Avukat Ali Yurtsever 2011 mezunlarından. BİLGİ’yi bitirdikten sonra Hollanda’da Maastricht Üniversitesi’nde yüksek lisansını tamamladı. Bir süre avukatlık bürolarında görev aldıktan sonra kendi ofisini kurdu.
Şimdi kurucusu ve yöneticisi olduğu ASY LEGAL Hukuk Bürosu’nda ticari, aile ve iş davalarını yürütüyor. Avukat Ali Yurtsever ile keyifli bir söyleşi yaptık.
Sizi biraz tanıyarak başlayalım söyleşimize. Ali Yurtsever kimdir, kaç mezunusunuz?
Öncelikle benimle bu röportajı yaptığınız için teşekkür ederim. Ali Yurtsever kimdir sorusuna özet olarak cevap vermem gerekirse, 1989 İstanbul doğumluyum. Üniversite öncesi tüm eğitim hayatımı Koç Okulları’nda geçirdim diyebilirim. İlkokul 4. Sınıftan lise sona kadar Koç İlköğretim Okulu ve Koç Lisesi’nde okudum. Devamında da bildiğiniz gibi İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 2011 senesinde mezun oldum. Dolayısıyla hem Koç’lu hem de BİLGİ’li olarak tanıtabilirim kendimi. BİLGİ’den mezun olduktan sonra Hollanda’da Maastricht Üniversitesine yüksek lisans yapmaya gittim ve 1 sene orada kaldım. Daha sonra 2012 senesinin sonunda İstanbul’a gelip ADMD Avukatlık Ofisi’nde çalışmaya başladım. ADMD’de 5 yıl kadar çalıştıktan sonra ise artık kendi ofisimi kurmamın vaktinin geldiğini düşünüp, 2017 senesinin başında oradaki pozisyonumdan ayrılıp, şuan kurucusu ve yöneticisi olduğum ASY LEGAL Hukuk Bürosu’nu kurdum ve son 1 yıldır kendi ofisimde çalışmaktayım.
Peki hangi davalar ile ilgileniyorsunuz?
Yukarıda da belirttiğim gibi, son 1 senedir kendi açtığım ASY LEGAL Hukuk Bürosunda çalışıyorum. Pozisyon olarak kurucu ortak da diyebiliriz. Ağırlıklı olarak baktığımız davalar ise genelde ticari davalar ile iş davaları ve aile davalarıdır. Bunun dışında spor hukuku ve idari davalar ile de ilgileniyoruz.
Hem Koç’lu hem BİLGİ’liyim dediniz. Peki liseden sonra BİLGİ’yi tercih etmenizdeki sebep neydi?
BİLGİ Hukuk Fakültesi’ne 2007 girişliyim. Yani tam 10 sene olmuş ben fakülteye ilk adımımı atalı. O zaman hukuk okumayı kafasına koymuş 18 yaşında bir genç olarak, BİLGİ kesinlikle en doğru tercih olarak gözüküyordu benim için. Bunun başlıca nedeni ise elbette ki fakültenin bünyesinde barındırdığı hocalar ve profesörlerdi. O dönemde gerçekten de Hukuk Fakültesi’nin akademik kadrosu diğer tüm üniversitelerin çok üzerindeydi, nitekim BİLGİ’de okumaya başladığım anda da bunun farkını ve etkilerini görmeye başladım. Akademik kadronun kalitesi elbette ki her bölüm için önemlidir ancak bir Hukuk öğrencisi olarak, temel hukuk eğitimini aldığınız akademisyenlerin ne kadar kaliteli olduğu sizin gelecekte ne kadar başarılı bir avukat, savcı veya hakim olacağınızı da belirler diye düşünüyorum çünkü hukukta temel eğitimi doğru almazsanız, ezberlediğiniz belli başlı hukuki meseleler dışında başka hiçbir konuda doğru yorum yapmanız mümkün olmaz. Yani ezberci bir avukat/savcı/ hakim olursunuz. Ben, Hukuk Fakülteleri ve hukuk eğitimleri ile ilgili genel kanının aksine, hukukun esasen ezbere dayalı bir dal olduğunu kesinlikle düşünmüyorum. Tam tersine, size ne kadar ezber bilgi dayatırlarsa hukukun temelini o kadar az kavradığınızı düşünüyorum ve bu sizin hukuku ve kanunları yorumlama ve anlama kapasitenizi oldukça düşürüyor. İşte tam da bu sebeple BİLGİ Hukuk diğerlerinden çok ayrı gözüküyordu ve esasen BİLGİ’yi özel kılan da verdiği eğitim ve akademik kadrosunun zenginliği idi. Son zamanlarda çok yakından takip edemesem de, BİLGİ’nin akademik kadrosunun hala çok zengin olduğunu duyuyorum. Dolayısıyla sanırım BİLGİ’yi özel kılan şey, özellikle Hukuk Fakültesi bağlamında, hala aynı.
“18 yaşında hukuk okumayı kafama koymuştum.” dediniz. Bu durumda çocukluk hayaliniz de hukuk okumaktı…
Evet, Hukuk Fakültesi ilk ve tek tercihimdi. Avukat olmak hep hayalimdi denemez, ancak hukuk okumak sanırım hep hayalimdi. Yani hukuk okuyup savcı, hakim veya akademisyen de olabilirdim, bunları da elbette bir noktada düşündüm ancak en sonunda avukat olmanın benim için daha doğru tercih olduğuna karar verdim. Hukuk okumaya ise kesin olarak lise 1’in sonunda karar verdiğimi söyleyebilirim ve o günden sonra da hiç kararım değişmedi. Zaten ÖSS tercih formunda sadece hukuk fakültelerini yazmış, başka hiçbir alanda tercih yapmamıştım. Şuan dönüp bakınca da bu tercihimden yana en ufak bir pişmanlık yaşamadığımı söyleyebilirim. Yani yine seçme şansım olsa yine BİLGİ’de hukuk okurdum.
Kariyer yaşantınızda BİLGİ Hukuk’un size ne gibi artıları oldu, buradaki eğitimin kariyerinize ne gibi olumlu dokunuşları oldu?
BİLGİ Hukuk’un verdiği eğitimin ve akademisyen kadrosunun kalitesi Türkiye standartlarının çok üzerindeydi. BİLGİ’de aldığım eğitim bana hukuku ezberlemeyi değil anlamayı ve yorumlamayı öğretti. Bu sayede meslek hayatımda farklı alanlardaki hukuksal gelişmeleri daha rahat takip edip daha rahat yorumlama şansı buldum ve bu beni çoğu zaman diğerlerinin bir adım önüne koydu diyebilirim. Zira iş hayatında bilgi eşittir saygıdır. Yani çalıştığınız yerde veya meslektaşlarınız tarafından saygı
görmek istiyorsanız bilgi sahibi olmalısınız. BİLGİ’de aldığım eğitim sayesinde bu konuda hep avantajlı oldum diyebilirim.
Sizi bu meslekte bugüne kadar en çok ne zorladı? Yanı sıra en çok zevk aldığınız neler oldu?
Bu mesleğin en zorlu tarafı günlük stresi ile başa çıkmayı öğrenmek oldu sanırım. Çünkü yaptığımız iş gereği yaşadığımız stres gerçekten çok yüksek olabiliyor. Milyonluk davaları veya sonunda kişinin hürriyetinden yoksun kalma olasılığı bulunan bir ceza davasını kazanmaya çalışmak veya milyon liralık sözleşmeleri herhangi bir pürüz çıkmaması için revize etmek ve tüm bunları mümkün olan en kısa sürede tamamlamak her zaman o kadar kolay ve rahat olmayabiliyor. Sizin avukat olarak yaşadığınız stresin üzerine müvekkilinizin de stresini taşımak zorunda kalabiliyorsunuz. Sanırım en zorlu tarafı bu. En çok zevk aldığım tarafı ise, hukukun tartışmalı olduğu (farklı teorilerin ve fikirlerin olduğu) alanlarda o tartışmalı hukuk kuralını anlamak, yorumlamak ve müvekkilinizin lehine olacak şekilde bir çözüm stratejisi üretmek. Geliştirdiğiniz bu strateji sonucunda istediğiniz sonucu aldığınız zaman çok keyifli oluyor. Tabi her zaman işler istediğiniz gibi gitmeyebilir, bunu da her zaman kabul etmek gerek.
Gelecek hedefleriniz nelerdir?
Gelecekteki en büyük hedefim elbette ki yeni kurduğum büroyu daha da büyütmek ve saygın bir büro haline getirmek. Bunun elbette ki maddi boyutu da var, ancak daha da önemlisi yukarıda da değindiğim gibi saygınlık. En büyük hedefim ileride saygın bir avukat olmak diyebilirim.
Başarılı bir avukat olarak, öğrencilere en büyük tavsiyeniz ne olurdu?
Öğrencilere en büyük tavsiyem, aldıkları derslerde kanun ezberlemeye odaklanmak yerine işin mantığını anlamaya çalışmaları olur sanırım. Bu bazen o kadar kolay olmayabiliyor biliyorum, özellikle ilk 2 sene biraz şaşkın giriyorsunuz derslere ancak bir yerde bu hukuk nosyonu oturuyor ve kuralları daha net anlamaya başlıyorsunuz. Bir de tabi derslerde alacakları notların her şey olmadığını ve başarılı bir avukat olmak için mutlaka yüksek notlar almaları gerekmediğini hatırlatmak isterim. Burada ek olarak şunu söylemek istiyorum, benim BİLGİ’de okuduğum dönemde belki de bana en çok katkısı olan şey, 3. sınıfta, Yrd. Doç. Dr. Asuman Aytekin İnceoğlu önderliğinde katıldığımız Mahmut Esat Bozkurt Kurgusal Dava Yarışması olmuştur. O dönemde muhteşem bir ekiple birlikte bu yarışmaya katılmış ve yanılmıyorsam hukuk fakültesine bu yarışmadaki ilk birinciliğini kazandırmıştık. Tabi ki çok uzun ve çok çalıştık bunun için ama sonucunda verdiğimiz tüm emeklere değdi diye düşünüyorum. İşte bu yarışma için yaptığımız hazırlıklar bana hukuku anlamayı, farklı perspektiflerden bakmayı en belki de en önemlisi hukuki araştırma yapmayı öğretti. Dolayısıyla öğrencilere son tavsiyem, sadece derslere odaklanmak yerine bu tarz kurgusal dava yarışmalarına katılmaları veya daha pratik ağırlıklı başka seçmeli dersler (bizim dönemimizde klinik çalışmalar olurdu örneğin) seçmeleridir. Okurken bunlar bazen fuzuli gelebilir ancak sonrasında size kattıkları gerçekten çok değerli oluyor.
Ve son olarak BİLGİ ile yapalım finali. Sizce BİLGİ’li olmak ne demek?
BİLGİ’li olmak, Türkiye sınırları içerisinde alabileceğiniz en iyi hukuk eğitimlerinden birini almış olduğunu bilerek meslek hayatına atılmaktır diye cevaplayabilirim bu soruyu sanırım.