Empati yeteneği yüksek ve detaycı

Titiz ve detaycı yaklaşımıyla hepimizin çok iyi bildiği pek çok reklam kampanyasının arkasındaki isimlerden biri olan Bengisu Dinçer, pazarlamada başarılı olmanın ilk şartının empati olduğunun altını çiziyor. Özenle seçtiği İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin kendisine en büyük katkısının kültür olduğunu söyleyen Dinçer Türkiye’nin ilk markalarından biri olan Şişecam’a gelene kadar yaşadığı kariyer yolculuğunu anlattı.

Neden BİLGİ’yi tercih etmiştiniz?

Bir üniversite şehri olan Eskişehir’de doğup büyümemin avantajıyla üniversite tercihlerinde tüm seçeneklerimi değerlendirdim. İçerisinde yer aldığı semtle entegrasyonu, yani bir “Şehir Üniversitesi” olması, sosyal olanakları ve akademik kaynaklara erişimi ile okumak istediğim bölümde Soli Özel, İsmail Cem, Deniz Ülke Arıboğan gibi hocaların ders vermesi tercihimde etkili oldu ve 2008 senesinde BİLGİ Siyaset Bilimi Bölümü’nden mezun oldum.

BİLGİ’ye başladığınızda beklentileriniz nelerdi?

Üniversite eğitiminin, öğrencilere akademik bilgiden ziyade bir kültür kattığını düşünüyorum. BİLGİ’yi bu sosyal olanaklara ulaşacağımı düşünerek tercih ettim. Çok isteyerek okumaya başladığım Siyaset Bilimi bölümünde hocalarımın bana bilgiden ziyade düşünme sistemimi geliştirecek bir vizyon katmalarını bekleyerek başlamıştım. Mutlulukla söyleyebilirim ki, beklentilerim ve hatta daha fazlası karşılandı. Ayrıca farklı görüşlere, kişilere, olaylara karşı aksini düşünsem de hoşgörülü ve saygılı olmayı öğretti. Okuduğum dönemdeki özgür düşünce yapısı, öğrencilerine, hocalarına saygısı benim kendi hayatımda da uygulamaya çalıştığım bir getiridir.

Sizce BİLGİ’li olmak ne demek?

BİLGİ’li olmak, bireysel düşünceden çıkıp toplum adına düşünmek; yapılan her işte kişinin kendisinden ziyade çevresini, toplumu göz önüne alması demek. Öğrencisi olduğum dönemdeki hocaları ve eğitim kalitesi zaten tartışmasız olan BİLGİ’nin en önemli katkısı, toplum adına, yaşam adına da sorumlu olmayı öğretmek oldu.

Okul günlerinden unutamadığınız bir anınız var mı?

Tabii ki herkes gibi sayısız anım var ama hala gülümseyerek anımsadığım son sınıfta aldığım IR 414 / USA Politics dersiyle ilgili. Soli Özel’den aldığımız dersin makalelerini almak üzere Kuştepe Kampüsü’nün karşısındaki fotokopiciye gitmiştim, fotokopi çekecek görevli bana kaça bölüp ciltleyeyim dedi. İkiye bölün işte cevabım yeterli gelmediğinden “genelde 4’e ya da 6’ya böldürüyorlar” dedi. 6 cilt olarak aldığım bir dönem sadece bir dersin ek makalelerini masanın ortasına koymak zorundaydım çünkü sağa ya da sola koyduğumda neredeyse masanın karşı tarafını kaldırıyordu.

Mezuniyetten profesyonel hayata geçiş sürecinizde neler yaşadınız?

Mezun olduktan hemen sonra yurtdışında ticari fuar organizasyonu yapan bir şirkette çalışmaya başladım. Bölümümle doğrudan alakalı olarak Rusya, Kazakistan, Almanya, İtalya, Libya, Mısır, Fas gibi ülkelerde Türkiye’nin dış ticaretini geliştirmeye yönelik düzenlenen fuarlarda dış ticaret müsteşarlığı ve ticaret ataşeliği ile olan ilişkileri yürütüyordum. Ayrıca uluslararası projeler ekibi ile potansiyel ülke / düzenlenecek fuar analizleri yapıyordum. Sonrasında kariyerime pazarlama iletişimi alanında devam etmek istediğim için M.A.R.K.A. reklam ajansına geçtim. Kısa bir süre bankadan tekstile, medyadan dayanıklı tüketime uzanan farklı sektörlerdeki müşterilerin temsilciliklerini yaptıktan sonra Vestel’de Pazarlama İletişimi Uzmanı olarak çalışmaya başladım. Vestel’de çalıştığım yaklaşık 5 sene boyunca beyaz eşya, elektronik eşya ve akıllı telefondan oluşan geniş ürün gamının iletişim stratejisini oluşturup uygulayan ekibin bir parçası oldum. Robotlarla başlayan “Dost Teknoloji”den, uzun araştırmalar sonucu markayı sıcaklaştırma amacıyla oluşturulan “Türkiye Vestelleniyor” stratejisi ve #GururlaYerli söylemlerine geçişte aktif rol aldım. Şimdi 1 yılı aşkın bir süredir Şişecam Topluluğu’na bağlı Düzcam grubunun geleneksel ve dijital pazarlama iletişiminden sorumluyum. 80 yılı aşkın bir süredir Türkiye’nin en önemli sanayii kuruluşlarından ve markalarından olan Şişecam’ın bir parçası olmaktan gururluyum.

Pazarlama alanında iyi bir kariyer yapmak için olmazsa olmazlar nelerdir sizce?

Sadece pazarlama için değil, tüm alanlarda geçerli ama gecesi ve gündüzü belirli olmayan iş kollarından birinde çalıştığımız için öncelik işini, markanı ve ürününü sevmek. Ürününü tanımak, kimin buna ihtiyaç duyacağını (ya da ihtiyaç duyması gerektiğini) belirlemek ve doğru kişilerle doğru iletişim mecralarında konuşmak.

Gelecek hedefleriniz neler?

Her kurumsal şirket çalışanı gibi ben de tabii ki butik otel açmayı hayal ediyorum, ama rasyonel hedeflere gelince ülkemizi ve toplumumuzu geliştirecek, katkı sağlayacak ve yaşam kalitesini yükseltecek sosyal projeler oluşturmak ve uygulamak istiyorum.

Ardınızdan gelen meslektaşlarınıza bir tavsiyeniz var mı?

Naçizane, kendimin de uygulamaya çalıştığı bir-iki cümle söyleyebilirim. Öncelikle yapılan işi sevmek, sahiplenmek çok önemli diye düşünüyorum. Ardından pazarlanan ürün/hizmet her neyse sürekli geliştirmek için gündem ve teknoloji takibi hayati önem taşıyor. Beş sene önce dijital pazarlama bir web sitesi tasarlamakken bugün zenginleştirilmiş gerçeklik gözlükleriyle kendimizi bir anda stadyumda El Classico izlerken bulabiliyoruz, üstelik İstanbul’daki evimizde kanepemiz üzerinde otururken. Bunlara ek olarak her fikri, her görüşü dinlemek; kendi önermiş gibi analiz etmek, artılarını eksilerini tartmak çok önemli. Günlük iş akışında, kaosta fırsatları kaçırmamak için en ufak detaya bile dikkat etmek şart…

Üniversitedeki favori mekanınız?

Kuştepe / Bilgi Cafe

Favori hocanız?

Soli Özel, Gareth Winrow, Deniz Ülke Arıboğan

Bugünlerde en son okuduğunuz kitap?

Oğuz Atay / Tehlikeli Oyunlar

En son izlediğiniz film?

Momento

En son gittiğiniz şehir?

Eskişehir.

 

Powered by Openmedia