BİLGİ Uluslararası Finans Bölümü mezunlarından Gila Birman, doğal olmayan kumaşlardan özensizce hazırlanmış önlük ve iş elbiselerine estetik alternatifler sunuyor. Briman sadece yurtiçine hizmet sunmakla sınırlı kalmıyor ve yurtdışına da açılıyor. Markası Sobremesa; Hamburg, Berlin gibi kentleri süslüyor.

doğal olmayan kumaşlardan üretilmiş, özensiz dikimleriyle göz tırmalayan ve ruhu olmayan tekstil ürünlerine bir alternatif yaratmak istedim. Mevcut servis sağlayıcılarda bulunmayan, mevsimsiz, zamansız ve yalın tasarımlara duyulan ihtiyaç, markanın oluşmasındaki en önemli motivasyon oldu.

2004 yılında Uluslararası Finans Bölümünden mezun oldum. Güzel Sanatlar Saatchi ve Grey İstanbul gibi ajanslarda iki buçuk yıllık reklam tecrübesinin ardından hep merak ettiğim ve ilgi duyduğum yeme-içme sektörüne geçiş yaptım.

Yeme-içme sektöründe önemli tecrübeleriniz var. Biraz bundan bahsedebilir miyiz?

Ortak beğenilere sahip olduğum kişilerin yanında yetiştim. Mangerie’de ve Delicatessen’in açılış yıllarında Elif Yalın ile birlikte çalışma fırsatı buldum. Hande Bozdoğan’ın kurduğu İstanbul Culinary Institute’ta görev aldım. 8 senelik bu süreçte ayrıca 3 restoran projesinin kuruluşunda yer aldım. Güzel insanlarla güzel işler yaptık.

Sobremesa, yolculuğuna nasıl başladı?

Neredeyse tüm çalışma yaşantımda bir önceki işim, bir sonrakinin tamamlayıcısı oldu. Ajansta öğrendiklerim restoranda işime yaradı, mutfakta eksikliğini fark ettiklerim kendi işimi yarattı ve Sobremesa böylece kuruldu.

Hizmet sektöründe sıklıkla karşılaştığımız, doğal olmayan kumaşlardan üretilmiş, özensiz dikimleriyle göz tırmalayan ve ruhu olmayan tekstil ürünlerine bir alternatif yaratmak istedim. Mevcut servis sağlayıcılarda bulunmayan, mevsimsiz, zamansız ve yalın tasarımlara duyulan ihtiyaç, markanın oluşmasındaki en önemli motivasyon oldu.

Tekstilci bir babanın kızı olarak bu ihtiyaçtan yola çıkıp rahat kullanımı öncelik alarak doğal malzemelerden üretilen, uzun süreli giyilebilecek, kalitesi yüksek önlük ve iş elbiseler hazırlamaya başladım.

Kurulduğunuz günden bu yana hangi projelerde yer aldınız?

Sobremesa kurulduğundan beri bir sürü kullanıcımız oldu. Örneğin Hillside Beach Club’ın önlükleri, Karafırının kıyafetleri, Neolokal’in ceketleri, Antalya Film Festivali’nin 51. yıl çantaları çantaları bizim elimizden çıktı. Yollarımız yeni insanlarla kesiştikçe, ürünlerimiz İstanbul, Ankara, İzmir, Kıbrıs derken şimdi yurtdışına da gidiyor. Amerika’da bir pizzacı, Hamburg’da bir fırın, Barcelona’da bir cafe, Avustralya’da bir restoran var şu an ürünlerimizi kullanan.

Tasarımlarınızı yaparken nelerden ilham alırsınız?

Gördüğümüzde bizi gülümseten, dokunduğumuzda iyi hissettiren şeyler üretiyoruz. Keşfetmeye olan merakımız sürdükçe, tanıştığımız insanlar, gördüğümüz yerler, yolumuza çıkan şeylerden ilham alarak üretmeye devam edeceğiz…

Önümüzdeki dönemlerde ne tür projeleriniz var?

Şimdilik önlük ve iş elbiseleri ile sınırlı olan ürün gamımız, gündelik hayatta kullanılabilecek kıyafet ve aksesuarların eklenmesi ile daha da genişleyecek.