BİLGİ Televizyon Haberciliği ve Programcılığı Bölümü’nden 2008 yılında mezun olan Emir Akdoğan, Plaj Voleybolu Milli Takım sporcusu ve FB TV’de “Smaçör” Programı’nı sunuyor.
Emir, BİLGİ Televizyon Haberciliği ve Programcılığı Bölümü okurken Reklamcılık Bölümü’nden de dersler alarak yan dal yaptı. 2008 yılında mezun olduktan sonra iş hayatına bir haber kanalının haber merkezinde başladı. Askere gidip geldikten sonra Plaj Voleybolu Milli Takımı’na seçildi. On parmağında on marifet olan Emir, şimdilerde bir yandan Rio Olimpiyatlarına hazırlanıyor, spor sponsorluğu konusunda projeler yürütüyor, bir yandan Haliç Üniversitesi’nde ders veriyor, BİLGİ’de yüksek lisans yapıyor ve FB TV’de “Smaçör” Programı’nı sunuyor.
“Aklımdaki her şeyi denedim”
Lisans eğitimi sırasında reklamcılığa çok meraklı olan Emir, reklam ajanslarında staj yapmayı da ihmal etmedi. Bu süreçte kitlesel iletişimi ve markaları yakından tanımaya başladı ve “Bir ay” diyerek başladığı stajı altı ay kadar sürdü. Kısa süre yurt dışına çıkıp döndükten sonra medyayı tanıma isteği ağır bastı ve bir televizyon kanalının haber merkezinde çalışmaya başladı. Yoğun bir seçim dönemi ve siyasi sürecin ardından askere gitmek için kanaldan ayrıldı.
Emir, sosyal etkinlikler, spor ve iş tecrübeleriyle geçen lisans eğitimi için “Aklımdaki her şeyi denemeye çalıştım. Yine de geriye dönüp baktığımda sanatsal kulüplerde daha aktif olmak isterdim. BİLGİ her yönüyle hayatın çok içinde olan bir kurum” diyor. Belki de bu yüzden BİLGİ’den kopamayan Emir, yüksek lisansını da BİLGİ Next Academy’de yapıyor.
“İletişimden kopmak istemedim”
Sporcu bir babanın etkisiyle küçük yaşlardan itibaren sporla ilgilenen Emir, askerden döndükten sonra yeni kurulan Plaj Voleybolu Milli Takımı seçmelerine davet edilip Olimpiyat kadrosuna seçilince profesyonel sporculuğa başladı. Profesyonel sporculuğu sırasında eğitimini aldığı iletişimden de kopmak istemeyen Emir, önüne gelen fırsatı nasıl değerlendirdiğini şöyle anlatıyor: “Spor yapan herkes gibi mutluydum ama iletişimden de kopmak istemiyordum. Bu sırada kurulan Plaj Voleybolu Kış Ligi için sponsor ihtiyacı doğduğunda beklediğim fırsat da gelmiş oldu. Ajans ve medya tecrübelerimden de faydalanarak markaların ihtiyacına uygun spor sponsorlukları uygulamaya başladım. Zamanla markalar ve spor branşları çeşitleri de arttı.”
Spor sponsorlukları dışında profesyonel Plaj Voleybolu Turu’na da katılan Emir, 2014 Yaz Turu’nu Türkiye üçüncüsü olarak bitirdi. Mayıs ayında başlayacak 2015 Yaz Turu için sponsorluk görüşmeleri de sürüyor.
Üniversitede ders veriyor
Emir’in yaptıkları bunlarla da bitmiyor. Bunların yanında Haliç Üniversitesi Spor Yöneticiliği bölümü son sınıf öğrencilerine iki yıldır “Spor Sponsorluğu” dersleri veriyor. “Ulusal TV yayını ve vergi indirimleri sporda sponsorluğu çok cazip hale getiriyor. Olimpiyat hedefi ve başarılı sonuçlar da özellikle markaların imajını ve sosyal sorumluluğunu güçlendiriyor. Bu nedenle spor sponsorlukları, ülkemizde ve dünyada her sene artıyor. Ben, mümkün olduğunca verdiğim eğitimlerde sektör ile öğrencileri bir araya getirip, sporun eğitimli kişilerce yönetilmesine katkı vermek istiyorum” diyor.
FB TV’de de her hafta Perşembe günleri sabah 10.00’da Aslı Duru ile birlikte “Smaçör” adlı voleybol programını sunan Emir, programda haftalık voleybol gündemi hakkında bilgiler veriyor. Hem keyifli hem de düzeyli bir spor programı yapmanın bu karmaşık spor ortamında gerçekten önemli olduğunu belirtiyor.
Sorunların çözümü sporda
Bir yıl sonra gerçekleştirilecek Rio Olimpiyatları’na hazırlanan Emir, bu noktada hepimizin Türk Sporu için bir şeyler yapabileceğine inandığını ve bugün yaşanan birçok sorunun çözümünün sporda yattığını söylüyor. Emir’in gelecek planları arasında Olimpiyatlar dışında spor ve eğitimi buluşturan birçok projeye imza atmak var. Emir, “Her ikisi de birbirini besliyor. Gelişmiş toplumların istisnasız bunu başardığını görüyorum. Bizim de toplum olarak eğitim ve spora çok ihtiyacımız var. Atatürk boşuna bu kadar öne çıkartmadı sporu ve sanatı. Güçlü bir toplum için ikisi de vazgeçilmez. Ülkemizde ne yazık ki çok yanlış anlaşılıyor. Maça bıçakla gitmenin veya küfür etmenin sporla bağdaşmadığını öğrenmemiz gerekiyor ki bunun yolu da sporu doğru ve adil oyun olarak öğretmekten geçiyor” diyor.