Türkiye ve dünyada bilimin gelişimine önemli katkılarda bulunmuş ve akademik camiada “hocaların hocası” olarak anılan üç önemli akademisyen; Prof. Dr. Gülten Kazgan, Prof. Dr. Uğur Alacakaptan ve Prof. Dr. Mete Tunçay, “emeritus profesör” unvanı aldılar.
İstanbul Bilgi Üniversitesi, ekonomi, hukuk ve tarih alanlarında, pek çok sosyal bilimler öğrencisi ve öğretim üyesi yetiştiren, destekleyen ve bilimsel üretime büyük katkıları olan Prof. Dr. Gülten Kazgan, Prof. Dr. Uğur Alacakaptan ve Prof. Dr. Mete Tunçay’a olan minnetini, “Emeritus Profesörlük” unvanı ile sundu. Üniversitenin kuruluş aşamasında da görev alan üç bilim insanı, ‘Emeritus Profesör’ ünvanlarını, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin 14. kuruluş yildönümü olan 7 Haziran tarihinde; akademisyenlerin, eski-yeni tüm dönemlerden öğrencilerin, öğretim görevlileri ve çalışanların katılımıyla Dolapdere Kampüsü’nde yapılan törende aldılar. 67 yaşın üstünde ve emeklilik hakkı kazanmış olan profesörlerin, meslek yaşamları boyunca ortaya koydukları akademik başarının bir ödülü niteliğindeki Emeritus kadrosu, profesörlerin üniversite ile akademik bağının süresiz olarak devam etmesini de sağlıyor.
Törende konuşma yapan İstanbul Bilgi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Halil Güven, bu üç bilim insanına Emeritus payesinin Türkiye’de yüksek öğrenimin şekillenişindeki katkılarından, onurlu ve erdemli duruşlarından dolayı verildiğini söyledi. Güven ayrıca, Prof. Dr. Gülten Kazgan, Prof. Dr. Uğur Alacakaptan ve Prof. Dr. Mete Tunçay’ın İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin kuruluşunda önemli rol oynadıklarını ve bu üç akademisyenin deneyimlerinin üniversitenin DNA’sında korunmasını istediklerini de vurguladı.
Emeritus Profesör unvanını almanın güzel bir duygu olduğunu belirten Prof. Dr. Gülten Kazgan ise bu payenin Türkiye’de Prof. Dr. Şerif Mardin’den sonra ikinci kez verildiğini hatırlattı. Akademisyenlerin emekli olduktan sonra üniversiteye bağlılıklarının devam ettiğini ve yapmak istedikleri çalışmaları böylece devam ettirme olanakları olduğunu söyledi.
Törende konuşma yapan Prof. Dr. Uğur Alacakaptan ise hukukun önemine dikkat çekerek, devletlerin artık cezalandırıcı değil kişilerin haklarını koruyucu konuma gelmeleri gerektiğinin altını çizdi. Diğer yandan bu payeyi almaktan ayrıca mutlu olduğunu da dile getiren Alacakaptan, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin çağdaşlığın ve yeniliğin sembolü olma yolunda önemli adımlar attığını belirtti. Törende konuşma yapan Prof. Dr. Mete Tunçay ise bu unvanın sıradan bir emeklilik olmadığını, liyakat ile ilgili olduğunu söyleyerek, üniversitesinin kendi deneyimlerinden yararlanacak olmasının da önemli bir ayrıcalık olduğuna vurgu yaptı.
Emeritus profesör kimdir?
‘Emeritus’, çeşitli nedenlerle emekli olan ama akademik çalışmalarını sürdürmeye devam eden, etmeleri istenen ve beklenen kişilere verilen “onursal profesör” anlamında bir ünvan. Bir akademisyenin ulaşabileceği en yüksek mertebe olarak görülüyor. İngilizce karşılığı ‘fahri’ anlamına gelen emeritus profesörler, “hocaların hocası” olarak biliniyor. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin Prof. Dr. Gülten Kazgan, Prof. Dr. Mete Tunçay ve Prof. Dr. Uğur Alacakaptan’a bu ünvanı vermeden önce Türkiye’nin ilk emeritüs profesörlüğü ünvanı Sabancı Üniversitesi tarafından bu yıl Prof. Dr. Şerif Mardin’e verildi. Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu ve Prof. Dr. A. Nihat Berker gibi bazı hocaların da yurtdışından çeşitli üniversitelerden aldıkları emeritus ünvanlarları bulunuyor. Prof. Dr. A. Nihat Berker’e, 2004 yılında MIT tarafından “Emeritus” profesör unvanı verilmişti.
Enerjisi hiç bitmeyen kadın
Prof. Dr. Gülten Kazgan
İstanbul’da 1927 yılında doğan Gülten Kazgan, Amerikan Kız Koleji’ninin ardından, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni 1950’de birincilikle bitirdi. İş hayatına Sınai Kalkınma Bankası’nda başlayan Kazgan, bir süre sonra İstanbul Üniversitesi’nde asistan olarak görev aldı. Asistanlığının ilk yıllarında tarım ekonomisi konusunda çalışmaya başladı.
1957’de doktor oldu ve bu süreçten sonra tarım ekonomisi konusunda yetkin bir isim haline geldi. Aynı yıl, Rockefeller bursuyla Chicago Üniversitesi’ne gitti. Bu üniversitede iki yıl boyunca nobel ödüllü iktisatçı Theodore W. Schultz ile doçentlik tezi üzerinde çalıştı. Türkiye’ye dönerek tarım ekonomisi üzerine olan çalışmalarını “Türkiye Ziraatında Arz Fonksiyonu” başlıklı doçentlik teziyle sürdürerek, 1960’ta doçent oldu. 1960’lı yılların sonunda Roma ve Paris’te çalışmalarını sürdürdü. 1968’de profesör oldu.
1962-1994 arasında Cumhuriyet, 1994-1997 arasında Yeni Yüzyıl gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. 1994’te İstanbul Üniversitesi’nden emekli oldu ve aynı yıl İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin kuruluşunda görev alarak Bilgi’nin kurucu rektörü oldu. Kitapları, Türkiye ekonomisine ilişkin temel başvuru kaynakları olarak kabul edilen Kazgan, Türkçe, İngilizce ve Fransızca pek çok bilimsel makale, araştırma ve rapora da imza attı.
1988 yılında Ekonomik Panaroma dergisi okuyucuları tarafından yılın en başarılı iktisatçısı, 1997’de “Aydınlanmanın 7 Kadınından Biri” ve 2000 yılında Finans Dünyası dergisinin okurları tarafından “Yılın Akademisyeni” seçildi. Prof. Dr. Gülten Kazgan, Bilgi’nin ilk kampüsünün yer aldığı Kuştepe’ye yönelik yürüttüğü çalışmalarda binlerce gencin eğitim almasına, çocukların müzikle tanışmasına öncülük etti. Kuştepe’yi mercek altına alarak incelemeler yaptı. Kuştepelilere yönelik, bilgisayar, İngilizce ve klasik müzik gibi eğitimler, bu incelemeler sonunda oluşturuldu. Kazgan, çevreye yönelik bu toplumsal çalışmalarıyla da biliminsanının “fildişi kuleler”de yaşayamayacağını gösterdi.
ESERLERİ
Türkiye Ekonomisinde Krizler 1919-2001: Ekonomi Politik Açısından Bir İrdeleme, 2005, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları
İktisadi Düşünce veya Politik İktisadın Evrimi, 2004, Remzi Kitabevi
Dünden Bugüne Türkiye ve Rusya Politik Ekonomik ve Kültürel İlişkiler, 2003, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları
Küreselleşme ve Ulus – Devlet Yeni Ekonomik Düzen, 2000, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları
Türkiye ve Rusya Politik, Ekonomik ve Kültürel İlişkiler, 2004, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları
Kuştepe Araştırması 1999, 2001, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları
Tanzimat’tan XXI. Yüzyıla Türkiye Ekonomisi Birinci Küreselleşmeden İkinci Küreselleşmeye, Altın Kitaplar Yayınevi
İstanbul Gençliği Gençlik Değerleri Araştırması, 2006, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları
Kuştepe Gençlik Araştırmaları 2002, 2002, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları
Tanzimat’tan 21. Yüzyıla Türkiye Ekonomisi Birinci Küreselleşmeden İkinci Küreselleşmeye, 2002, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları
Tarım Ve Gelişme, 2003, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları
Türkiye’de Gelir Bölüşümü, 1992, TOBB yayınları
Türkiye’de solun tarihini O yazdı
Prof. Dr. Mete Tunçay
1936 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Tunçay, 1958’de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi’nden mezun oldu. 1961’de doktor unvanı kazanarak Rockefeller bursuyla London School of Economics and Political Science’ta araştırmalarına başlayan Mete Tunçay, 1966’da doçent oldu.
1972’de Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden istifa ederek Kültür Bakanlığı Yayınlar Daire Başkanlığı görevini üstlendi. 1978’de Siyasal Bilgiler Fakültesi’ndeki görevine geri döndü ve Bilimler Akademisi’nin davetlisi olarak Sovyetler Birliği’ne gitti. 1979’da Fullbright bursuyla ABD’de, Stanford Üniversitesi’ne giderek çalışmalarını burada sürdüren Tunçay, 1983’te, 1402 sayılı yasa uyarınca Siyasal Bilgiler Fakültesi’ndeki görevinden uzaklaştırıldı.
1984-1993 arasında Tarih ve Toplum dergisini yönetti, ardından Tarih Vakfı’nda Toplumsal Tarih dergisini çıkarttı. Her iki dergi de akademik olmayan ama Türkiye’nin sosyal tarihi bakımından ciddi ve güvenilir yayınlar oldu.
Tunçay, 1987-88 ders yılında Hür Berlin Üniversitesi’nde Carl von Ossietzky profesörlüğü yaptı. Haziran 1990’da Danıştay kararıyla Siyasal Bilgiler Fakültesi’ndeki görevine iade edildi; ancak Eylül 1990’da emekliliğini istedi. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin kurucuları arasında yer alan Mete Tunçay’ın temel başvuru kitabı niteliğindeki kitaplarının yanı sıra, siyaset teorisi, siyasal düşünceler tarihi, Türkiye’de sosyalizmin ve sol akımların tarihi gibi disiplinlerarası alanlarda, pek çok çeviri ve derlemesi de bulunuyor. Türkiye’de sosyal bilimlerin en üretken araştırmacılarından biri olan Mete Tunçay, Tarih Vakfı’nın da kurucuları arasında yer alıyor. Hâlen İstanbul Bilgi Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı, Helsinki Yurttaşlar Derneği ve Tarih Vakfı yönetim kurullarının da başkan yardımcısı olan Tunçay, Abant Platformu Eş Başkanlığı görevini de sürdürüyor.
Özellikle siyasal düşünceler tarihi disiplininin Türkiye’de gelişmesinde katkısı büyük olan Tunçay, iktisadi konularda şerh düşmekle birlikte liberal geleneğe bağlı bir politik duruş sergiledi, sosyalizmi net bir dille savunurken bile liberal-demokrat duruşa saygısını ifade etti. Bu alanda özellikle hocası olan 20. asrın en önemli filozoflarından liberal-demokrat Karl Popper‘dan etkilendiği biliniyor. Bugün sosyalist çizgiden ziyade sol-liberal bir entelektüel çizgide. Murat Belge ile birlikte sol-liberal çizginin Türkiye’deki en önemli ismidir. Liberal Düşünce Topluluğu’ndan sosyalist Birikim grubuna tüm kesimlerin ortak saygısını kazanmış yegane Türk entelektüellerinden biridir.
Turkiye’de sol akımlar, sol örgütler, Osmanlı’nın son dönemi, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yılları ve devrim sonrası, ekim devrimi gibi konuları inceleyerek, tarih kitapları yazdı. Tarih ve Toplum Dergisi’nin kuruluşunda ve kurumsallaşmasında büyük rol oynadı, daha sonra yine bu alanda başka bir derginin kurulmasına öncülük etti.
ESERLERİ
Türkiye’de Sol Akımlar 1925 – 1936 Cilt 2, İletişim Yayınevi
Türkiye’de Sol Akımlar 1908 – 1925 Cilt 1, İletişim Yayınevi
1923 Amele Birliği, Tüstav
Türkiye Cumhuriyeti’nde Tek-Parti Yönetimi’nin Kurulması, Tarih Vakfı Yurt Yayınları
BKP’nin Türkçe Yayın Organı Ziya Gazetesi (1920-1923) ve Türkiye, Sosyal Tarih Yayınları
Türkiye Halk İştirakiyun Fırkası, Sosyal Tarih Yayınları (Erden Akbulut ile birlikte)
Cihat ve Tehcir, Salyangoz Yayınları
Osmanlı İmparatorluğu’nda Sosyalizm ve Milliyetçilik 1876-1923 Türkiye’de Sosyalizmin Oluşmasında ve Gelişmesinde Etnik ve Dinsel Toplulukların Rolü, İletişim Yayınevi (Erik Jan Zürcher ile birlikte)
Bilineceği Bilmek, Alan Yayıncılık
Türkiye Tarihi Cilt: 4 Çağdaş Türkiye 1908-1980, Cem Yayınevi (Ayla Ödekan, Cemil Koçak, Hikmet Özdemir, Korkut Boratav, Murat Katoğlu, Selahattin Hilav ile birlikte)
Batı’da Siyasal Düşünceler Tarihi 1, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları
Beynelmilel İşçiler İttihadı, Sosyal Tarih Yayınları (Erden Akbulut ile birlikte),
Eleştirel Tarih Yazıları, Liberte Yayınları
Eski Sol Üzerine Yeni Bilgiler, Belge Yayınları
Arif Oruç’un Yarın’ı (1933) Tek-Parti Yönetimine Yurtdışından Muhalefet Eden Bir Yayın Organı, İletişim Yayınevi
BDS Sol Tarih Seti (4 kitap), BDS Kampanya Setleri
Türkiye’nin en büyük ceza hukukçusu
Prof. Dr. Uğur Alacakaptan
Uğur Alacakaptan, 1934 yılında doğdu. Lisans eğitimini Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde 1955’te tamamlayan Alacakaptan, 1958’de hukuk doktoru ünvanını aldı. Doçentlik çalışmalarını yürütmek üzere 2 yıla yakın bir süre İtalya’nın Roma ve Perigua şehirlerinde kaldı. 1960’ta doçentlik ünvanını aldı, 1965’te Fakülte Profesörler Kurulu tarafından İngiltere’ye gönderildi.
1967’de profesör olan Alacakaptan, çok genç bir yaşta Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanlığı görevine seçildi. 1969-1971 yıllarında TRT Yönetim Kurulu üyeliği de yapan Uğur Alacakaptan, 1974’te üniversitedeki görevinden ayrılarak aktif siyasete atıldı.
Cumhuriyet Halk Partisi’nde parti meclisi üyeliği ve sekreter yardımcılığı görevlerini üstlendi. 1975’te Ankara Senatörü olarak TBMM’ye seçilen ve bu görevi 1980’e kadar sürdüren Alacakaptan, Cumhuriyet Senatosu’nda sırasıyla, Kuzey Atlantik Asamblesi Türk Grubu Başkanı ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi Türk Grubu üyesi olarak görev yaptı.
Senatörlük görevinden sonra uzun yıllar avukatlık yapan Alacakaptan, Dokuz Eylül Üniversitesi ve Galatasaray Üniversitesi hukuk fakültelerinde de dersler verdi. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin kurucuları arasında yer alan Uğur Alacakaptan, 1997’de Bilgi’de Hukuk Fakültesi’nin kurulmasıyla kurucu dekan olarak görev yaptı. Meslekdaşları ve yetiştirdiği öğrenciler tarafından “hümanist yaklaşımı savunan bir ceza hukukçusu” olarak anılan Alacakaptan, Türkiye’nin yetiştirdiği en büyük ceza hukukçusu olarak ceza hukuku literatürünün artık klasikleşmiş yapıtları arasında kabul edilen kitaplarının yanı sıra, pek çok makale ve tebliğe de imza attı. Serbest avukatlık yaptığı dönemde, bir kısmı Behçet Cantürk, Kemal Horzum gibi tartışmalı davaların avukatlığını da yaptı. Alacakaptan ayrıca okuduğu bir şiir sebebiyle hakkında dava açılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da avukatları arasında yer aldı (1998).
ESERLERİ
İngiliz Ceza Hukukunda Suç ve Cezaların Kanuniliği Prensibi, 1958, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları