BİLGİ’nin en büyük kulübü olan “Bilgili Girişimciler Kulübü” kurulduğu günden bu yana kendinden hiç bu kadar çok bahsettirmemişti. Geçtiğimiz Ocak ayında başkanlığa seçilen Emin Hamzaoğlu ile kulüpte yeni bir dönem başladı. Başkanlığının ilk yılını tamamlarken Hamzaoğlu hem kendi hikayesini hem de kulübün bugünlere geliş serüveni anlattı.Başkanlığının ilk yılını tamamlarken Hamzaoğlu hem kendi hikayesini hem de kulübün bugünlere geliş serüveni anlattı. Hamzaoğlu kulübünü marka yapmak konusunda kararlı, kulüpçülük denince akla gelen ilk isim olmak istiyor ve anlatmaya aslen Trabzonlu olduğundan başlıyor.
Tam da bu noktada hemen sormak isterim, neden BİLGİ’yi tercih ettiniz?
Ben aslen Trabzonluyum, önce onu söyleyeyim de. Ailem için eğitim çok önemli. Babam halen aile işini sürdürüyor Trabzon’da. Ailenin en büyük çocuğu ben olduğum için belki de işleri babamdan ben devralacağım fakat ailem üniversite okumam konusunda ısrarcıydı. İyi bir eğitim almamı istediler. Benim de aklımda zaten iki yer vardı. Kampüsü gezdim, BİLGİ’nin şehir içinde oluşu ve imkanları beni etkiledi. 4-5 yılım seçtiğim okulda geçecekti, mutlu olabileceğim bir yer olsun istedim. Sonuçta alacağım diploma da hep benimle olacak. Bu yüzden BİLGİ’yi seçtim ve 2013 yılında Elektrik Elektronik Mühendisliği’ne başladım.
Bilgili Girişimciler Kulübü’ne girişiniz nasıl oldu?
Okulun ilk haftaları standlar açılır ve o standları gezerken iki kulüp seçtim, Bilgili Girişimciler ve Bilgi Yelken kulübü. Çünkü okul harici de bir şeyler yapmak istiyordum. Hazırlık zaten rahat geçer ben de bu süreci boş geçirmeyip, bir şeye tutunayım ve onda yükseleyim istedim. Onca zaman sadece ders çalışarak geçmezdi.
Başkanlığa giden yolda neler yaşandı?
Ben girdiğimde kulüp çok farklıydı, 2-3 yıllık bir kulüp olmasına rağmen kurumsal değildi. Yönetimsel sıkıntılar yaşanıyordu. Kurumsallıktan çok arkadaş hatırıyla idare ediliyordu ve benimle birlikte giren çoğu insan bu yüzden pes edip bıraktı. Çünkü ayrı bir grup vardı orada, konuşamadığımız bir ekip vardı. Ben ve birkaç arkadaşım sabrettik, hatta onlardan biri benim kreşten bu yana, 18 yıllık arkadaşım, Mert Manzak (o da BİLGİ’de öğrenci) ve o dönem kulübe katılmış birkaç arkadaşım daha aynı kafadaydık, bir şeyleri değiştirmek istiyorduk ve sabrettik bunun için. Kulübe başladık. İlk yıl geçti, ikinci yıl geçti, benim için bir kırılma noktası oldu. Kulübün iç düzeni sürekli değişiyordu, bir sistem yoktu. Ben de kendimi bu karışıklığın içinde öne atmam gerektiğini düşündüm. BIG Five diye bir proje vardı. BIG Five, kulübün 3 yıldır planladığı bir projeydi fakat bir türlü gerçekleşemiyordu. Amaç Türkiye’deki 5 farklı sektörün 5 farklı yöneticisini biraraya getirmekti. Ben zaten birinci sınıfım, derslerle aram yok, dedim ki “ben bu BIG Five’ı yaparım.”
Yapamayacağınızdan endişe etmediniz mi?
Ben asla yapamam diye düşünmem, genel olarak düşünmem bunu. Çünkü bir insanın istediği sürece her şeyi yapabileceğine inanan biriyim, belki de hayal ettiği sürece demek daha doğru. Aslıhan Akan’ı aradım, kulübün eski genel sekreter, onun da yeri ayrıdır bende söylemeden geçmeyeyim, ve dedim ki “ben bu yıl BIG Five’ı yapmak istiyorum, ne dersin?” Aslıhan şaşırdı, yönetim kurulunda, ekipte olmayan birinin böyle bir şey talep etmesi değişik geldi tabii onlara. Çünkü ilk defa arkadaş çevrelerinin dışında biri bir şey istiyordu ve büyük bir şey istiyordu. Kabul etti. Kısacası ben üstendiğim BIG Five projesini 2015 Nisan’ında başarıyla tamamladım. daha sonra kulübün yönetim kuruluna çıktım. Bundan sonra benim önüm daha da açıldı. Yönetim kadrosuna dahil oldum ve İnsan Kaynakları’nda görev almak istedim.
Sizinle birlikte, yani yeni dönemde kulüpte neler değişti?
4 yıl önce yaşananlar yaşanmasın diye kulüpte aile ortamı oluşturdum, buna çok önem verdim. Hala her hafta toplanıyoruz, toplanıp tatile bile gidiyoruz, dostluklar kuruldu, ilişkisi olanlar var, süper gidiyor. Eğer bir grup, topluluk, şirket, mağaza vs. içindeyseniz ve sözü geçen biriyseniz o yerde huzuru sağlamak zorundasınız. Yönetim kurulundaki arkadaşlarımdan istediğim farklı bile olsak, birbirimize kenetlenmeliyiz, eğer biz birlik olmazsak yoksa altımızdakiler de dağılır gider. Onlardan temelde istediğim bu oldu ve bunda son derece başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Yönetim kurulunda biz altı kişiyiz: Damla Kıdemli, iç ilişkilerden sorumlu başkan yardımcımız, Halil Şahin dış ilişkilerden sorumlu başkan yardımcımız, genel sekreterimiz Serra Alabaş, genel koordinatörümüz Efraim Genç ve yönetim kurulu üyesi Elif Ezgi Kılıç. Ben ve yönetim kurulundaki arkadaşlarım -ve kulübün tüm diğer üyeleri- farklı yaşlardan, farklı bölümlerden insanlarız. Bizim en büyük amacımız bir kültür oluşturmak, ben bu isimlerle bunu başardığımızı düşünüyorum. BİLGİ çok büyük ve önemli bir üniversite fakat kulüpçülükte eksikleri var. Burada kulüpçülük anlayışını, kültürünü aşılamak amacıyla ve Bilgili Girişimciler kültürünü korumak için -10 yıl sonra bu üniversiteye geldiğimde Bilgili Girişimciler Kulübü’nü ziyaret ettiğimde bu kulübü dimdik ayakta görmek için- şu an bunları yapmam gerekiyor. Kadromu orada tutarak bunu sağlayamam ve bu yüzden mezun olanların yerine alttan yeni birini ekliyoruz hemen. Ancak alt kadrolara değer vererek mümkün bu anlayışın kalıcılığını sağlamak. o yüzden her yıl bir devir daim olur.
Bilgili Girişimciler Kulübü neler yapar?
Amacı öncelikle şu, kulüp üyelerine ve öğrencilere girişimcilik anlamında verebilecekleri her şeyi vermek. Benim çalışma toplantılarında söylediğim bir söz vardır, “siz şu an buradasınız çünkü mezun olduktan sonra ertesi sabah n’olcak dememek için, boşluğa düşmemek için siz şimdiden buradasınz bugün buradasınız.” İnsanlara sunduğumuz fırsatlar bu yönde. Ben kulübü iki başlık altında görüyorum bir akademik yönü, yaptığımız etkinlikler, bir de dış bağlantılı çalışmalarımız. Akademik yönü şöyle, her yıl düzenlediğimiz etkinlikler paneller, sempozyumlar tamemen akademik kavramlar, sosyal sorumluluk projeleri diğer tarafımız da dış bağlantılı çalıştığımız projeler, şirketler ajanslar. peki bu ikisinin ayrımını nasıl yapıyoruz? Her hafta eğitim seminerlerimiz var, tüm etkinlikler Santral’de her hafta başka bir konu, çeşit çeşit eğitimler… Dışardan gelen uzmanların verdiği ücretsz eğitimler bunlar, tüm öğrenciler için bu etkinlikler. Hatta onlarca farklı üniversiteden -Yeditepe, Özyeğin, Kadir Has gibi…- üniversitelerden arkadaşlar katılıyor. Bunlar bizi çok mutlu ediyor, kendi sosyal medya hesaplarında paylaşıyorlar, BİLGİ’ye teşekkür mesajları atıyorlar, çok güzel geri dönüşler alıyoruz. Her hafta yaptığımız bu etkinliklerle insanlara şunu sunuyoruz: İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde her hafta böyle etkinlikleri ücretsiz olarak bulabilirsiniz. Geçen yıldan beri bunu yapmaktayız, geçen 2000’e yakın kişiye ulaştık, bu çok güzel bir sayı.
Kulübün kendi içinde ya da okulla sorun yaşadığı oluyor mu?
Biz artık sistemli işleyen bir kulübüz. Bu sistem üzerine 18 saat kalkamadan konuştuğumuz günleri bilirim. Her işin, her sorumluluğun bir görevlisi var bizde ve hiçkimse görevini ihmal etmediği sürece hiçbir problem yaşanmıyor. Diyelim ki bir şey oldu da ihmal etti, hemen onun takibini yapacak başka insanlar var kulübümüzde. Sadece zaman zaman salon konusunda sıkıntı yaşıyoruz, daha büyük salonlara ihtiyaç duyuyoruz, ama bunun dışında okulun da zaten bize karşı güveni, inancı tam olduğu için bir problem yaşamıyoruz.
Her hafta yapılan eğitimlerin dışında diğer etkinlikler neler?
BIG Five etkinliği artık gelenekselleşti, her yıl yapıyoruz ve sosyal sorumluluk projesi olarak da 23 Nisan. 23 Nisan benim bu kulüpte en sevdiğim proje. Farklı okullardan -devlet okulu, özel okul ve orta dereceli bir okul almıştık ilk yaptığımız sene- üç okuldaki seçilmiş öğrencileri, kendi okulları seçiyor bu öğrencileri, Santral kampüsümüzde ağırlayarak onlara bir gün yaşatıyoruz. Dans aktiviteleri, yüz boyaması, resim yapma, müze gezme… Okulumuzun tarihi ve kültürel dokusu da olduğu için… Açıkhavada tiyatro iziyorlar. Sonunda çocuklarla biz yeşillikte ip atlıyoruz, top oynuyoruz, büyük şişme oyuncaklar getiriyoruz tam bir şenlik alanına dönüştürüyoruz kampüsü. Bizim için çok güzel bir şey, çocukların gözünde o mutluluğu görmek tarif edilemez bir duygu. Hatta şöyle ilginç olaylar da yaşadık, bir küçük kız çocuğu ben tokamı almadan gitmem diye ağlıyordu, yarım saat tokasını aradık, meğer gitmek istemediği için ağacın arkasına saklamış tokasını. İkinci yıl daha farklı bir şey yapalım istedik ve işitme engelli kardeşlerimizi ağırlayalım dedik. Bunun için o gün çalışacak olan ekip birkaç ay öncesinden işaret dili eğitimi aldık. Hazırdık, çocuklar geldi meğer hepsi duyuyormuş, artık işitme engeli işitme engeli aşılabilir bir problemmiş… Çok şaşırmıştık ama o da çok güzel bir deneyimdi bizim için. Yeri çok ayrı bir sosyal sorumluluk projesi 23 Nisan bizim için.
Bilgili Girişimciler hangi özellikleriyle diğer kulüplerden farklıdır?
Bizim hayatla, dış projelerle, iş hayatıyla bağlantımız iki yıl önce oldu. Scorp adlı projeyle. Şu an herkesin bildiği Scorp fikir aşamasındayken bu kulübe geldi. Dediler ki “biz bunu bunu yapmak istiyoruz. Siz BİLGİ’de çok güçlüsünüz.” Bu arada İstanbul Bilgi Üniversitesi bir startup’ın başlayabileceği en iyi nokta. Varolan kapasitesinden, yetisinden ve insan çeşitliliğinden dolayı. Eğer bir app, bir startup BİLGİ’de tutarsa her yerde tutabilir. Scorp, app store’a çıkacağı zaman gördük ki bize geldikleri noktayla şu an scorp’un app store’a sürdümüz hali arasında çok büyük fark var. Proje çok farklı bir yere geldi. Şu an Silikon Vadisi’ndeler, Almanya’ya açıldılar ve Avrupa’da başka ülkelere de açılmak üzereler ama ben Scorp’un mutfağını biliyorum. Bu mükemmel bir deneyim. Şöyle başladık, tanıtımının yapılması gerekiyordu ve biz BİLGİ’de ilk ayda 5000’e yakın başvuru aldık. İlk patlamasını BİLGİ’de yaptı zaten.
Kulübe kimler katılıyor, belli bir profil var mı?
Bizler hayal ettiğmiz şeyi gerçekleştirebiliriz. kulübün verdiği en büyük şans bu. İnsanlar bunu farkında. Kişinin aklında bir şey varsa biz bunu gerçekleştirebiliyoruz, bu kadar basit. O yüzden herkes kendine tutunabilecek bir şey bulabiliyor Bilgili Girişimciler Kulübünde. Scorp’tan sonra bir app artışı oldu ve herkes Scorp’u kendine rol model aldı. Herkes Scorp’un yolunu biliyordu, araştırdıkları zaman ilk önce bizi gördüler. Bİlgli Girişimciler Kulübü’nü gördüler ve biz 2 yılda yaklaşık 20’ye yakın projeyle holdinglerle de çalıştık. Bundan dolayı insanlarda şu gelişti “Bilgili Girişimciler her yerde” aplicationlarda da var, holdingin altında da çalışabiliyor, Uber’le reklam anlaşması da yapıyor. zaten sene sonunda staj imkanı da ço yüksek, 25-30 stajer çıkabiliyor. Bunun farkındalar. Bu ailede herkes kendine göre bir şey bulabiliyor. Okulumuzda sosyal amaçlı çok kulüp var ama bizim kulübümüzdeki samimiyet ve paylaşılan projeler çok önemli. Bize gelip hayalini anlatıyor ve hayaline bizi inandırryor, bu çok zor bir şeydir, yoktan var etmek bir nevi.
Gelecek planları
Özetle, bu kulübü bir marka yapmak. InovaTİM diye İhracatçılar Meclisinin yürüttüğü bir proje var ve bizim kulübümüz, daha doğrusu başkan yardımcımız, yine kulübün planı doğrultusunda katıldığı bu projede bölge sorumlusu. Bunun da anlamı şu, Bilgili Girişimciler Kulubü bölgesinde 13 üniversitenin, büyük resimde de 69 üniversitenin lideri konumunda. Mehmet Büyükekşi’nin başında bulunduğu TİM’de bizim adımızın geçmesi, onların da bize inanarak bizim varlığımızı bilerek projelere yönelimlere ya da fikirlere yol açmaları üniversitemizin de geleceğe yönelik büyük planlarından biri. Evet kulüp bazlı çok başarılıyız ama bu başarıyı zaten okulumuzda yapacağımız büyük süpriz etkinliklerle şuraya getirmek istiyoruz: İstanbul Bilgi Üniversitesi girişimcilikte artık çok farklı bir yerde.
BIG Five
BIG Five uzun bir süreçti. Önce bir ekip kurdum, ekip çalışmasının gücüne inanan biriyim. ilk gün sektörlere, şirketlere hepsine yazdım ve küçük bir ekip kurarak bu işe başladım. Uzun ve psikolojik olarak yorucu bir süreçti. Hiç denenmemiş bir şeydi. İsmi olan bir okulda önemli kişileri ağırlamak çok güzeldi. Zaten tanışma mailnde İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin ismini gördükleri zaman ciddiyeti anlıyorlardı. Okul yönetiminin de bize verdiği büyük destekle güzel bir çalışma yaptık ve BIG Five başarıyla tamamlandı.