Gökçe Koçak – İşletme 2005 – Yapı Kredi Bankası Altunizade Şubesi Ticari Pazarlama Yönetmeni
Babasının bilgi ve deneyimlerine güvenerek onun gibi bankacı olmaya karar verdi. Çalıştığı bankada müşterilerine sağladığı emek ve özveri ile başarı basamaklarını hızla tırmanıyor.
Bankacı bir anne-babanın kızı olan Gökçe’nin sektöre girişi aslında çocukluğuna dayanıyor. Evcilik oynamayı bıraktıktan sonra bankacılık oynamaya başlayan Gökçe, o yıllarını hazırladığı evrakları müdür rolü yapan ablasına imzalatarak geçirir. Üniversiteden mezun olduktan sonra pek fazla düşünmese de en sonunda sektördeki bilgi ve deneyimine her zaman çok güvendiği babasının yolundan gitmeye karar verir.
Üniversitede İşletme okuyup mezun olduktan sonra master için İngiltere’ye gider ve 2007 yılında Bournemouth Üniversitesi’nde Uluslararası Pazarlama Yönetimi programından mezun olur. “Master yaptığım dönemde gerek okul gerek derslere adaptasyon süremin minimum seviyede olmasını kesinlikle BİLGİ’den mezun olmama borçluyum” diyen Gökçe lisans eğitimi boyunca da Tekstilbank Kurumsal Pazarlama, Marks&Spencer Ürün Yönetimi ve Global Yatırım Holding Halkla İlişkiler bölümlerinde staj yapar. Tüm bu yaptığı stajlar iş tecrübesi olarak ona çok önemli deneyimler kazandırır.
“Riskli ama çok yönlü”
Gökçe hem eğitim hem de iş tecrübesi olarak altyapısını tamamladıktan sonra artık profesyonel iş hayatına hazırlanmaya başlar. Yüksek lisansını bitirip Türkiye’ye döndüğü yıl Tekstilbank’ta MT (Management Trainee) olarak üç ay eğitim alır ve sonrasında da Merter Şubesi’nde Ticari Pazarlama Bölümü’nde iş hayatına adım atar. 2010 yılında yönetmen yardımcılığı, 2012 yılında da yönetmenliğe terfi eder. 2010 yılında Ümraniye Şubesi’ne geçiş yapar. Tekstilbank çatısı altında yaklaşık beş buçuk sene çalıştıktan sonra 2013 yılında Yapı Kredi Bankası’na transfer olan Gökçe bir buçuk yıldır Yapı Kredi Altunizade Şubesi’nde Ticari Pazarlama Yönetmeni olarak çalışıyor. Burada görevi gereği yıllık cirosu ve memzuç riski rakamlarına göre bankanın ticari segment kriterlerine uyan müşterilerin her türlü bankacılık faaliyetlerine yardımcı oluyor.
“Bankacılık sektörünü ticaretin ve ekonominin olmazsa olmazı diye düşünürsek diğer bütün sektörleri de içinde barındırdığından çerçevemiz oldukça geniş. Bir bankacının, müşterisinin içinde bulunduğu sektörün alım-satım vadelerine risklerine, güçlü piyasa oyuncularına, teknolojik gelişmelere ve işin teknik detaylarına hakim olması ayrıca bunların ortaya çıkardığı finansal verileri de doğru analiz etmesi gerekir. İşimiz para satmak olduğu kadar verilen kredinin zamanında geri dönüşünü de sağlamaktır” diyen Gökçe şube bankacılığının riskli ve bir o kadar da yoğun bir meslek olmasına rağmen aynı zamanda da uçsuz bucaksız, ufku geniş, çok yönlü bilgi ve deneyim denizi olduğunu düşünüyor.
Müzikten vazgeçmiyor
Bankacılıkta olduğu kadar her meslekte de en özen gösterilmesi gereken şeyin “takip” olduğunu düşünen Gökçe başarının sırrını işin takibi ve sonuca ulaşmak için yılmadan gayret göstermek olarak tanımlıyor. Bu süreçleri başarıyla yerine getirdikten sonra “Bugün olmasa da yarın mutlaka olur” diyen Gökçe, iş yeteneği ve iletişim becerisini de olmazsa olmazlar olarak değerlendiriyor.
Onun için her müşteri yeni bir proje… Aynı sektörde aynı işi yapan iki firmanın bile birbirinden çok farklı olduğunu bildiğinden hepsine ayrı emek ve özveri gösteriyor.
Bu zamana kadar hem akademik hem de kariyer anlamında başarılı bir hikayeye sahip olan Gökçe bundan sonraki mesleki adımını da şube ya da daha üst düzey yöneticilik olarak görüyor. Aynı basamakta sağa sola gitmektense hep bir üst basamağa çıkmayı hedefliyor ve değişimin gücüne de yürekten inanıyor.
En büyük değişmezi ise müzik. Özellikle elektronik müzik dinlemekten büyük keyif alan Gökçe, kuruluşundan beri 93.7 FG’nin daimi dinleyicisi. Hatta geçtiğimiz Ramazan Bayramı’nda Alaçatı’daki düzenlenen organizasyona katılması da bunun en büyük kanıtı.
BİLGİ’de bir dönem aldığı DJ’lik eğitimini ilerletemese de şimdilerde dinleyici olarak bu ilgisini sürdürüyor. Bunun dışındaki diğer bir diğer keyfi yüzmek. Saatlerce yüzmekten haz duyan Gökçe aynı zamanda at biniyor. Bu tutkusunu vazgeçilmez kılan ise atlara duyduğu sonsuz sevgi…