9 yaşında piyano çalarak başlayan bir müzik yolculuğu ve beraberinde Neredesin Firuze, 7 Kocalı Hürmüz gibi pek çok değerli filmde ses tasarımı… Mertkan D. Yılmazer’in deyimi ile “Çok Amaçlı Müzik Robotu”.
Müzik bölümü 2003 mezunlarından Fırat Cavaş. Türkiye’nin doğaya duyarlılığı arttıran en büyük projelerinden biri olarak gösterilen “Doğa İçin Çal” projesinin yapımcısı ve yönetmeni. Youtube’da 1 haftada 6 milyon izlenerek, büyük bir başarıya imza atan Fırat Cavaş ile “Doğa İçin Çal” üzerine konuştuk.
Kaç yılında hangi bölümden mezun oldunuz?
2003 yılında Müzik Bölümünden 3. ve 4. sınıfta bölüm birincisi olarak mezun oldum.
Türkiye’nin doğaya duyarlılığı sağlayan en büyük projelerden biri olarak gösterilen Doğa için çal projesinin yapımcısı ve yönetmenisiniz. Projeden bahsedecek olursak; oluşum aşaması nasıl bir süreçti? Bu fikir nasıl oluştu?
Kalabalık müzisyen gruplarının birlikte tek bir şarkıyı seslendirmeleri yeni bir konsept değil. 2009 yılında, bunu en başarılı örneklerinden biri olan Playing For Change’ den esinlenerek ve onlardan da izin alarak Türkiye’de bu tarz bir projeyi gerçekleştirmeye karar verdim. Doğa için çal Projesinin adını www.agaclar.net in de sahibi olan annem Vildan Özfenerci koydu. Logoyu ve internet sitesi gibi birçok şeyi de kendisi yaptı. Doğa için çal projesinin amacı, Doğa için farkındalık yaratmak. 2009 yılından beri 500 den fazla müzisyen projede yer aldı ve şimdiye kadar 8 tane proje ve 13 tane de türkü çaldık.
Cem Yılmaz’ın projeye dahil olması nasıl oldu? Hatta daha pek çok ünlü de yer almıştı videolarınızda, bugüne kadar kimler yer aldı?
Doğa için çal’ın 8. projesi olan Hayde türküsünü Cem yılmaz Av Mevsimi filminde seslendirmişti. O türkü zaten Kazım Koyuncu’dan biliniyordu ancak geniş kitlelere yayılmasını Av Mevsimi filmdeki Cem Yılmaz’ın seslendirmesi ile oldu. Cem Yılmaz’ sız bir Hayde türküsü olamazdı. Bu süreçte arkadaşım Orçun Baş, Cem Yılmaz’ın Arif ve 216 filminin kamera arkası belgeselini çektiğini öğrendim. Ondan rica ederek Cem Yılmaz ile konuşmasını istedim. Cem Bey’de çok nazik bir şekilde teklifimizi kabul etti ve projede yer aldı. Cem Yılmaz dışında 8 yıldır Doğa için çal’da Şebnem Ferah, Ahmet Kural, Hayko Cepkin, Cahit Berkay, Serkan Çağrı, Levent Yüksel gibi birçok ünlü sanatçı gönüllü olarak destek verdi.
Bu işi nasıl finanse ediyorsunuz? Yanı sıra başka ne işle meşgulsünüz?
Doğa için çal projesinin bütün müzik ve video işlerinin tamamını ben yapıyorum. Hepsini ben yaptığım ve dışarıya bir ihtiyacımız olmadığı için finansa çok fazla ihtiyacımız olmuyor. Elbette 8 yıl içinde bizi destekleyen birçok kuruluş ve kişi oldu. Bunlardan en önemlisi projenin en başından beri bizi destekleyen Allergo’dan Ahmet Erkan Beydir. Bu proje dışında Türkiye’de hiç olmayan her hafta Cover yaptığımız “Bak Ne Söylicem!” adında başka bir projem var. Onun dışında video çekimleri, jingle, ses tasarımı, animasyon vs gibi birçok konuda aktif olarak çalışıyorum.
Proje hedefine ulaşmış ve hatta Türkiye Youtube trenlerinde 1 haftada 6 milyon izlenme rakamına ulaştı. Geri dönüşler nasıldı, bu kadar büyük bir ilgi bekliyor muydunuz?
Ben de Youtube ile çok ilgiliyim trendleri takip ediyorum ancak 1 hafta boyunca Türkiye Youtube trendlerde 1 numarada kalan bir video hiç görmemiştim. Açıkçası benim içinde sürpriz oldu. Cem Yılmaz’ın projede olması elbette izlenmeye etkisi oldu. Ancak Doğa için çal projeleri yayınladığı zaman genelde trendlerde uzun süre kalıyor. Bu arada elbette tv kanallarının da projeyi haber olarak
yayınlaması ve sosyal medya’nın da bu izlenmeye büyük katkısı oldu. Bütün doğaseverlere çok teşekkür ederim.
Öğrencilik yıllarınıza dönelim mi biraz? Fırat Çavaş nasıl bir öğrenciydi…
Tek kelime ile rezalet. Hazırlık okuduktan sonra. 1. sınıfta sınıf tekrarı yaptım. Üniversite 3. sınıfa kadar sanırım İstanbul Bilgi Üniversitesi Müzik Bölümü’nün en başarısız öğrencisiydim. 2001 yılında Arif Mardin ile tanıştıktan sonra sanırım artık bir şeylerin düzelmesinin vakti geldi dedim ve 3. sınıfta bölüm birincisi olarak burs kazandım. Mezun olduğum son senemin son dönemi bütün notlarım A idi. Babamın dediği gibi Arap atı gibi biraz geç başlıyorum sanırım koşmaya.
Müzik hayatınıza ne zaman girdi, müziğe olan eğiliminizi ne zaman fark ettiniz?
9 Yaşımdan beri piyano çalıyorum. Daha sonra sırası ile gitar ve basgitar çalmaya başladım. Müziğe olan bir eğilimim olduğunu aslında ben fark etmedim. Zaten olan bir şeydi sanırım bunun üzerinde oturup düşünmedim bile. Evet, ben müzik eğitimi aldım ancak kendimi tam olarak müzisyen diyemem. Çünkü ben video prodüksiyonu, sosyal medya yönetimi, Youtube, grafikerlik gibi birçok alanda çalışıyorum. Hatta Neredesin Firuze, 7 Kocalı Hürmüz gibi birçok filminde ses tasarımı yaptım. Sanırım kendime Mertkan D. Yılmazer’in bana dediği gibi “Çok Amaçlı Müzik Robotu” diyebilirim.
Türkiye’nin en büyük doğa projelerinden biri, Youtube trendlerine zirve, kısa sürede milyonları bulan izlenme ve beraberinde müthiş bir başarı. BİLGİ’nin size kattığı en önemli şey neydi?
İstanbul Bilgi Üniversite’si Müzik Bölümü gerçekten efsane olmuş bir bölümdür. Şu an Türkiye’de en iyi yerlerde olan müzisyenler bu bölümden mezun olmuşlardır. Okulun ve hocalarımızın bana kattığı en önemli şey bizi hiç bir şey için zorlamamaları oldu sanırım. Açıkçası ben hiç bir zaman onlar ile çok yakın olamadım. Bu elbette onları sevmemek değil sadece diğer öğrenciler kadar içli dışlı olamadım. Ancak bu kadar uzaktan bile bana kattıkları şeyleri hissedebiliyorum. O yıllarda bize öğrettikleri şeyleri hala yeni yeni anlamaya başlıyorum. Hocamız Ali Perret bize demişti ki “Okulda her şeyi öğrenin. Mezun olduktan sonra her şeyi unutup müzik yapın.” Bence harika bir öğüt! Sağ olun hocam!
Mezun olmuş ve hatırı sayılır başarılara imza atmış bir BİLGİ’li olarak, öğrencilere en büyük tavsiyeniz nedir?
Hayallerinizin peşinden gidin!
Bundan sonraki hedefleriniz nelerdir?
Doğa için çal projesine ve doğa için farkındalık yaratmaya devam etmek.