2000 yılında “bağımsız, özgür ve eleştirel üniversite yayıncılığı” ilkesiyle kurulan İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları bu yıl 15. yılını kutluyor. 15. yılını sempozyumlar, paneller ve konferanslarla kutlayacak İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları’nın Genel Yayın Yönetmeni Fahri Aral, 15 yılı değerlendirirken, bu yıl sosyal bilimlerin yanı sıra bilim ve teknoloji alanlarında da yeni kitaplar sunacaklarının müjdesini verdi.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları 15. yılını kutluyor. Siz bu 15 yılı nasıl değerlendiriyorsunuz?
İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları 2000 yılında kuruldu. 15 yılda Türkiye’de üniversite yayıncılığı alanında çok önemli adımlar atarak, akademik yayıncılığın yeni bir anlayışa sahip olmasını sağladı. Yayınevimizin kuruluş amacı, ülkemizde yüzyılı aşkın bir geçmişi olan akademik yayıncılıkta bir değişimi gerçekleştirmek ve bunu yaparken de üniversite yayıncılığının birikiminden hareketle yeni ve farklı bir anlayışı yerleştirmekti. Bu süre içinde bunu başardığımızı sanıyorum. Bugün yayınevimizin geliştirmiş olduğu özgür, bağımsız ve eleştirel yayıncılık anlayışı, Türkiye’de yayın yapan ve yapacak olan üniversitelere örnek olmakta, savunduğumuz ilkelere uygun örgütlenen üniversite yayınlarının sayısı artmaktadır. İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları bu konuma gelmek için geçen 15 yılda, her türlü düşüncenin toplumda serbestçe dolaşımına ve tartışılmasına önem vermiş, yayınlamış olduğu kitaplarda bu hassasiyeti korumuş; bilimsel ilkelerden taviz vermemiştir.
“Bilim insanlarımızın katkıları çok önemli”
Yayınevinin çalışma düzeni ve yayın anlayışı nasıl gelişti?
Ben Genel Yayın Yönetmeni olarak kuruluşundan beri çalışan, yayınevinin yayın ilkelerinin oluşumunda önemli katkıları olan eski bir yayıncıyım. Ama yayınevinin çalışma düzeni ile özellikle yayın ilke ve anlayışının biçimlenmesi, üniversitemizin özgür düşünceyi temel alan yapısı ve savunduğu eğitim öğretim anlayışı ile uyum içinde gelişti. Yayınevimizin bu aşamaya gelmesinde, bu ilkelerle donanmış öğretim üyelerimizin çalışmaları, yayınevimizin yayın kurulunda görev yapan öğretim üyesi ve bilim insanlarımızın katkıları çok daha önemlidir. Bu nedenle İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları’nı değerlendirirken, tek tek kişilerin yaptıklarına değil 15 yılda gelinen noktada oluşturulmuş kolektif çalışma düzeni ile yayın anlayışına bakmak gerekir.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları bugüne kadar hangi türlerde kaç kitap yayınladı?
Yayınevimiz bugüne kadar genel olarak sosyal bilimler ağırlıklı olmak üzere; tarihten ekonomiye, hukuktan iktisada, siyaset biliminden uluslararası ilişkilere, işletmeye, edebiyat tarihine, sanat ve estetikten müziğe kadar uzanan çeşitli dallarda 520’yi aşkın kitap basmış bulunmaktadır. Bu yıldan başlamak üzere bilim ve teknoloji, popüler bilim vb. dallarında da kitap yayınlamaya başlamış bulunuyoruz.
“Özgür, bağımsız ve eleştirel yayın yapıyoruz”
Üniversitelerin kendi yayınevlerinin ve kendi yayınlarının olması sizce neden önemli?
Bu sorunuza üniversite yayıncılığının anlamına biraz açıklık getirerek, cevap vermeye çalışacağım. Bir defa soruna “Üniversitelerin kendi yayınları, kendi yayınevleri” şeklinde bir sınırlama içinde bakmak doğru değil. ‘Her üniversitenin bir yayınevi olması gerekir’ şeklinde bir düşünce de gerçeğin sadece bir yanıdır. Önemli olan o üniversitenin, ‘üniversite kavramı’na ve üniversitede verilen eğitimin işlevine nasıl baktığıdır. Eğer o üniversitede özgür ve demokrat bir eğitim anlayışı yoksa kurulacak yayınevi de, o dar kapsamlı anlayışı yansıtacak, toplumsal işlevi zayıf olacaktır. Eğer bugün yayınevimiz Türkiye’de herkesin tartışmasız bir biçimde örnek aldığı ve bu anlamda takdir ettiği bir kurum haline gelmişse, bu niteliğini İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin demokrat ve özgür yapısından, bu anlayışın geliştirdiği ilkelerden almaktadır. Bunlar bizi bugünlere getirmiştir. Tabii ki, bir üniversite için yayınevi çok önemlidir ama buna özgür düşüncenin yanısıra bilimsel gelişim ve yenilik taşıyan bir içeriğin kazandırılması daha da önemlidir.
Bugün küreselleşen dünyada akademik yayıncılık da belirli sorunlarla karşı karşıyadır. En büyük tehlike, insanlığın binlerce yıldır titizlikle koruduğu bilginin de her şey gibi sıradan bir-meta haline getirilmek istenmesi ve üniversitelerin “piyasa koşullarına uygun” bir eğitim vermelerinin istenmesidir.
Oysa üniversitelerin temel amacı özgür ve bağımsız düşünebilen demokrat yurttaşlar yetiştirmektir. Üniversite yayınevleri de bu amaca uygun yayın yapmak durumundadır. Bu nedenle İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları olarak daha başlarken, kendimizi “özgür, bağımsız ve eleştirel” yayın yapan bir kuruluş olarak tanımladık ki, her aşamada bunun gereğini yerine getirmekteyiz.
“Bilim ve teknoloji alanında da yeni kitaplar sunacağız”
“İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, önümüzdeki dönemde yayın faaliyetini arttırarak sürdürecektir. Her yıl bastığımız 48-50 yeni kitabın yanısıra bunun yarısı kadar da baskısı tükenen kitapları yayınlamaktayız. Bu yıl sosyal bilimlerin yanısıra bilim ve teknoloji alanında da yeni kitapları sunacağız. Yayınevimiz şu anda Türkiye üniversiteleri arasında her ay düzenli kitap yayınlayan tek akademik yayınevidir. 15. yılımızı kutladığımız 2015 yılı içinde konferanslar, paneller, sempozyumlar düzenlemeyi amaçlıyoruz. Bunun yanı sıra gerek yurt içi gerekse yurt dışında yapılan Frankfurt, Londra, Pekin kitap fuarlarına da sürekli olarak katılan yayınevimizin bastığı kitaplar değişik yıllarda Türkiye Bilimler Akademisi’nin (TÜBA) ve Sedat Simavi Vakfı’nın bilimsel yayın ve en iyi ders kitabı ödüllerine layık görülmüştür.”