Melodi Baç: “İnsanlar eskisi gibi erken yaşta kitap yayınlamaktan çekinmiyorlar”
BİLGİ Sinema ve Televizyon Bölümü üçüncü sınıf öğrencisi Melodi Baç, Türkiye’nin en genç Fantastik Edebiyat yazarlarından. İlk kitabı ‘Yasak’ı 17 yaşında yayınladı. Ardından ‘Yasak II Crista’ çıktı. Geçtiğimiz günlerde de üçüncü kitabı ‘Anka’nın Dönüşü’ raflardaki yerini aldı.
Annesinin desteğiyle 13 yaşından beri hayal ettiklerini kağıda döken Melodi’nin yazar olması çok da ilginç bir durum değil. Ancak Fantastik Edebiyat ile ilgilenmesi elbette merak uyandırıyor. “Çoğu zaman hayatın durağanlığı beni sıkıyor. Yeni şeyler keşfetmeyi ve yaratmayı, hayal gücümün sınırlarını zorlamayı seviyorum. Çoğu zaman onların dışında gezmek benim için ayrı bir tutku. Bunu başarabildiğim tek dal Fantastik Edebiyat” diyen Melodi’nin ilk kitapları Yasak ve Yasak II Crista bir seri… İlk kitapta, insanları tanımak için dünyaya inen bir meleğin ölümlü birine aşkı ve bu aşk ile karşısına çıkan zorlukları anlatıyor. İkinci kitapta, kahramanın başına, aşkı yüzünden tüm melekleri ve şeytanları kapsayan akıl almaz büyüklükte olaylar geliyor. Anka’nın Dönüşü ise, bambaşka bir serinin ilk kitabı. Anka ve Zümrüt efsanesi, Crictus adlı Melodi’nin yarattığı gezegendeki iki kardeşin taht kavgasını konu alıyor. Baş karakter dünyalı ama efsane Crcitus’ta geçiyor. Satışlar gayet iyi gidiyor ve Melodi sabırsızlıkla ikinci baskının haberini duymayı bekliyor.
Çok küçük yaşlardan itibaren kitap yazıyorsun. Neden ‘Yazarlık’ bölümü değil de ‘Sinema ve Televizyon’ bölümünü tercih ettin? Beni geliştireceğini düşünerek seçtim. Öyle de oldu. Edebiyata yöneldiğimde sadece tek bir dal hakkında bilgim olacağını düşündüm. Yazmayı zaten mesleğim olarak gördüğüm için beni geliştirecek ve sanatla bağlantılı farklı bir bölüm okumak istedim. Sinema Bölümü’nde farklı kültürlerin sinemalarını öğrenerek kendimi geliştirdim. Her film izleyişimde yeni şeyler öğrendim. Kitap yazmak için çok önemli olan analiz etme yeteneğimi geliştirdim. Benim için en önemlisi de nasıl senaryo yazacağımı öğrendim. Sinema Bölümü’nü seçmekteki amacım zaten bu konularda eksik olduğum yerleri tamamlamaktı. Şu an üçüncü sınıfa geçtim ve hala eksiklerimi tamamlamaya çalışıyorum. Bunun yanında kitaplarımı filme çevirmek gibi bir hayalim var. O yüzden bu bölümü seçmemdeki en büyük amacım mezun olduğumda kendi filmimi yapmayı istemem diyebilirim.
İlk kitabını yayınladığın günden bugüne neler değişti? Kendini yazar olarak nasıl ve nerede hissediyorsun? Çok şey değişti. İlk kitabım yayınlandığında kimse beni tanımıyordu. Kitabı kendi imkanlarımla basmıştım zaten. İlk kitapta elde ettiğim başarı sayesinde ikinci kitabımı yayınevi kendi bastı. Artık daha çok tanınıyordum. Üçüncü kitabım Anka’nın Dönüşü’nde ise Destek Yayınları ile anlaştım. Destek Yayınları büyük bir yayınevi olduğu için benim adıma büyük bir adım oldu. Satışlarım da gözle görülür bir şekilde arttı. Yazar olarak daha kendimi yolun başında hissediyorum. Çok gencim ve önümde tırmanmam gereken uzun bir yol var. Ağır ağır yukarı çıktığımı hissediyorum.
‘Fantastik sevmeyen birine bile fantastiği sevdiriyorsun’
Nasıl yorumlar alıyorsun?
Etrafımdakilerden iyi yorumlar alıyorum. Arkadaşlarım bana kitabın ikinci serisini yollamam için baskı bile yapıyor. Şimdiye kadar kötü bir yorum aldığımı söylemem zor. İlk kitaplarımda acemiliğimin verdiği bir toyluk vardı. O konuda eleştirdiler ama her defasında dilimin ne kadar akıcı ve kitabın ne kadar sürükleyici olduğunu da eklemeyi ihmal etmediler.
Bugüne kadar en hoşuma giden yorum şu oldu: “Fantastik sevmeyen birine bile fantastik sevdirmeyi başarıyorsun. Yolun açık olsun. Tebrik ederim.” Bu yorum beni çok gururlandırmıştı.
“Gençlerin hayal gücü daha gelişmiş”
Senin ilk kitabının yayınlandığı dönemde genç yazarlar çok ciddiye alınmazken şu sıralar Wattpad benzeri uygulamalar ile genç yazarlar sayısında bir patlama oldu. Yayınevleri kendi kadrolarına almak için bu genç isimleri evler arabalar teklif ediyorlar. Ne düşünüyorsun bu konuda?
Bunun bir akım olduğunu düşünüyorum. Hatta şu an maalesef sönme aşamasında ama umarım hiç sönmez. Gençlerin hayal güçlerinin yetişkinlerden çok daha gelişmiş olduğunu düşünüyorum. Çünkü hayatta uğraşmaları gereken çok daha az sorumlulukları var. Bir yazarın kafası rahat olduğunda daha yaratıcı olabiliyor. Bu akım çok gurur verici. Bir sürü yeni genç yazar var artık. İnsanlar eskisi gibi erken yaşta kitap yayınlamaktan çekinmiyorlar. Üstelik genç yazarların çoğu fantastik türde kitap yazıyor. Ülkemizde büyük eksiklik çeken Fantastik Edebiyatı güçlendireceği için mutlu oluyorum.
“Hala yazar olduğumu bilmeyen arkadaşlarım var” demişsin. Sanırım zamanını daha çok kendini geliştirmeye adadığın için böyle… Bir günün nasıl geçiyor genel olarak? Nasıl kitaplar okuyor, nasıl filmler izliyorsun?
Aslında daha çok övünmekten hoşlanmadığım ve konusu açılmadıkça muhabbetini açmadığım için bilmeyen arkadaşlarım oluyor. Eski arkadaşlarım tabii biliyor ama yeni tanıştığım birine anında yazar olduğumu ve kitaplarım olduğunu söylemek hoşuma gitmiyor. Bazen kendileri Facebook sayfamdan öğreniyorlar. Bazen de konusu geçince ben söylüyorum. Buna rağmen aralarında bilmeyenler olabiliyor.
Herkesin düşündüğünün aksine her gün kitap yazmıyorum. Hatta bazı dönemler hiç yazmıyorum. O yüzden belli bir tempoya sahip değilim. Genelde bir düşünme, aklımda kurgulama dönemi geçirdikten sonra masa başına oturuyorum. Günlük hayatımda genelde arkadaşlarımla takılıyorum. Onlar olmadığı zaman kitap okuyorum, dizi (çoğunlukla fantastik) ve film izliyorum. Film seçerken belli bir türe sadık kalmıyorum. Bölümümün de gerektirdiği üzere her tür film izlemeye gayret ediyorum. Tek izleyemediğim tür korku. Çünkü hayal gücüm geniş olduğu için sonrasında hep çok korkuyorum :)
“Yurt dışında film kariyerine başlamak istiyorum”
Kendini Türkiye ile sınırlandırmıyorsun. Bu yüzden karakterlerinin isimleri bile yabancı… Mezun olduktan sonra yurt dışına çıkma planın var mı?
Evet eğitimim için yurt dışı planlarım var. Filmler üstüne biraz daha ilerlemek istiyorum. Film dünyasını çok seviyorum ve BİLGİ’den mezun olduktan sonra da hala okumak istiyorum. Bunun yanında yazdığım tür fantastik olduğu için yurt dışında filmimin çekimlerinin daha kolay olacağını düşünüyorum. Bu yüzden yurt dışında film kariyerine başlama gibi hayallerim var. Elbette hayallerim arasında Türkiye’de fantastik film dalını geliştirmek de var. Türkiye’de fantastik film türünün olduğunu söylemek bile zor ama bunun zamanla değişeceğine inanıyorum. Daha doğrusu buna inanmak istiyorum. Çünkü, Türkiye’de Fantastik Edebiyat ve film sektörü çok dar. Bunun değişmesi için elimden geleni yapacağım.
“Şan eğitimime devam edeceğim”
Başka neler var yapmak istediklerin arasında?
Hayatımın bir döneminde mutlaka yurt dışında yaşayacağım. Farklı kültürleri tanımak için bir fırsat olacağını düşünüyorum. Ayrıca müzikle de ilgilendiğim için bıraktığım şan eğitimime devam etmeyi ve bestelediğim bazı şarkılarımı tamamlamayı düşünüyorum. Belki ileride bir hayvan barınağım olabilir. Hayvanlara aşığım ve onlara elimden geldiğince yardım etmek istiyorum. Bunların yanında en çok istediğim şey, ileride dünyayı gezmek ve yeni yerler görmek. Şimdiden birçok yere gittim ama dünyanın her yerini merak ediyorum. Daha göreceğim çok şey var. Öğrendiğim veya gördüğüm şeylerin bana hiçbir zaman yeteceğini düşünmüyorum ama öğrenmeye ve görmeye devam edeceğim.
Röportaj: Pınar Karahan