BİLGİ İletişim Fakültesi’nden 2013 yılında mezun olan ve BİLGİ Pazarlama Departmanı’nda fotoğrafçı olarak çalışan Hüseyin Aldemir, fotoğraf çekimi için gittiği Sibirya buzullarında üniversitenin bu yılki sloganı “BURASI BİLGİ” flamasını açtı. Sibirya’da yaşadıklarını Vitae’ya anlattı.
Hem gezmeyi sevdiğim hem de fotoğraf çekimleri yaptığım için seyahat ediyorum. Trans Sibirya Ekspresi’ne binmek de hayallerim arasındaydı. Böyle bir fırsat ayağıma gelince hiç durmadım. (Trans Sibirya Ekspresi: Rus Çarı’nın özel treni ile Pekin’den Moskova’ya yapılan tren seyahati)
Seyahat yaklaşık dokuz gün sürdü. Altı günü yolculukla geçti. Sadece Olkhon Adası’nda üç gece konaklayabildik. İngilizce gibi hayatımızı kolaylaştıran bir dilin kullanılmadığı bir bölgeyi ilk defa gördüm. Gümrük görevlileri dahil kimseyle İngilizce iletişim kuramadık. Biraz Rusça bilmek ve Kiril Alfabesi’ni okuyabiliyor olmak orada hayat kurtarıyor. Aksi takdirde benim gibi karnınızın doymadığını ifade etmeniz gerektiğinde “Daha fazla yemek istiyorum” demek için “Mama” diye seslenerek göbeğinizi gösteriyorsunuz.
“Tosun gibisin”
İstanbul’dan Novosibirsk’e uçtuk. Havalimanından çıkar çıkmaz iklim, insan modeli ve kültür üçlüsü size “Hoşgeldin” diyor. Her tarafı kar ve buzla kaplı Novosibirsk’te yaklaşık altı yedi saatlik bir yürüyüş gerçekleştirdik. Çünkü bizi İrkutsk’a götürecek trenin saati akşam 20:30 civarıydı. Şehrin ve dünyanın en önemli eserlerinden sayılan ikinci büyük opera binasını gördük. Trene binmek için Novosibirisk Tren İstasyonu’nda Moskova saati uygulamasının yaşamımıza etkisiyle tanıştık. Yaptığımız yolculuk saati hesaplamasının –uçak, tren, minibüs gidiş-dönüş süreleri- hatalı olduğunu fark ettik. Çünkü Novosibirsk’te saat 20:00 olduğunda Moskova’da saat henüz 17:00’dı. İrkutsk’la Moskova’nın arasındaki fark ise, beş saat. Tüm ulaşım araçlarının saati Moskova saatine göre planlanıyor.
Bunu hep göz önünde tutmazsanız, aktarmalar veya dönüş günü hesaplamalarınız yanlış oluyor. Bilet iptali ise, Rusça bilmiyorsanız neredeyse imkansız. Biz biletlerimizi az İngilizce bilen bir Rus gencin yardımıyla gerçekleştirdik ama bu yaklaşık 4 saatimizi aldı. Rus genç, kız arkadaşını aradı, arkadaşlarımız ona İngilizce durumumuzu anlatırken telefondaki kadın, gence Rusça anlattı. O da gişe görevlisine Rusça anlatarak bizi yeni bilet almak yerine küçük bir cezayla kurtardı. Novosibirisk’ten yaklaşık 35 saat süren bir tren yolculuğuyla İrkutsk’a gittik. İrkutsk bizim anladığımız anlamda yoğun şehir hayatının yaşandığı son noktalardan diyebilirim. İrkutsk’ta trenden indikten sonra, Olkhon’nun Khuzkir köyüne yaklaşık altı saat süren bir minibüs yolculuğu yaptık. Yolculuk Anadolu’daki köy minibüsleriyle aynı nitelikte, biraz sıkışık ve konforsuz bir yolculuk olduğunu meraklılarına söylemeden geçmeyelim. Gidiş yolunda Özbek bir Türk aileyle seyahat ettik ve diyaloglar nedeniyle bolca güldük. Mesela, ekipten bir kız arkadaşımıza Özbek ailenin babası sağlıklı ve güzel olduğunu ifade etmek için “Tosun gibisin” deyince bu durum neşemize neşe kattı.
Buz üzerinde 100 km hızla giden araçlar
Baykal Gölü’ne vardığımızda, üzerinde saatlerce yürüdük ve seyahat ettik. Bu kadar büyük bir gölün donmuş olduğunu görmek bile şaşırtıcıyken, buzların çatlarken çıkardığı sesleri duymak ve buz üzerinde yaklaşık 100 km hızla giden araç trafiğini görmek çok ilginçti. “O kadar soğukta nasıl yaşanıyor?” diye soruyor insanlar ama esasında bu durum oraya gittiğinizde çok da ilginç gelmiyor. Uludağ’a gidiyorsunuz gibi düşünün… Ortalama outdoor malzemelerle rahatlıkla hareket ediyorsunuz. Belki Uludağ, Sibirya’dan daha çileli bile olabiliyor hatta. Anadolu Kültürü’nü biraz bildiğinizde bu tecrübeler size çok uzak gelmiyor. Örneğin tuvaletlerin dışarıda olması ve odun sobasıyla suyun ısıtıldığı hamam kültürü bizim coğrafyamıza aykırı ve uzak şeyler değil. Trans Sibirya Ekspresi ve yolculuk boyunca birçok iş nedeniyle muhatap olduklarımızın çoğunlukla kadın olmaları “Yahu bu erkekler ne iş yapar” dedirtiyor. “Rus erkekleri çalışmaz” bilgisi hep kulaktan dolma biçimde belleklerimizdedir ama insan kendi gözleriyle görüp doğrulayınca ve coğrafyanın sertliğini düşünce biraz yadırgıyor.
BİLGİ’liler her yerde!
Seyahate gitmeden önce, BİLGİ Pazarlama Müdürü Özge Baykurt’la seyahate ilişkin konuşurken “Yeni dönem sloganımız ‘BURASI BİLGİ’ye dair bir şeyler yapsak güzel olur” diye öneride bulundu. Aradan bir gün geçmemişti ki BİLGİ Mütevelli Heyeti Başkan Yardımcısı Çağrı Bağcıoğlu Sibirya’ya seyahat edeceğimi öğrendi. Aynı fikri kendisi de söyledi ve her zamanki yüksek enerjisiyle “Harika, işte böyle! BİLGİ’liler her yerde! BİLGİ’nin mezunu ve fotoğrafçımızın oralarda çekime gitmesi muhteşem. Bayrağımızı dalgalandırırsın artık” dedi. Yolculuğa çıkmama bir gün vardı ve hemen küçük bir bayrak yaptırdık. Böylece yeni dönem sloganımıza Sibirya’dan ses vermiş olduk.