İstanbul Bilgi Üniversitesi geleneğini Bursa’ya taşıyor. Şubat ayında hizmete girmeye hazırlanan BİLGİBursa merkezi öncelikle Türkçe MBA programını öğretime açacak.
Kuruluşundan bu yana, sadece İstanbul merkezli kalmayan, Türkiye dışında da akademik kalitesi ve birikimi yüksek kurumlarla işbirliği yapan İstanbul Bilgi Üniversitesi; daha Erasmus türü programlar Türkiye’ye gelmeden bu tür değişim sistemlerini uygulamaya başlamıştı. Türkiye’nin en büyük üniversite şehri olan İstanbul’da bir ‘kent üniversitesi’ olmak hedefiyle 1996’da kurulan İstanbul Bilgi Üniversitesi şimdi de İstanbul dışına çıkarak Şubat ayında Bursa’da öğretime başlıyor.
İlkler ve yenilikler konusunda öncülüğünü sürdüren BİLGİ’nin Türkiye’de, İstanbul dışına da akademik iklimini ve kurum kültürünü taşıma projesinin, esasen Laureate sisteminin parçası olduktan sonra hız kazandığını söyleyen İstanbul Bilgi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Remzi Sanver, bunun mevzuat itibarıyla ilk projelerini yaptıkları dönemde mümkün olmadığını, ancak sonraları bir dizi mevzuat değişikliği ve yorumuyla olanaklı hale geldiğini dile getiriyor. “Bu alanda ilk adımı, Bursa’da atıyor olmamız aslında çok şaşırtıcı değil” diyen Sanver, konuyla ilgili şu bilgileri veriyor: “Bursa, Türkiye’de sınai birikimin, üretimin ve entelektüel yaşamın yoğun olduğu, yetişmiş insan gücüne en fazla ihtiyaç duyulan kentlerin başında geliyor. Eskilerde İstanbul’dan Bursa’ya gitmek bir ‘seyahat’ sayılırdı. Günümüzde ise sanki uzak bir banliyöye gider gibi son derece rahat ve hızlı bir ulaştırma altyapısı var. Bütün bunlar bir araya gelince, Bursa’nın seçimi de neredeyse doğal bir alternatif olarak karşımıza geldi.”
Bursa, BİLGİ’nin ikinci doğuşu
Bursa’nın bir gelenekler kenti olduğunu düşünen Sanver, bu açıdan BİLGİ geleneğini Bursa’ya taşıyarak kentin bu zenginliğine katkıda bulunmanın kendileri açısından da son derece heyecan verici olduğunu vurguluyor. Özellikle son beş yılda kalkınmada çift haneli rakamlara ulaşarak önemli bir gelişme gösteren Bursa şehrinin, değişik, çok boyutlu ve zengin bir üniversite eğitimi altyapısına sahip olması için ellerinden gelen katkıyı vermekten çok mutlu olacaklarını ifade eden Sanver, “Bursa’ya açacağımız merkezi, BİLGİ için ikinci bir doğuş olarak görüyoruz ve çok heyecan duyuyoruz. Bursa’ya BİLGİ’nin katacakları kadar, Bursa’nın geleneklerinin bizlere son derece önemli bir katkı yapacağını ve bu bütünleşmeden çok verimli bir sonuç çıkacağını umuyoruz” diyor.
BİLGİBursa Merkezi’nin, Nilpark AVM&Ofis’te 700 m²’lik bir alanda öğretime başlayacağını belirten Prof. Dr. M. Remzi Sanver, ilgili yasal şartlar olgunlaşana dek sadece Türkçe MBA, Medya ve İletişim Sistemleri ve Hukuk Yüksek Lisans Programları ile BİLGİ Eğitim’in profesyonel ve sürdürülebilir eğitim programlarının öğretime açacağını açıklıyor. Sanver, böylece, her yaştan öğrenci, mezun, çalışan ve iş insanlarının gerek kişisel gerek akademik gelişimlerini BİLGİ’nin özgün ve yetkin eğitim sistemiyle, kendi yaşamlarının akışında büyük değişiklik yapmaksızın, vakitlerinden büyük fedakârlıklar yapmak zorunda kalmadan sürdürebileceklerini belirtiyor.
Okulun kontenjanı ile ilgili de bilgi veren Sanver, kontenjanların henüz saptanmadığını, Bursa Merkezi’nin gelişmesine paralel olarak hem kontenjan, hem de önerilecek programların düzeyi, alanı ve sayısının çeşitlilik kazanacağını ifade ediyor. Ancak MBA gibi yüksek lisans programlarına başvuruların başladığını söyleyen Sanver, bunun yanı sıra hem gelecek talep hem de varlığı saptayacak eksiklikler çerçevesinde yeni programları İstanbul’dan Bursa’ya taşıyacaklarına dikkat çekiyor.
BİLGİ’li akademisyenler Bursa’da olacak
BİLGİBursa Merkezi programlarından herhangi birini başarıyla tamamlayan öğrencilerin alacakları diploma ile İstanbul’da öğrenim gören öğrencilere verdikleri diplomanın aynı olacağının altını çizen Sanver, “Zaten başka türlü bir işleyiş içinde olmamız ve kendi diplomalarımız içinde bir ayrıma gitmemiz mümkün değil” diye konuşuyor. Bursa’da ders verecek akademik kadro hakkında da bilgi veren Sanver, bununla ilgili şunları söylüyor: “Hedefimiz Bursa’da da İstanbul’da olduğu gibi kendi kadromuzu daima muhafaza etmek ve eğitim geleneğimizi değiştirmeden sürdürmek. Tabii söz konusu MBA olunca sistem, sadece üniversitenin tam zamanlı öğretim elemanlarıyla sürdürülen bir eğitim yapısına değil, piyasada ve entelektüel dünyada temayüz etmiş isimlerin de katıldığı çok daha geniş bir kadro perspektifi ile gerçekleştirilen bir eğitim sürecine işaret ediyor. Bursa’daki üst düzey yöneticilerin de bu MBA derslerine eğitmen olarak katılmaları ve eğitimin bir parçası olmaları muhakkak ki zaman içinde gerçekleştirilmesi yararlı ve gerekli bir boyut olacaktır.”
Sanver, BİLGİ’nin saygın akademik kadrosunda, program yöneticisi Yrd. Doç. Dr. Metehan Sekban başta olmak üzere Prof. Dr. Lale Duruiz, Prof. Dr. Şule Işınsu Özmen, Yrd. Doç. Dr. Jan Sanem Jular, Dr. Fatma Didin, Dr. Uğur Özmen, Dr. Kerim Kazgan, Can Karaşıklı, Levent Erden, Roy Manukyan, Murat Albayrakoğlu’nun ve BİLGİ’li akademik kadronun diğer üyelerinin de bilgiMBA Bursa’da olacağını belirtiyor.
BİLGİ ayrıcalığı yayılıyor
İstanbul Bilgi Üniversitesi’ne kabul edilen her öğrenci gibi, BİLGİBursa Merkezi’ne kayıt yaptıran öğrencilerin de yönetmeliklerin çizdiği çerçevede yatay geçiş yapma imkânına sahip olacaklarını söyleyen Sanver şöyle devam ediyor: “Yatay geçiş, temel olarak lisans programlarını ilgilendiren bir konu. Ancak lisans programı açıldığı an, o programa kayıtlı BİLGİ öğrencisi, bu kaydını nerede yaptırmış olursa olsun aynı kurallara bağlı olacak. Bu anlamda ne İstanbul ne Bursa ne de ileride açacak olduğumuz başka kampüslerde okuyacak öğrencilerimizin arasında hiçbir ayrım olmayacak.”
BİLGİ’nin geleneğini, farkını ve yetkin eğitim sistemini sadece İstanbul ve Bursa’da sınırlamayacağını belirten, bu konuda çok ciddi başka planlarının olduğuna dikkat çeken Sanver, önemli ve şaşırtıcı kararlar arifesinde olduklarını vurguluyor. “Burada temel sorun, geleneklerimiz ve yetkinliğimizden ödün vermeksizin hangi alanda, nerede, nasıl bir genişleme içinde olacağımız konusunda odaklanıyor” diyen Sanver, bu konuda şu bilgileri veriyor: “Mantıklı ve düzeyinden ödün vermeyecek bir genişleme hedefimiz var. Bunları yaparken yakın geçmişte özellikle AB ülkelerindeki başarılı örneklerden de yola çıktığımızı saklamak istemiyoruz. Mesela, Collège d’Europe, Bruges’den sonra Polonya’da Natolin’de kampüs açtı. Fransa’nın efsanevi Ecole Nationale de l’Administration’u, yirmi yıl önce Paris’ten çıkıp Strasbourg’da bir kampüs açtığında herkes ayağa kalkmış ve bunun başarısız olacağını söylemişti. Bugün Strasbourg ENA bir gelenek oluşturdu ve başarısı tartışılmıyor. Günümüz dünyası küresel bir dünya, bu tartışma götürmüyor. Eğitimin temel hedefi de insanları bu küresel dünyaya en hazırlıklı biçimde yetiştirmek. Uzaktan eğitim gibi unsurlar da iletişim teknolojilerinin inanılmaz ilerlemesi sayesinde son derece büyük önem kazandı. Bütün bu saptamaların bize gösterdiği istikamet, eğitim ağını genişleteceğimiz ancak kalite ve entelektüel tavırdan ödün vermeyeceğimiz bir yapılanma. Bunun ilk adımı da BİLGİBursa olacak. Bütün bu açılardan bakıldığında heyecanımız herhalde daha iyi anlaşılıyordur.”