haklarını almaya karar verirler. Amerika’da ve dünyada ‘daha iyi malzeme daha iyi pizza’ sloganıyla ün yapan, Amerika’nın üç büyük pizza zincirinden Papa Johns Pizza’nın hikayesini öğrendikçe kendilerini bir anda markayı Türkiye’ye getirmek için gerekli prosedürlerin içinde bulurlar.
Yaklaşık bir buçuk yıl markanın isim hakkını almak ve alt yapı çalışmalarını bitirmek için çalışan kardeşler, 2008 yılında kız kardeşleriyle birlikte eğitim almak için Amerika’ya giderler. Amerika’ya eğitim almak için yöneticilerden birini göndermek yerine markanın sahibi olarak üç kardeş gittiklerini söyleyen Nazım, “Çünkü dedem Ahmet Paralı’nın dediği gibi eğer bir işte başarılı olmak istiyorsan o işin mutfağından başlamalısın” diyor. Bu yüzden Amerika’ya giden kardeşler, burada yaklaşık iki ay eğitim alarak, doğru bir markayı getirdiklerine emin olurlar. 2008 yılının Ağustos ayında, Bağdat Caddesi Selamiçeşme’de ilk şubelerini, ardından Viaport şubelerini açarak Papa Johns Pizza’yı Türkiye’ye getirirler. 2009-2010 yılları arasında Ataşehir, Bostancı ve Çekmeköy şubelerini de açarak Anadolu yakasında şube sayılarını artıran ikili, geçen ay da Avrupa yakasındaki ilk şubelerini Esentepe’de açarlar. Yılsonuna kadar 20 şubeye ulaşmayı hedefleyen Nazım ve Mehmet, Papa Johns Pizza’nın farkını; “Yüzde 100 dondurulmamış hamur, dana eti ve mozeralla peyniri kullanılıyor. Her pizza ile ayrıca özel sarımsaklı sos ve iki adet biber turşusu veriyoruz” diye anlatıyor.
Papa Johns’u Türkiye’ye yayacaklar
Şu aralar, genç ve dinamik bir kadrodan oluşan ekiple Papa Johns markasının önce İstanbul’da sonra da tüm Türkiye’de hızla yayılması için çalışıyorlar. Bu arada yine dünyada isim yapmış gıda ve tekstil firmalarıyla Türkiye haklarını almak için görüşmeler halinde olan kardeşler, gıda ve tekstil sektöründe irili ufaklı ödüller de almışlar. En son Papa Johns Pizza Türkiye olarak ‘2009 yılında uluslararası pazarda en hızlı büyüyen ülke ödülü’ aldıklarını söyleyen Nazım, ilerde tekstil ve gıda sektöründe yine dünyada isim olmuş bir markanın master franchise’si olmayı da hedeflediklerini söylüyor.
Mekan işletmeciliğinde en önemli konunun müşteri memnuniyeti ve sadakatini sağlamak olduğuna dikkat çeken Mehmet, “Takım arkadaşlarınıza ekip ruhunu aşılarsanız, başarıyı yakalarsınız. Sizin restoranınızda çalışan personelin sizi temsil ettiğini unutmamak gerekir” diyor. Zamanlarının çoğunu ofiste, restoranda veya yeni açılacak noktaları belirleme çalışmaları ile geçiren Nazım ve Mehmet, fırsat buldukça spor salonuna, sinema, konserlere gitmeye çalışıyor. Özellikle hafta sonları, Convertible Corvette’i ile dolaşmayı seviyorlar.