Uzun yıllar Türkiye’nin başarılı genç caz müzisyenlerini yetiştiren müzik bölümü, 2005 yılında bir yenilenme sürecine girdi. Bugün tüm müzik formlarına yakın olan bölüm diğer birçok üniversiteden farklı ve zengin bir içerikle eğitim yapıyor.
Ülkemizde 1982 yılında müzik eğitimi veren kurumların üniversitelere bağlandığı, bu durumun doğal olarak bu kurumların bilimselleşmesi yönünde çok olumlu gelişmelere neden olduğu biliniyor. Ancak bugün gelinen noktada ülkemizdeki üniversitelerin sadece eğitim kısmını üstlendiği, diğer çok önemli konuların ise özel kişi ve kuruluşlara bırakıldığı düşünülüyor. Vitrin özel kişi ve kuruluşlara bırakılınca bireysel zevkler ülke müzik yaşamında çok öne çıkıyor. Bu durum zamanla müziğin bilimsel olarak ele alınmaması ve hatta ekonomik ya da politik düşüncelere alet olması gerçeğini ortaya çıkarıyor. Sonuç ise bir anlamda binlerce yıllık birikimin hazin bir şekilde tahrip olması ve hatta yok olması anlamına geliyor.
BİLGİ, çağdaş müzik eğitimi veriyor
Bu durumun bilincinde eğitim veren İstanbul Bilgi Üniversitesi Müzik Bölümü’nün Başkanı Yrd. Doç. Dr. Tolga Tüzün, müziğin tüketim nesnesine dönüşmesinin getirdiği kısırlığın, müziğin yaşamın kendisini yeniden tanımlayan ve onunla beraber dönüşen karakterinin gözlerden uzak kalmasına ve marjinalize edilmesine yol açtığını düşünüyor. BİLGİ’nin müzik bölümünün, müziğin yaratım edimini, çağın değişimini yaratan bir yere konumlandırıp, var olan kalıpları iteleyerek besteciliğin tanımını yeniden yaptığını vurgulayan Tüzün, “Sesi yazan insanlar, yani besteciler için çağın getirdiği teknolojik yenilikler bir lüks değil şarttır. Sesi okumak (solfej), sesi yazmak (beste), sesle ilgili yazmak (müzikoloji), sesi anlamak (teori ve analiz) ve sesi kayda almak (ses teknolojileri) aynı fenomenin artık birbirinden ayrılmaz halleridir. Çağdaş müzik eğitimi bunların hepsini içerir ve öğrencilerin tüm gereksinimlerine yanıt verir” diyor.
BİLGİ Müzik Bölümü’nün 1996 yılında bir caz performansı bölümü olarak kurulduğunu açıklayan Tüzün, 2005 yılına kadar Türkiye’nin başarılı genç caz müzisyenlerini yetiştiren bu bölümün, yeni bir atılım yaparak artık tek bir stilde müzik eğitimi vermek yerine, bütün müzik formlarına eşit mesafede duran ve büyük harfle müzik eğitimi veren bir bölüme dönüştürüldüğünü söylüyor. “Bu sayede biz sadece klasik müzik eğitimi veren veya sadece ses tasarımı eğitimi veren bölümlerden bir hayli farklı bir yerde durmaya başladık” diyen Tüzün, dünyada bu yöndeki eğilimin farkına varmış birçok bölümle ilişki kurdukça, önümüzdeki on yıllara damgasını vuracak yepyeni bir müzik eğitimi anlayışının öncülüğünü yaptıklarını fark etmenin sevincini yaşıyor.
Sınavlarda başarılı olanlar bölüme alınıyor
BİLGİ’li müzisyen olmanın yaşamsal bir konumu olduğunu vurgulayan Tolga Tüzün, öğrencilerin bölümde geçirdikleri dört yılın sonunda etkin, üretken, etkileşime, işbirliğine açık, yaşadığı ortamı anlayan ve geliştiren insanlar olarak mezun edildiklerini belirtiyor.
Bölüm kapsamında her öğrencinin alması gereken; müzikle ilgili teorik ve teknik becerilerin özellikle durum ve performans endeksinde geliştirildiği zorunlu dersler olduğunu söyleyen Tüzün, kontrpuan ve armoni ile ses kayıt tekniklerinin de kendileri için aynı öneme sahip olduğunu ifade ediyor. Bunlardan birini öğrenmeden bölümden mezun olmanın mümkün olmadığına dikkat çeken Tüzün, “İkinci yıldan sonra ders programının yüzde 50’e yakınını seçmeli dersler oluşturuyor. Bunlar müzik teorisi, kompozisyon ve müzik ve ses teknolojileri alanlarında uzmanlaşmaya yönelik dersler olabileceği gibi tüm seçmeli dersler listesinde öğrencinin ilgi duyduğu herhangi başka bir disiplinin dersleri de olabilir” diyor.
Dört yıllık bir program olan müzik bölümüne her yıl 30 öğrenci aldıklarını açıklayan Tüzün, öğrencileri bölüme alırken, ciddi bir teori ve duyum sınavından geçirdiklerini, bu sınavların burs başvuruları için önemli bir kriter olduğunu, öğrencileri sınav öncesi hazırladıkları portfolionun yanı sıra mülakatta gösterdikleri performansı göz önünde bulundurarak bölüme aldıklarını söylüyor. Bölümde, İlhan Usmanbaş, Tolga Tüzün, Selen Gülün, Tolga Özdemir, Can Kozlu, Mine Erkaya, Hakan Kurşun, Ömer Ahunbay ve Mike Nielsen gibi isimlerin ders verdiğini belirten Tüzün, bu hocaların çoğunun hem ulusal hem de uluslararası alanda uzman ve bilinen isimler olduğuna dikkat çekiyor.
Program diğer okullardan çok farklı
BİLGİ’nin müzik bölümünün diğer üniversitelerdeki aynı bölümlerden farklı olduğunu düşünen Tüzün, “Bizi diğerlerinden ayıran en önemli özellik, diğer üniversitelerde bu şekilde eğitim veren bir bölüm olmamasıdır. Biz kendi müziğini üretebilecek müzik üretiminin tüm aşamalarını kendisi gerçekleştirebilecek müzisyenler yetiştirmeyi hedefleyen programımızla diğer kurumlarda bulunmayan içeriğe sahip bir program yürütüyoruz. Gerek ders programımızın Türkiye’de bir benzerinin bulunmaması, gerekse BİLGİ’li müzisyen olmanın yaşamsal konumundan ötürü diğer bölümlerden farklıyız” diyor.
“Müfredatımızın en önemli özelliği kuru kuru teorik dersler yerine her dersin çıktısının muhakkak pratiğe dökülebileceği bir özgürlük alanı sunmasıdır. Çoğu ders aynı zamanda o derste öğrenenlerin uygulamaya dökülebileceği bir performans fikri ile bütünlenir” diyen Tüzün, bir sürü dersin değişik gurupların kurulmasına öncülük ettiğini, mesela ‘Çoklu Ortam Besteciliği ve İcrası’ adlı dersim IBULOrk adındaki İstanbul Bilgi Üniversitesi Laptop Orkestrası’nın doğmasına sebep olduğunu açıklıyor.
Bunun yanı sıra, her sene düzenledikleri ve dünya prömiyerlerini içeren ‘Yeni Müzik Konserleri’nin de öğrencilerin teorik bilgilerini pratiğe dökmesi için bir alan yarattığını belirtiyor. Ayrıca bütün öğrencilerin, kendi projeleri çerçevesinde aktif olarak müzisyenliğe devam ettiğini ve gerektiği zaman bölümden destek gördüğünü söyleyen Tüzün, bölümden mezun olan öğrencilerin; çağdaş müzik, elektro akustik müzik, film ve TV müziği, reklam müziği bestecileri olabildiklerini, icra etmek istedikleri müzikleri çok daha donanımlı olarak devam ettirdiklerini, tonmaister, müzik prodüktörü, dijital ortamlar için ses tasarımcısı olarak çalışabildiklerini, müzik sektöründe eleştirmen, yönetici, yayıncı olarak kariyer yapabildiklerini, ses yerleştirmeleri, çeşitli disiplinlerle interaktif uygulamalar ve disiplinler arası sanat eserleri tasarlayabildiklerini ve müzik eğitmenliğinden akademik kariyere açılan geniş bir yelpazede yer alabildiklerini dile getiriyor.
Öğrenciler Erasmus programına katılabiliyor
Çilekeş, Alp Ersönmez, Bilal Karaman, Elif Çağlar, Çağrı Sertel, Ozan Musluoğlu, Ozan Tügen, Ferit Odman, Burak Bedikyan gibi isimlerin de aralarında olduğu çok sayıda müzisyenin BİLGİ’nin müzik bölümünden mezun olduğunu söyleyen Tolga Tüzün, bölümün dikkat çeken özellikleri ile ilgili şunları söylüyor: “Bölümümüzün en önemli özelliği; sunduğu müzik programı ile öncü niteliği taşıması, uluslararası arenada kendini kanıtlamış akademik kadrosu, en yeni yazılım ve donanımlara sahip kayıt ve prova stüdyoları ile laboratuarları, her yıl düzenlenen workshop ve konserlerde öğrencilerin alanlarında tanınmış yerli ve yabancı uzmanlarla çalışma olanağını bulmasıdır:”
Tüzün bölümde; Erasmus kapsamında, Konservatorium Wien (Austria), University of Hildesheim (Germany), Conservatorio di Musica “S.Giacomantonio” – Cosenza (Italy) Lietuvos Muzikos IR Teatro Akademija (Lithuania), Utrecht School of the Arts (The Netherlands) Academie of Music in Krakow (Poland), Real Conservatorio Superior de Musica de Madrid (Spain) ile öğrenci değişimi programı uyguladığını da açıklayarak, isteyen bütün öğrencilerin kriterleri sağladıkları sürece programa dahil edildiğini belirtiyor.
Bölüm olarak hayata geçirdikleri projeler, sosyal sorumluluk çalışmaları ile ilgili de bilgi veren Tüzün, Eczacıbaşı Vakfı ile sosyal sorumluluk projeleri yürüttüklerini söylüyor. Bu proje kapsamında, son iki yıldır Eczacıbaşı Gönüllüleri ile birlikte Sivas ve Konya’daki yatılı ilköğretim bölge okullarına müzik sınıfları kurulmasına danışmanlık yaparak, kurulan müzik sınıflarında ilköğretim öğrencileri ile ritim atölyesi ve koro çalışmaları yürüttüklerini, yılsonunda Eczacıbaşı Gönüllüleri’nin İstanbul’a getirdiği bu öğrencilerle konserler düzenlediklerini ifade ediyor. Tüzün, bölüm öğrencilerinin de kitap ve eşya toplama kampanyaları düzenleyerek ihtiyaç sahibi bölgelerdeki okullara yardımda bulunduklarını sözlerine ekliyor.
Yaşamı tasarlayan BİLGİ’li müzisyenler
•BİLGİ’li müzisyenler, günümüzde en son teknolojik gelişmelerden haberdar ve bunlara hakim;
•Ses ve teknolojisinin beraber olabildiği her alanda üreten ve geliştiren;
•Bilgisayar-internet gibi mecralarla olan ilişkisi kullanıcı olmakla sınırlı kalmayan;
•Teknolojiyi sadece kullanmayı bilen değil, yeni alanların açılması için düşünen, uygulayan, uygulamalara öncülük eden, teknolojik mecraları değiştirip, dönüştüren;
•Müziğin yazımından dinleyici ile temas ettiği ana kadar olan sürecin her aşamasında yetkin-etkin ama sadece bununla yetinmeyip müziğin yazımından önce ve dinleyiciye ulaştığı andan sonra da söyleyecek sözü olan;
•Yaşamın bütününü bir performans alanı gören ve tasarlayan yani kısaca, müzikle beraber düşünen bireyler olarak müzik yaşamını sürdürüyor.
Mezunlar geniş yelpazede çalışabiliyor
•BİLGİ mezunları; çağdaş müzik, elektro akustik müzik, film ve TV müziği, reklam müziği bestecileri olabiliyor;
•İcra etmek istedikleri müzikleri çok daha donanımlı olarak devam ettirebiliyor;
•Tonmaister, müzik prodüktörü, dijital ortamlar için ses tasarımcısı olarak çalışabiliyorr;
•Müzik sektöründe eleştirmen, yönetici, yayıncı olarak kariyer yapabiliyor;
•Ses yerleştirmeleri, çeşitli disiplinlerle interaktif uygulamalar ve disiplinler arası sanat eserleri tasarlayabiliyor;
•Müzik eğitmenliğinden akademik kariyere açılan bir yelpazede yer alabiliyorlar.