Begüm Bilgin, Psikoloji Bölümü mezunlarımızdan. Yetişkinlerde depresyon, kaygı bozuklukları, kişilerarası ilişkilerde yaşanan problemler üzerine çalışmalarını sürdürüyor.
Lisans öğrenimi sürecinde Psikoloji bölümünün yanı sıra diğer ilgi alanı olan Medya ve İletişim Sistemleri Bölümü ile yan dal programı yaptı. Onur derecesi ile mezun olan Begüm ile kariyerini ve başarı hikayesini konuştuk. Sizi biraz tanıyabilir miyiz? Eğitiminiz ile başlayalım…
Elbette. Gaziosmanpaşa Anadolu Lisesi’nin ardından öğrenimime İstanbul Bilgi Üniversitesi Psikoloji Lisans programı ile devam ettim. BİLGİ’deki İngilizce hazırlık yılının ardından dil eğitimine ağırlık verip, İngiltere’de 3 aylık bir programa katıldım. Lisans öğrenimi sürecinde Psikoloji bölümünün yanı sıra diğer ilgi alanım olan Medya ve İletişim Sistemleri bölümü ile yan dal programını da yürüterek BİLGİ’den onur derecesi ile mezun oldum. Mezuniyeti takiben öğrenim hayatıma Okan Üniversitesi Klinik Psikoloji Sağlık modülü ile devam ettim. Akademik hayatımın yanı sıra dışarıdan çeşitli eğitimlere katıldım ve katılmaya devam etmekteyim. Bu eğitimlerden başlıcaları; otizmde floortime yöntemi, yetişkin ve çocuklarda bilişsel davranışçı terapi ve sanat terapisidir. Bunların yanı sıra yedi ay süren çift terapisi eğitimini de tamamlamak üzereyim. Yetişkin ve çocuklar için çeşitli objektif testlerin uygulayıcısıyım. Eğitim benim için sonu olmayan bir yolculuk.
Danışanlarınıza hangi alanlarda destek sağlıyorsunuz, uzmanlık alanlarınız nelerdir?
Yetişkinlerde depresyon, kaygı bozuklukları, kişilerarası ilişkilerde yaşanan problemler üzerinde çalışmaktayım. Bu süreçleri yüksek lisanstaki yönelimim olan bilişsel davranışçı terapi yönelimi ile yürütmekteyim. Yetişkinlere bireysel danışmanlık yanında, çiftlere iletişim problemleri konusunda da destek olmaktayım. Hem İstanbul hem Tekirdağ illerinde danışmanlık merkezinde psikoterapi çalışmalarımı aktif olarak yürütmekteyim. Çocuklar konusunda sadece otizm alanında okula uyum süreçlerinde destek vermekteyim. Çeşitli anaokulu ve ilkokullardaki farklı gelişen çocuklara destek olan gölge öğretmenlere süpervizyon desteği sağlamaktayım.
Psikoloji okumaya ne zaman karar verdiniz, çocukluktan beri hayalinizde olan bir dal mıydı?
Çocukken hayalim tıp okumaktı. Bunun temelini de insanlara başta sağlık alanında olmak üzere her alanda faydalı olabilmek oluşturuyordu. Liseye adım attıktan sonra kendimi keşfetmeye ve bu hayatta neler istediğimi sorgulamaya başladım. Felsefe ve psikoloji ile çok yakından ilgilendim. Yoluma çoğunlukla Irvin Yalom kitapları ışık tuttu. Olduğum kişiyi ve hayatta başarmak istediklerimi anladığımda psikoloji okumaya karar verdim. Eğitimin benim için bitmeyen bir yolculuk olduğunu söylemiştim, Psikoloji bölümü de bu görüşümü besleyen, sürekli yenilenen ve merak uyandıran bir alan. Bu alanda sürekli ‘yolda olma’ halindesiniz. Sonu yok. O yüzden ‘iyi ki psikoloji okumaya karar vermişim.’ diyorum.
Daha önce Toplum Gönüllüleri Vakfı’nda gönüllü olarak yer aldınız. Nasıl bir deneyimdi, bizimle paylaşır mısınız?
Sivil toplum örgütlerinde görev almak benim için hep çok değerli. Toplum gönüllüleri de sivil toplum ruhunu çeşitli kitlelere aktarmamı sağlayan bir araç oldu. Bunun yanı sıra yüreği güzel insanlarla tanışmamı da sağladı. Toplumun farklı kesimleriyle iç içe gerçekleştirilen projeler hem hayata bakış açınızı zenginleştiriyor hem de sizi geliştirip dönüştürüyor.
Yanı sıra, Otistikler Derneği de daha önce görev aldığınız yerlerden. Konu çocuklar olunca, durum daha hassaslaşıyor şüphesiz. Buradaki deneyiminizi anlatır mısınız, neler yaptınız, ne gibi destekler sağladınız ve en önemlisi çocuklara ‘dokunabilmek’ nasıl bir duyguydu?
Otizm, günümüzde her 68 çocuktan birinin yaşadığı nöro-gelişimsel bir bozukluktur. Otizm spektrum bozukluğuna sahip kişilerde iletişimde güçlükler ve tekrarlayıcı davranışlar görülür. Bu alanda önemli çalışmalar yapan, benim de gönüllüsü olduğum Otistikler Derneği’nden bahsetmek gerekirse, derneğin otizmli gençler için çok değerli projeleri var. Bunlardan biri alternatif gelişim projesi diğeri de mesleki istihdam projesi. Alternatif gelişim projesi ile farklı gelişen gençlerin ailelerinden bağımsız olarak hem kendi potansiyellerini görmeleri hem de bireyselliklerini fark etmeleri sağlanıyor. Mesleki istihdam projesinde ise; farklı gelişen gençlerin de çalışabileceğini ve toplumda yer edinebileceğini göstermeye çalıştık. Ben mesleki istihdam projesinde yaklaşık 2,5 yıl görev aldım. Bu süreçte bu alanda yapılmış uluslararası bilimsel çalışmaların takibini de yaptık. Grup süpervizyonları ile hem kendi sürecimize hem etrafımızdakilerin süreçlerine tanıklık ettik. Unutmamalıyız ki farklılıklar zenginliktir ve farklı olanla birlikte yaşamayı toplum olarak öğrenmemiz gerekiyor.
BİLGİ ile devam edelim. BİLGİ mezunu olmak, kariyerinizde ne gibi artılar sağladı?
Öncelikle BİLGİ’de okumak yan dal ve çift anadal imkanlarıyla beni farklı disiplinlerde de geliştirmesi sebebiyle çok değerliydi. Mezun olduğumda hangi alanda ilerlemek istersem o alanı seçebilecek özgürlüğe sahiptim. Alandaki en değerli hocalardan ders almak, onların projelerine katılmış olmak kariyerim için önemli artılardan biriydi. Psikoloji alanından Sayın Ayten Zara hocam sayesinde tramvayla ilgili çalışmalar yürütme fırsatı buldum. Medya bölümünde Sayın Aslı Tunç hocam sayesinde akademik hayata olan ilgim arttı. Hürriyet köşe yazarı Ayşe Arman ile RöpArt topluluğunda yer alarak ünlü isimlerle röportaj yapma fırsatı buldum. Görevli öğrenci programı ile çalıştığım öğrenci işleri birimi ise bana takım halinde çalışmayı, ofis ortamını saygıyla ve iyi niyetle yürütmeyi, iş yerinde sağlıklı iletişim kurmanın önemini öğretti. Yani BİLGİ den mezun olmak kariyerim için alınmış en doğru kararlardan biriydi.
Sizce BİLGİ’li olmak ne demektir?
BİLGİ benim için bir üniversiteden öte bir yer oldu her zaman. BİLGİ yolculuğunda hep kendimi ifade edecek alanlar bulabildim. BİLGİ’li olmak; yaşam için öğrenmek, keşfetmek ve dönüşmek demek.
Psikoloji okuyan öğrencilere en büyük tavsiyeniz nedir?
En büyük tavsiyem merak eden bireyler olmaları. Merak eden insan öğrenmeye de aç oluyor. Bu alanda başarılı olmak için merak etmeleri, sorgulamaları ve araştırmaları gerekiyor. Vakitlerini gönüllü programlarda değerli insanlarla tanışarak geçirsinler. Çaba göstersinler. Çalışmak ve yapılan işe istekli olmak çok önemli. Sonrasında başarı geliyor zaten. Gelecek planlarınız nedir? Eğitim yolculuğumu devam ettirerek Amerika’da klinik psikoloji alanında doktora programı hedefliyorum. Sonrasında ise Türkiye’de hem yetişkin hem çocuklar için bir merkez açıp, burada sanat ve müzik terapisi atölyeleri ile geniş kitlelere ulaşmayı planlıyorum. Psikolojinin lüks tüketim olduğu ülkemizde düşük sosyo-ekonomik düzeyden gelen insanların da faydalanabileceği, farklılıkları bir arada barındıran bir kompleks oluşturmak istiyorum.