Volkan Akbaş. İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi 2004 mezunu. “BİLGİ’ye başladığım andan itibaren bana üniversiteli olma kültürünün en iyi şekilde aşılandığını hissediyorum. Bence bu, dersliklerde öğrendiğimiz teorik bilgiler kadar, hatta bazı durumlarda bu bilgilerden bile daha önemli.” diyerek dile getiriyor sözlerini. Şu an kariyerini Çanakkale’de sürdüren Avukat Volkan Aybaş ile hukuk ve BİLGİ üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.
Sizi biraz tanıyarak başlayalım söyleşimize. Volkan Akbaş kimdir, kaç mezunusunuz?
28.01.1980, İstanbul doğumluyum. 2 çocuklu bir ailenin büyük olanıyım. Bir kız kardeşim var; o da benim gibi İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden ancak uluslararası ilişkiler bölümünden mezun oldu. Örgün öğrenimimi İstanbul’da, Uğur Koleji’nde tamamladım. Sonra giriş sınavında hukuk bölümünü tercih ederek İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne kaydoldum. 2004 yılında mezun oldum ve aynı yıl avukat stajıma başladım. Ailemde hiç hukukçu yok. Ben, ailenin ilk ve şimdilik tek hukuk mesleğini tercih eden kişisiyim. Bu tercihimi etkileyen önemli faktörlerden biri (içerisinde hiç hukukçu barındırmayan) ailem; bir diğeri o dönem bir yenilik olarak bünyesinde hukuk fakültesini açan İstanbul Bilgi Üniversitesi’dir.
Şuan çalıştığınız şirketteki pozisyonunuz nedir, ağırlıklı olarak hangi davalara bakıyorsunuz?
Avukatlık stajımı çeşitli hukuk bürolarında tamamladım. Bu hukuk büroları ağırlıklı olarak icra/iflas hukuku ve davalar konusunda faaliyet gösteriyordu. Türkiye’de yabancı vatandaşlara gayrimenkul satışına yönelik düzenlemeler gündeme geldiğinde 1 yıl kadar Bodrum’da çalıştım. Burada yabancılara gayrimenkul satışı konusunda faal olan İngiliz menşei Parador Properties’e hukuki
danışmanlık hizmeti sundum. Sonrasında Telekom sektörüne atıldım. 10 yıla yakın sırasıyla Avea ve Turkcell’de düzenleyici hukuk ve rekabet hukuku konularında anılan Şirketlerin çeşitli kademelerinde hukuk müşavirliği görevi yürüttüm. 2015 yılında aldığım radikal bir kararla İstanbul’dan Çanakkale’ye taşındım ve burada kendi hukuk büromu kurdum. Ancak İstanbul’dan tam olarak kopamadım. Halen İstanbul’daki çeşitli firmalara regülasyon teorisi ve rekabet hukuku konularında danışmanlık hizmeti sunuyorum.
Neden BİLGİ’yi tercih ettiniz, size göre BİLGİ’yi özel kılan neydi?
Hiçbirimiz üniversiteye adım attığımız ilk gün üniversite hayatının ne olduğunu, nasıl olacağını bilmiyorduk. Bizden önceki nesillerin üniversite hayatının da o dönemki politik ortam nedeniyle pek parlak olmadığını ne yazık ki hepimiz biliyoruz. Annem bana ne okursan oku muhakkak üniversite hayatını yaşa, o kültürü edin derdi. Dediğinde haklıymış. BİLGİ’yi tercih etmemde ailemin desteği oldukça fazla. Demek ki bizim o dönem göremediğimiz bazı incelikleri BİLGİ’de görmüşler ki bizim tercihimizi bu şekilde yönlendirmişler. İyi ki de yapmışlar. Açıkçası BİLGİ’yi -bana göre- özel kılan ilk adımda bilmediğimiz bir üniversite kültürünü bize aşılamış olması ve mezun olduğumda bundan oldukça memnun olduğumu hissetmem. Tek üzüntüm santralistanbul Kampüsü’nü yaşayamamış olmam. Ancak mezunu olduğum BİLGİ’nin böyle bir alanı hayata geçirmesinden gurur duyduğumu da ifade etmek isterim.
BİLGİ’ye başladığınızda beklentileriniz nelerdi, şimdi baktığınızda tatmin edici buluyor musunuz?
BİLGİ’yle ilgili özel olan kısmı hemen yukarıda belirtmiştim. BİLGİ’ye başladığım andan itibaren bana üniversiteli olma kültürünün en iyi şekilde aşılandığını hissediyorum. Bence bu, dersliklerde öğrendiğimiz teorik bilgiler kadar, hatta bazı durumlarda bu bilgilerden bile daha önemli. Özellikle şimdi baktığımda, BİLGİ’den bugüne kadar taşıyabildiğim dostluklar, anılar, oluşturduğumuz ortak kültür paha biçilemez.
Kariyer yaşantınızda BİLGİ Hukuk’un size ne gibi artıları oldu, buradaki eğitimin kariyerinize ne gibi olumlu dokunuşları oldu?
Aslında biz BİLGİ Hukuk’un ilk mezunlarından sayılırız. Dolayısıyla kariyer hayatımızın ilk adımlarında sınanırken, bizimle birlikte BİLGİ Hukuk Fakültesi de sınanmaktaydı. Gelinen noktada, BİLGİ’li olmanın oluşturduğu olumlu algının bizden sonraki hukukçu arkadaşlara olumlu referans oluşturduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla herkes ektiğini biçmiş oldu.
Sizi bu meslekte bugüne kadar en çok ne zorladı? Yanı sıra en çok zevk aldığınız ve ‘iyiki’ dediğiniz anlar hangileriydi?
Öğrenme aşaması. Hukuk –bana göre teoride onlarca kuralı barındırsa da, teorinin pratiğe dönüştüğü noktada avukatı zorlayan bir alan. Yani fakülteyi en iyi notla, başarıyla tamamlayan bir çok arkadaşın teorik bilgileri pratiğe dökmekte zorlandığı, hata yaptığı bir çok örnekle karşılaştım. Dolayısıyla avukat için pratikte öğrenme süreci oldukça zorlayıcı olsa da, sonrasında edinilen bilgi ve tecrübe birikimiyle girişilen işlerde gösterdiğiniz hakimiyet zevk verir ve sonunda “iyiki” dediğiniz birçok anınız olur.
Gelecek hedefleriniz nelerdir?
Başından beri bir alanda “gerçek anlamda” uzmanlaşmak ve kariyerimi uzmanlaştığım alanın çevresinde oluşturmak istiyordum. Bunu başardığıma inanıyorum. Dolayısıyla mesleki açıdan da uzun vadeli bu hedefe ulaşmış olduğumu düşünüyorum. Şu an da avukatlık dışında odaklandığım başka alanlar da bulunuyor. Odak noktamı kısmen avukatlık dışındaki bu alanlara da yönlendirmiş durumdayım. Ancak gelecek için hedefler koymak şuan ki yaşam tarzımla ve yaşımın getirdiği hayata bakış açısıyla örtüşmediği de yadsınamaz bir gerçek. Bunun için, anı yaşamak, geleceği de bugünün getirdiğine bırakmak öncelikli tercih sebebim.
Başarılı bir avukat olarak, öğrencilere en büyük tavsiyeniz ne olurdu?
Birçok görüşmemde, yeni mezun olan arkadaşların öncelikli tercihinin işi öğrenmekten ziyade para kazanmak olduğunu tecrübe ettim. Evet, para kazanmak tabiki önemli ve gerekli. Ancak, özellikle öğrenme süreci hiçbir zaman bitmeyecek olan yeni mezun hukukçu veya avukat arkadaşlar için öncelikli tavsiyem işi hakkıyla öğrenmeleri. Gerekirse hiç para kazanmadıkları, tabiri caizse
sömürüldükleri ancak işi hakkıyla öğrendikleri bir hukuk bürosunda veya avukat yanında paradan daha çok değerli olan
uygulamaya yönelik bilgileri öğrenmeyi maddi getiriye tercih etmelerini; bu bilgilerin onlara enin sonunda maddi getiri sağlayacağını lütfen hep anımsasınlar.
Ve son olarak BİLGİ ile yapalım finali. Sizce BİLGİ’li olmak ne demek?
Marka. Sadece benim bilgim dahilinde BİLGİ’li olup kariyerlerinde inanılmaz yerlere gelmiş arkadaşlarım var. Bu sayı günden güne de ivme kazanarak artıyor. Bunun temel sebebi de, önceki mezunun bir sonrakine; bir sonrakinin ise gelecek nesillere güzel birer referans oluşturması.