Seda Aral / Raklamcılık 2005 / Alametifarika Sanat Yönetmeni
Sınıf arkadaşları gibi yaratıcı yönetmenliğe değil sanat yönetmenliğine heves etti. Bunun için kendini hep geliştirdi. Bugün çalıştığı ajansta Turkcell’in görsellerine imza atıyor.
Seda Aral’ın çalışma hayatı daha üniversiteye gitmeden başlar. Lisede çalıştığı bir organizasyon firması ile Türkiye’nin birçok yerindeki organizasyonlarda görev alır. Üniversiteye girdiğinde hemen reklamcılık kulübüne yazılır, okul bitene kadar aktif olarak kulüp için çalışır. Hatta, bir grup genç olarak üniversite içinde reklamcılık dergisi bile çıkarıp yayınlarlar. Birinci sınıfın yazında Rafineri’de, ikinci sınıfın yazında ise Wunderman’da staj yapan Seda, bu dönem ajans işleyişini anlamak için ağırlıklı olarak müşteri grubu bölümünde çalışır. “İyi ki çalışmışım çünkü müşteri temsilcisi olamayacağımı asıl istediğimin kreatif bölüm olduğunu anladım” diyen Seda, bir işi satandan çok o işi yapan olmak istediğini anlar.
Üçüncü sınıfta sanat yönetmeni olmaya karar veren Seda bu kararı ile sınıf arkadaşlarından ayrılır. Çünkü Bilgi’de sanat yönetmenleri genellikle VCD bölümünden çıkıyodur. Bu farklı tercihi nedeniyle bir yandan da VCD bölümü derslerini takip etmeye başlayan Seda, onların kullandığı programları evdeki bilgisayarına yükleyip kitaplarını okuyarak kendi kendini eğitir. Bunlarla da yetinmeyip, okul dışında bir kurs bulur, 6 ayda orada eğitim görür.
Seda üçüncü sınıfın sonunda Parkorman’da işe başlar. Bir yandan da okulda sınıf projelerinde kurdukları grup içinde sanat yönetmenliği yapar. “Parkorman bir ajans değildi ama bana kendimi geliştirmem için iyi bir fırsat tanıdığı için öğrencilik hayatımda yaptığım en güzel iş ve verdiğim en doğru karardı diye düşünüyorum” diyen Seda, bu çalışmada hem müşteri memnuniyeti ve ikna konusunda çok şey öğrenir hem de tasarım konusunda kendisini geliştirmek için iyi bir fırsat yakalar. Daha okuldan mezun olmadan hocası Kağan İşmen’den iş teklifi alan Seda, Parkorman’dan ayrılarak Farkyeri’nde junior sanat yönetmeni olarak çalışmaya başlar. Onca koşturma ve aktiflikten sonra sadece sanat yönetmenliği yapıyor olmak ona sıkıcı geldiği için Parkorman’daki hareketli işlerini özler. Kafası karışır, reklam yönetmenliği yapan abisinin çektiği bir uzun metrajlı film projesinde prodüksiyonda görev alır. Ama işler istediği gibi yürümez. Ve tekrar sanat yönetmenliğine geri döner.
2005 yılında DDA Reklam Ajansı’nda junior sanat yönetmeni olarak çalışmaya başlar. Orada Eti ve Taç gibi kendi alanlarında büyük markalara hizmet eder. 2007 yılında ortakların arasındaki anlaşmazlık sebebiyle DDA içinde bir bölünme yaşanır ve kariyerine, DDA içinden çıkan küçük bir ekipin oluşturduğu “Propaganda”da devam eder. Bu ajansta geçirdiği üçüncü yılın sonunda artık yuvadan uçmaya karar verir. Tam o sırada karşısına “Alametifarika” çıkar.
Fiilen Turkcell’in sanat yönetmeni
“İnanılmaz bir fırsat” olarak gördüğü Alametifarika’da 2008 yılından beri sanat yönetmeni olarak çalışan Seda, burada işe başladığı günden beri fiilen Turkcell’e hizmet ediyor. “Burası yeteneği çok yüksek ama egosu çok az olan insanlarla dolu bir yer olduğu için ne zaman birinin yardıma ihtiyacı olsa ya da büyük çaplı bir iş yapılacak olsa kendi işimizi bırakıp o tarafa kayabiliyoruz” diyerek Alametifarika’da sınırların olmadığını vurguluyor. Ajansta başka ekibin müşterisi hakkında aklına birşey geldiğinde bunu onlarla paylaşabiliyor ve birlikte uygulayabiliyor. Ona göre, Alametifarika’nın bir diğer güzel yanı da herkesin her işi yapabilmesini istemesi. Yani Alametifarika, iyi bir sanat yönetmeni, iyi bir yazar değil; iyi bir reklam adamı çıkarmaya çalışan bir yer. Burada çalıştığı sürede, başından beri Turkcell’in Recep İvedik’li kampanyalarında yer alıyor. Bu sene Tosun’lu kampanyayı tamamladı. Bunun yanında Turkcell’in kurumsal tarafına da bakan Seda, geçen seneye kadar işTcell ve gençTurkcell’e de hizmet verdi.
Üniversitenin son sınıfında “IAA Üniversiteler Arası Reklamcılık Yarışması“nda “Ajans Sekiz” olarak kurdukları ekiple “Kızlarımızı Okula Gönderelim” adlı bir kampanya yapan Seda, yarışmada Türkiye ikincisi olur. 2006 yılında DDA’da çalışırken genç reklamcıların katıldığı “Cannes Lions Young Creative” yarışmasına katılır, yazarıyla birlikte hazırladığı “Organ Bağışı” işiyle Türkiye birincisi olur. 2008 yılında ise Propaganda ajansında müşterisi olan “Schneider Elektrik” için hazırladığı “Taşındık” ilanıyla Hürriyet’in düzenlediği Kırmızı’da B2B dalında ödül kazanır. Ancak Seda, iki yıldır Alametifarika’nın prensip kararı gereği hiçbir yarışmaya katılmıyormuş.
Hayali, küçük bir cafe açmak
Reklamcılığın inanılmaz yorucu bir meslek olduğunu söyleyen Seda’nın da birçok iş arkadaşı gibi bir gün bu mesleği bırakıp küçük bir café ya da tatil mekanlarının birinde bir butik otel açma hayalleri var. Ancak bu hayalinin imkansızlığını şöyle özetliyor: “Bu istek düz saçlı birinin kıvırcık saçlı olmayı istemesiyle ve ona özenmesiyle aynı şey.” En büyük hobisinin işi olduğunu söylüyor. Sadece haftaiçi değil haftasonları da çalıştığı için haftada 2 gün spora bile gitmeye fırsat bulamıyor. Ancak en sevdiği spor olan kayağı kışın haftasonlarında nadiren yapabiliyor. En büyük merakı olan dünyayı tanımak. Onu da ancak yıllık izinlerine denk getirerek gerçekleştiriyor. Sınırlı vaktini sinemada harcamak istemediği için evinde film izliyor. Hatrı sayılır bir film arşivi var. Nerdeyse her hafta 3-4 film izlemeye ve almaya çaba gösteriyor. Tutkunu olduğu bir de motor sevdası var. Bu yaza kadar kullandığı Scooter’ı satmış ama en kısa zamanda tekrar motor almayı planlıyor.