Ümit Erbek… İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası Finans bölümü mezunu başarılı bir girişimci. Kristal Elma ve Doğrudan Pazarlama Ödülleri dahil pek çok alanda aldığı ödüller ve kazandığı başarılar ile adından söz ettiriyor.
“Üniversiteye başlarken BİLGİ’nin bize en önemli vaadi; BİLGİ’de geçireceğimiz zamanın sonunda sosyal, çevresinde olup bitenden haberdar ve donanımlı bireyler olacağımızdı. BİLGİ’den mezun olduktan sonra bu vaadin tam anlamını ve ne kadar gerçekleştiğini anlamış oldum.” diyerek başlıyor deneyimlerini anlatmaya… Başarılı girişimci Ümit Erbek ile yaptığımız keyifli röportajı paylaşıyoruz sizinle.
Nasıl başladı BİLGİ serüveniniz; okuduğunuz bölüm, okul yıllarınız…
Üniversite sınavı sonrasında eğitim hayatıma hangi okulda devam edeceğim ile ilgili aslında biraz kararsızdım. Başka bir üniversitenin ekonomi bölümüne gitmeyi düşünürken, babamın yakın bir profesör arkadaşının tavsiyesiyle ilk tercihimi İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası Finans bölümünden yana kullandım. Böylece BİLGİ serüvenim başlamış oldu. Geriye dönüp baktığımda, her ne kadar şu anki işimle doğrudan ilintili bir bölümde öğrenim görmemiş olsam da iyi ki BİLGİ’li oldum diyorum. BİLGİ’nin bana kattıkları ve burada edindiğim değerli arkadaşlıklar benim için en az sınıfta aldığım eğitim kadar faydalı oldu. Hatta kendi kız kardeşimin de aynı değerler ile gelişmesi için onun da BİLGİ’li olmasını sağladım ve şu anda kendisi de bizim bir mezunumuz.
Mezun olduktan sonra BİLGİ’li olmanın farkını nasıl hissettiniz iş yaşamınızda?
Şu an yaptığım işin temellerini aslında BİLGİ’de geçirdiğim yıllarda attım diyebilirim. Okula başladığım ilk sene üniversitenin kendi bünyesinde yer alan etkinlik ve organizasyon şirketi Pi Production’da çalışmaya başladım. Lise hayatımda da turlar ve partiler gibi çeşitli organizasyonlar düzenlerdim ama işin mutfağına girince hayatım boyunca yapmam gereken mesleğin bu olduğunu anlamış oldum. Pi Production’da çok önemli deneyimler edindim. BİLGİ’de geçirdiğim zamanı da gelecekte yapmak istediğim mesleğe yönelik kendimi ve çevremi geliştirmek için kullandım. BİLGİ’nin sahip olduğu kaynakları da düşününce bunun çok da zor olmadığını söyleyebilirim. Mezun olduktan sonra gerek kurumsal hayat yıllarım da gerekse kendi şirketimi yönetirken her zaman BİLGİ’liler ile bir arada olmaya ve BİLGİ’liler ile iş yapmaya gayret ettim. Bunun meyvelerini de her zaman topladığımı itiraf etmeliyim.
Şuanda kurucusu olduğunuz College EMA’ya değinecek olursak. Bize biraz bahseder misiniz?
College EMA’yı 8 sene önce, yine BİLGİ’den çok yakın bir arkadaşım ile ortak olarak kurduk. Gençlik pazarlaması konusunda senelerin verdiği birikimimiz ile bu alanda hizmet verme amacıyla hayata geçirdiğimiz College EMA geçen seneler boyunca müşterilerimizin farklı talepleri ve ekibimize kattığımız farklı uzmanlıkları olan arkadaşlarımız ile hizmet kapsamını oldukça genişletti. Tabii ki yine temelimizde etkinlik var ancak şu anda bir etkinlik ajansından daha çok pazarlamanın farklı kollarında da hizmet veren, 360 derece stratejiler hazırlayıp uygulayan, anahtar teslim hizmet veren bir ajans konumunda. Müşterilerimiz Türkiye’nin kendi alanında en büyük şirketleri ve portföyümüzün günden güne genişlediğini de söyleyebilirim. Türk Telekom, Mey İçki / Diageo, Starbucks, Pepsi Co, McDonald’s yoğunlukla çalıştığımız müşterilerimizden.
Kristal Elma ve Doğrudan Pazarlama Ödülleri dahil pek çok alanda ödülünüz de bulunuyor aynı zamanda. Hedefiniz doğrultusunda ilerlerken nasıl süreçlerden geçtiniz; zorlukları neydi ve nasıl bir yol izleyerek üstesinden gelip bu noktaya erişebildiniz?
College EMA’yı ilk kurduğumuzda oldukça rekabetçi ve güçlü rakiplerin olduğu bir sektörde hizmet vermeye başladık. Ancak geçen senelerde rekabet çok daha arttı diyebilirim. Dijital dünyadaki ilerlemenin de etkisiyle pazarlamanın çok daha entegre bir hale gelmesi; etkinlik sektörünün kendi başına pazarlamada yetersiz kalmasına neden olmaya başladı. Bu nedenle kendimizi farklı pazarlama yöntemleri konusunda daima geliştirmeye çalıştık ve çalışıyoruz. Tabii ki farklı yöntemlere hakim olmak tek başına yeterli oluyor diyemem. College EMA olarak, kurulduğumuz ilk günden bugüne kadar belirli bir iş yapma felsefesini takip ettik; “Daima çözüm odaklı, farklı ve özgün işler yaratan, müşterilerimizi iş ortaklarımız olarak gördüğümüz ve onların çıkarlarını en yukarıda tuttuğumuz, yaratıcılığımız ile ön plana çıkan bir şirket olmak”. Sıfırdan kurulan bir şirket olarak en büyük sermayemiz zamanımız ve emeğimizdi; hala da öyle olduğunu söyleyebilirim. Yaptığımız işin tanımında net bir çalışma saatleri veya mesai var diyemem. Bu nedenle ekip olarak aştığımız en büyük zorluk bir aile olmayı başarmak oldu. Şirket ortaklarımız ve bütün ekip arkadaşlarımız yeterli çalışma ve özveri ile her şeyin mümkün olduğunun farkında ve bugün geldiğimiz noktada aramızda olan ve olmayan birçok arkadaşımızın rolü var.
BİLGİ’nin size en büyük katkısı ne oldu?
Üniversiteye başlarken BİLGİ’nin bize en önemli vaadi; BİLGİ’de geçireceğimiz zamanın sonunda sosyal, çevresinde olup bitenden haberdar ve donanımlı bireyler olacağımızdı. BİLGİ’den mezun olduktan sonra bu vaadin tam anlamını ve ne kadar gerçekleştiğini anlamış oldum. BİLGİ’nin bizleri hayata ve onun getireceği farklı engellere çok güzel hazırladığını düşünüyorum. Ayrıca işimin temellerini de BİLGİ’de atmış olmam, öğrencilik yaşamım süresince, profesyonel anlamda da edindiğim tecrübeler BİLGİ’nin bana yaptığı en paha biçilemez katkısıdır.
Hayal ettiğiniz mesleği mi yapıyorsunuz yoksa kendiliğinden gelişen güzel olayların bir neticesini mi deneyimliyorsunuz?
Etkinlik ve organizasyon benim lise yıllarımdan beri içinde olduğum ve yapmaktan en fazla keyif aldığım işti. Her ne kadar biraz deli işi olduğunu düşünsem de bu sektörün zorluklarının bile bana keyif verdiğini söyleyebilirim. Ben iş hayatımı bu alanda sürdürmeye çok önceden karar vermiştim ve bu nedenle olayların çok da gelişi güzel geliştiğini söyleyemem. Tabii ki şansın yanımda olduğu anlarda oldu ancak BİLGİ’ye ilk girdiğim günden bugüne kadar adımlarımı hep bu işi yapmaya yönelik attım diyebilirim.
Tek cümle ile özetleyecek olursak, BİLGİ’li olmayı nasıl tanımlardınız?
BİLGİ’li olmayı hayata başlamadan önce atılacak en sağlam ve keyifli adım olarak tanımlarım. Öğrencilere ya da iş hayatına yeni adım atan gençlere, bugüne kadar edindiğiniz tecrübe ile ne öğütlerdiniz? Çok klişe öğütlerden ziyade ben hayata yeni atılanlar için yaşadıkları zamandan keyif almalarını tavsiye ederim. Yaptığınız iş ne olursa olsun, hedeflerinizi ne kadar yüksek tutarsanız tutun keyif almadan geçirdiğiniz her zaman aslında insanın kendisi için kayıptır. Hayatta yapmaktan zevk aldığınız ne varsa muhakkak onun peşinden gitmelisiniz. Peşinden gittiğiniz bu tutkununuz kariyerinize ne katkısı olacak diye düşünmeden sevdiğiniz şeyi yapmaya devam etmelisiniz. Günün sonunda ulaşacağınız hedefe giderken her zaman yanınızda olacak birisi varsa bu yine kendinizdir ve bu nedenle en fazla zamanı yine kendinize ayırmanızın asla zararını görmezsiniz.
Bundan sonraki hedefleriniz nelerdir?
Tabii ki işimi büyütmek ve şirketimizi daha yukarılara taşımak hedeflerimiz var. Yakın zamanda KKTC’de bir ofis açtık ve yurt dışında çok fazla iş yaptığımız ve alanımızda kendimize güvendiğimiz için yurt dışında başka yatırımlar yapmayı da planlıyoruz. Ama uzun vadede hedeflerim çok net diyebilirim; keyif aldığım işi yapmak, bugüne kadar kurduğum dostluklara ve ilişkilere üzerine koyarak devam etmek ve hayatın sunduklarından zevk almak.