Aile şirketinde finans bölümünün başındayken kızı Ada ve oğlu Aras dünyaya geldi; blog işlerine ağırlık verdi. Sosyal medyanın hayatına giresi ile birlikte pek çok projede yer aldı.
“Size koca diyebilir miyim?” adında Altın Kitaplar’dan çıkan ilişkiler üzerine olan kitabı oldukça beğenildi. Saadet Algan ile kariyerini ve BİLGİ’yi konuştuk.
Sizi tanıyarak başlayalım…
İstanbul doğumluyum, ailem köklerine ve birbirine çok bağlı bir aile olduğu için hayali aile şirketinde çalışmak olan küçük bir kızken, hayatı, hayali gibi başlayıp hayatın akışıyla yön değiştiren, okumayı, yazmayı, üretmeyi çok seven ve çok neşeli bir kadın, Saadet.
Okul bittikten sonra neler yaptınız, kariyeriniz nasıl şekillendi?
Üniversite bittikten sonra, lojistik ve vinç sektöründe Türkiye’nin lider firmalarından biri olan aile şirketimizde çalışmaya başladım. Önceleri babamın direktifiyle aklınıza gelebilecek bütün angarya işleri üzerime yıktılar tabiri caizse fakat yılmadım, tüm yüreğimle söyleyebilirim ki, aile
şirketi de olsa bileğimin hakkıyla ve pişmem adına fazlasıyla
zorlaştırılmış bir yolda, finans departmanının başına getirildim.
Nasıl karar verdiniz blogger olmaya? Kariyer yaşamınızda bu süreç nasıl gelişti?
Aslında ben karar vermedim, hayat benim yerime karar verdi diyelim.
Aile şirketinde çalışırken, zaten yazdığım bir blogum vardı. Benim için yoğun ve stresli iş hayatımda kaçış noktası, bir tür terapiydi. Ada’ya 8 aylık hamileyken, uzaklık sebebiyle işe ara verdim ancak planım, Ada doğduktan birkaç ay sonra işe geri dönmekti. Fakat 9 ay sonra tekrar hamile kaldığımı öğrenince ve boş zamanlarımda, günlük rutinimi blogum doğdu ve böylece hayat bana “madem yazmayı çok seviyorsun, haydi bir de kitap yaz” dedi. Arkasından “Size Koca Diyebilir miyim?” isimli kitabım doğdu. Geçen senelerde ise Işın Karaca’nın seslendirdiği “Bize de Bu Yakışır” şarkısının sözlerini yazınca anladım ki, hayat bana, “Ne yazarsan yaz ama yaz!” diyor.
Blogunuzda yemek tariflerinden röportajlara, modadan anne çocuk içeriklerine kadar pek çok şeyden bahsediyorsunuz. Genel hatlarıyla blogunuzdan ve içeriklerinizden bahseder misiniz?
Başlarda henüz çocuklar yokken, kadın erkek ilişkileri, hayat üzerine
yazıyordum. Fakat yazı yazarken en çok yaşadığınız şeylerden esinleniyorsunuz; çocuklarımla beraber yazdıklarım da evrildi haliyle. Çocuklar, psikoloji, yemek, moda, aslında kadının hayatına dair her şeyi yazmayı çok seviyorum.
BİLGİ ile devam edelim. Nasıl kesişti yollarınız BİLGİ ile…
BİLGİ İle yolum, 1997 yılında kesişti. O yıllarda İstanbul’un yepyeni, umut
vaat eden ve pek çok arkadaşımın gözde üniversitesi olan BİLGİ’de olmak
benim için büyük mutluluktu çünkü İşletme? İktisat?ı aynı anda okuyabileceğim tek üniversite BİLGİ?ydi.
BİLGİ’nin size kariyerinizde ne gibi yararları oldu?
BİLGİ mezunu olmak her zaman bir ayrıcalıktır. Bizler Türkiye’nin alanında en iyi profesörlerinden ders aldık, aynı havayı soluduk. Sadece ders, vize, final yani sıradan bir üniversite demek değildir BİLGİ’den mezun olmak. BİLGİ’de edindiğim dostluklar her zaman çok değerlidir, o kadar çok BİLGİ mezunu arkadaşımla sektörde yan yanayız ki iletişim sektörünün en
iyileri BİLGİ mezunudur diyebilirim.
Hem bir anne hem başarılı bir Influencer olarak… Influencer olmak
için sizce neler gereklidir?
Influencer olmak isteyen ve bana danışan herkese verdiğim cevabı
vereceğim; samimi olun, içerik üretin, yazın, keşfedin, paylaşın ve istikrarlı
olun. Bugün değil ama yarın belki istediğiniz noktaya geleceksiniz.
Sizce BİLGİ’li olmak ne demektir?
BİLGİli olmak bir ayrıcalıktır. Bugün yeniden üniversiteye başlayacak olsam ki yakın zaman için böyle bir planım da var, yine BİLGİ’li olmak isterim.