Bitcoin, belirli bir ülkeye bağlı olmadığı gibi, kontrol ve vergi sistemlerinden de muaf, Blockchain teknolojisini kullanarak kişilerin ödemelerini gerçekleştirebildiği bir sistem olarak tanımlanabilir. Bitcoin’in, bankacılık sektörü için bir risk olup olmadığı tartışma konusu. İstanbul Bilgi Üniversitesi Bankacılık ve Finans Yüksek Lisans Direktörü Genco Fas ile bitcoin üzerine konuştuk.
Son zamanlarda oldukça tartışılan ve merak eden gündem maddelerinden biri olan bitcoin’ ile başlayalım. Kısa ve yalın olarak sormak gerekirse Bitcoin nedir?
Bitcoin (BTC) ve genel olarak sanal paralar herhangi bir merkez bankası, resmi kuruluş ve hükümet ile ilişiği olmayan elektronik para birimleridir. Bitcoin ile normal para piyasaları dışında sanal bir para piyasası oluşturulmaya başlandı.
Peki bu sanal para piyasasının dinamiklerini belirleyen faktörler nelerdir?
Elbette bu sanal para piyasasını sadece BTC ile değerlendirmek ve bu piyasanın dinamiklerini BTC özelinde konuşmak bizi eksik bir analize götürebilir. Çünkü 2009’da BTC’nin ortaya çıkışını takiben yaklaşık 1500 kripto para piyasa çıktı ve bunlardan 600 kadarı bugün de aktif olarak trade ediliyor. Dolayısıyla kripto paralara ve oluşturdukları pazara bir bütün olarak bakarsak aslında hepsinin aynı Blockchain teknolojisini ve ödül mekanizmasını paylaştığını fakat izole bir finansal işlemler network’ünde yaşadıklarını
görüyoruz. Burada bu terimleri de kısaca açarsak konuşmanın daha aydınlatıcı olacağını düşünüyorum; Blockchain’i kısaca şifrelenmiş işlem takibi sağlayan bir veri tabanı olarak tanımlayabiliriz. Adından da anlaşılacağı gibi zincirleme bir modelle inşa edilen, takip edilebilen ama kırılamayan Blockchain teknolojisi, bir merkeze bağlı olmaksızın işlem yapmaya izin veriyor. Böylece işlemler doğrudan alıcı ile satıcı arasında ve güvenli bir şekilde gerçekleştirilebiliyor. Tıpkı bir zamanlar Napster üzerinden bireyler arası müzik paylaşımının yapılması gibi. Aracıları ortadan kaldırdığı için mevcut bankacılık sistemine muhalif olduğu doğru. Ancak günümüzde, Dünya’da ve Türkiye’de, bankaların da dahil olduğu farklı oyuncular e-ticaret, dosya paylaşımı ve haberleşme gibi işlemler için Blockchain’i keşfetmeye ve kullanmaya başladılar. Örneğin Swift işlemlerinde Blockchain kullanımının masrafları kuruş seviyesine indirmesi mümkün. Bugün itibarıyla en yaygın kullanıma sahip ve bir nevi lider diyebileceğimiz BTC’nin market cap’i ise 140 milyar civarlarında. Tüm sanal paraların toplamı ise 200 milyar gibi bir market cap’e sahip. BTC’nin bügünkü lider konumunu koruması ise alışageldiğimiz para birimlerinin birbirlerine göre konumlarını belirleyen makro ekonomik ve siyasi gelişmelerden farklı olarak teknolojik gelişmelere ve diğer kripto paraların yapacağı teknolojik iyileşmelere bağlı.
Bu yeni oluşumun bankacılık sektörüne getireceği eksi ve artılar nelerdir?
Kripto paraların çıkışını tıpkı 90’larda internetin ortaya çıkışına ve klasik haberleşmenin yanında ama tabii çok daha güçlü bir oyun kurucu olarak kendine yer bulmasına benzetiyorum. O zaman da internete kurallardan yoksun benzetmesi yapıyor ve finansal işlemler için kuşkuyla bakıyorduk. Yukarıda da değindiğim gibi kripto paralar tabi ki alışageldiğimiz finansal sistemin dışında ama alışabileceğimiz bir şey. Evet, finansal teknoloji girişimleri klasik sistemin gelirlerini tehdit ediyor. Ama bu tehdidi yok sayarak veya karşısında durmaya çalışarak aşmak yerine şu değindiğimiz basit swift örneğinde olduğu gibi bu teknolojilerden faydalanma yoluna girmiş durumdayız. Ayrıca aracının ortadan kalkması servet sahiplerinin ve iş dünyasının gerçekten çok olumlu karşılayabileceği bir durum. Zaten bankacılık sektörü kendi istemese de gelen talep doğrultusunda hizmet ve ürün üretmeye başlayacaktır. Tıpkı 90’ların sonunda internet şubesi olmayan bankaların karlılığının etkilenmesi gibi veya dijital haberciliğe önem vermeyen bir yayın şirketinin kalmaması gibi.
Bitcoin sizce bize eski paraları unutturacak ve sektör içerisinde devamlılığı sağlanabilecek bir olgu mudur?
Orta uzun vadede BTC ve benzeri sanal para birimlerinin sadece alıştığımız para birimleri yanında yerlerini alacaklarını ve evet devamlılıklarını sağlayacaklarını düşünüyorum. Fakat diğer yandan kanımca para piyasasını yönlendiren büyük devletler, uluslararası şirketler ve aileler bu teknolojinin ve asıl önemlisi bu sistemin benimsenmesini, adeta her eve girecek bir hale gelmesini bekleyeceklerdir. Ancak o zaman bana göre kripto paraların günümüz para birimlerini unutturup unutturamayacağı sorusu sorulabilir.
Dijitalleşme anlamında, Türk bankalarının ciddi bir yol kat ettiğini düşünüyor musunuz ya da sizce bankalar ve dijitalleşme arasındaki bağlam ileride daha da güçlenecek mi?
Özellikle 2000’li yılların başından itibaren Türk bankaları dijital platformlarda büyük başarılar elde ettiler. Seyahat eden okuyucularınız bilirler, bugün toplumun geneline hitap eden bankalarımızın internet şubelerden yapılabilecek işlemlerin çeşitliliğine ve kullanılan arayüzlerin ne kadar user-friendly olduğuna bakarsanız Avrupa ve Dünya bankalarının fersah fersah önüne geçtiğimizi görebilirsiniz. Bununla beraber Türkiye’de özel bankacılık olarak adlandırılan segment için ise dijital platformlarda yetersiz olduğumuzu ve kat etmemiz gereken yollar olduğunu düşünüyorum.
Son olarak eklemek istedikleriniz…
BTC ve benzer kripto paraların kullanımı ve yaygınlığı gün geçtikçe artacak kanaatindeyim. Farkında olmadan, spekülasyon için değil ama günlük işler için bunlarla işlem yapmaya başlayacağız. Bu tıpkı internet veya cep telefonunun çıkışı gibi yeni bir mecra olduğu için bize şu anda fırsatlarla dolu bir ortam sunuyor. Fakat aynı zamanda da büyük iflaslara, çöküşlere gebe. Dolayısıyla bu alandaki her türlü bilgilendirme bizler için gerekli. Umarım bu yeni mecrayı ülkemizin refahı için kullanabilir ve sunduğu yeni fırsatlardan yararlanabiliriz. Vitae Dergisi’ne bu konu için teşekkür ediyorum.