Lisansüstü programları ve öğrenci sayısı açısından Türkiye’nin en büyük sosyal bilimler enstitülerinden biri olan İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 15. yaşına bastı.
Üniversite ile birlikte 1996 yılında kurulan Sosyal Bilimler Enstitüsü, 34 lisansüstü programı, 37 uzmanlaşma alanı, 3376 mezunu ve 2580 öğrencisiyle Türkiye’deki vakıf üniversiteleri arasında en büyüklerden biri olma özelliği taşıyor. Sosyal Bilimler Enstitüsü’nün bu başarısının ardında, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin güçlü akademik altyapısı kadar, ülkenin ve dünyanın değişen şartlarına uyum sağlayabilmiş dinamik karakteri de bulunuyor.
Onbeş yıllık bir enstitü olarak amaçlarını, “İstanbul’un merkezindeki BİLGİ kampüslerinde lisansüstü eğitim almaya gelen herkesi, güçlü kadro, yaratıcı programlar, uluslararası bağlantılar ve hareketli etkinlik takvimi ile akademik ve profesyonel kariyerlerini geliştirmek” olarak özetleyen Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Yrd. Doç. İlay Romain Örs, yeni dönemde bir yandan üniversitenin bu alandaki haklı ününü gittikçe çetinleşen rekabet ortamından zarar görmeden devam ettirmeyi, bir yandan da akademik altyapıyı güçlendirerek BİLGİ’nin lisansüstü eğitiminin zenginleşerek gelişmesini sağlamayı hedefliyor.
Göreve geldiği Nisan 2011 tarihi itibariyle İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nün yeni bir döneme girdiğini söyleyen Örs, önümüzdeki yıllarda lisansüstü eğitimin çok daha fazla öne çıkmasının kaçınılmaz olacağını düşünüyor. BİLGİ’de 2007 yılından bu yana Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde öğretim üyesi olarak çalışan Yrd. Doç. Örs, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin çeşitli nedenlerle lisans eğitimine öncelik veren bir kurum olarak düşünüldüğünü, ancak yeni dönemde lisans eğitiminin ağırlıklı öneminin sürmesinin yanında lisansüstü eğitiminin çok daha fazla öne çıkacağını vurguluyor.
BİLGİ mezunlarına yüzde 20 indirim
Yüksek öğretimde farklı vaatlerle değişik kesimlere hitap eden onlarca yeni kurumun açıldığı bu dönemde, üniversiteler arasındaki asıl rekabetin nicelikten çok nitelikte olacağını düşünen Örs, “BİLGİ, eğitim kalitesinden ödün vermeden, uluslararası tanınırlığa sahip akademik kadronun uzmanlık ve araştırma ilgi alanlarını sürekli güncellenen ders programlarına yansıtabilmesini, öğrencilerin katılımıyla tartışarak yürütülen seminer ortamında dillendirilmesini, düzenli olarak gerçekleşen konferans ve çalıştaylarla desteklenmesini, lisansüstü eğitim çerçevesinde çok daha rahat hayata geçirebiliyor” diyor.
BİLGİ’nin gerçek üstünlüğünün akademik kalitesinde olduğunu belirten Örs, üniversitenin bu niteliğini en iyi lisansüstü eğitimini farklılaştırarak gösterebileceğini vurguluyor. “O yüzden, şunu söylüyoruz: Daha fazla bilgi için, BİLGİ’yi seçin” diyen Örs, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin en etkili tanıtımının yine Bilgililer tarafından yapıldığının bilindiğini söylüyor. BİLGİ mezunlarının okullarına geri dönüşünün çok değerli olduğunu belirten Örs, bununla ilgili şunları söylüyor: “Bu oran bizde diğer üniversiteler ile karşılaştırıldığında oldukça yüksektir. Bence bu BİLGİ ailesini oluşturan önemli bir özelliktir. Bunun için BİLGİ mezunları lisansüstü programlarımıza geldiklerinde yüzde 20 oranında bir indirimi hak ediyorlar. Eğitimlerine farklı alanlarda devam etseler bile bu indirimden yararlanabiliyorlar.”
Lisans mezunlarına direk yüksek lisans imkanı
Şu sıralar lisans mezunlarının direk yüksek lisansa yönelmelerini kolaylaştıracak bir uygulama üzerinde durduklarını belirten Örs, bununla ilgili ayrıntılar üzerinde çalıştıklarını, en kısa zamanda son durumu açıklayacaklarını belirtiyor. Örs, “Ancak araya birkaç yıl girmiş olsa da BİLGİ mezunlarının üniversite ile bağlarının kopmamasını ve bir gün tekrar öğrenci olarak aramıza katılmayı düşünmelerini umuyoruz” diyor.
Günümüzde sosyal bilimlerdeki yönelimin, klasik ayrımların ötesine geçerek farklı alanların birleşmesini, hatta sanat ve mühendislik gibi eskiden çok ilgili olduğu düşünülmeyen kaynaklardan beslenmesini mümkün ve gerekli kıldığını düşünen İlay Örs, bu bağlamda disiplinlerarası çalışmaların her zamankinden daha büyük bir önem taşımaya başladığına işaret ediyor.
“Lisans eğitiminin amacı ana bilim dallarının düşünsel altyapısını oluşturmak ise lisansüstü de bu temelin üzerine çağdaş yaşamın gereklerine en uygun çözümü, yaratıcı bir şekilde inşa edebileceği yer olarak görülebilir” diyen Örs, enstitü olarak İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde disiplinlerarası bir yelpazede çeşitli yüksek lisans alternatifleri sunarak öğrencilerin profesyonel ve akademik kariyerlerinde önemli bir yapıtaşı olacak bir deneyim yaşamalarını amaçladıklarını dile getiriyor. Örs konuşmasını şöyle sürdürüyor: “Güçlü akademik kadromuz, uluslararası bağlantılarımız, çağdaş donanıma sahip kampüslerimiz, zengin kütüphanemiz, hareketli etkinlik takvimimiz bizim lisansüstü eğitimimizde aradığımız yüksek standardı yakalamamızda büyük katkı sağlayan etkenler arasındadır.”
Kariyer isteyenler için seçenek çok
Artık yüksek lisans programlarını, bilimsel ve ticari (scholarly-commercial) veya akademik ve mesleki şeklinde ayırmanın pek açıklayıcı olmayan, hatta yapay bir ayrım olarak görüldüğünü düşünen Örs, Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesindeki programlardan en ticari sayılabileceklerin bile sağlam bir teorik çerçeve içinde olduğunu söylüyor. En geleneksel akademik alanlara yönelik programların bile zamanın gereklerine uyacak bir şekilde evrilebileceğini dile getiren Örs, özel sektörde kariyer yapmak isteyenlerin, BİLGİ’de bu konuda birçok farklı seçenekle karşı karşıya kaldığını belirtiyor. Öğrencilerin bölüm seçme kararı verirken, bu seçimde ilerlemek istedikleri alan kadar, bilimsel altyapı ve ilgileri ile uyumlu olmasının da önemli bir etken olduğunu ifade ediyor.
Özel sektörde işletmeci veya yönetici olmak isteyenlere yönelik yüksek lisans programları arasında işletme, uluslararası finans, bankacılık ve finans, finansal ekonomi, muhasebe ve denetim, insan kaynakları yönetimi, pazarlama iletişimi gibi geniş bir yelpaze olduğunu söyleyen Örs, öğrencilerin bu programlar arasında seçim yapabileceğini belirtiyor. BİLGİ’nin yaratıcı ve dinamik yapısı ile uygun olarak hem mevcut müfredatların sürekli yeniden ele alındığını, hem de yeni lisansüstü programların ve uzmanlaşma alanlarının sunulduğunu belirtiyor. İlay Örs hukuk alanındaki programlarla ilgili de şunları söylüyor:
“Uzun yıllar ekonomi hukuku ve insan hakları hukuku üzerinde yoğunlaşan hukuk alanındaki lisansüstü eğitimimiz bu sene ilk öğrencilerini alacak olan kamu hukuku doktora programının ve artık çağımızda gittikçe önem kazanan bir alan olan bilişim ve teknoloji hukuku konusunda Fen Bilimleri Enstitüsü ve Teknoloji Hukuku Enstitüsü ile yakın işbirliği içinde yürütülen yüksek lisans programının katılmasıyla daha da zenginleşmiştir.”
Uluslararası bağlantılı programlar
Türk-Yunan ilişkileri alanında uzmanlaşma olanağı sağlayan ve bu konuda dünyadaki tek akademik girişim olan uluslararası ilişkiler yüksek lisans programının, bu seneden itibaren Bölgesel Çalışmalar adı altında kapsamını genişleterek Türkiye-Yunanistan çalışmalarının yanı sıra değişen gündem ile paralel olarak Ortadoğu ve Balkanlar üzerinde de yoğunlaşma olanağı sunduğunu da sözlerine ekleyen Örs, bir başka bölgesel uzmanlık alanı olan Avrupa konusundaki çalışmaların ise Avrupa Birliği Enstitüsü ve Avrupa Etütleri Yüksek Lisans Programı ile yakın bağlantı içinde yürütüldüğünü açıklıyor.
Ekonomi ana bilim dalında nitelikli bir eğitim düzeyini yakalamış yüksek lisans ve doktora programlarının yanı sıra Finansal Ekonomi ve Uluslararası Ekonomi Politik gibi disiplinlerarası alanlarda da çalışmanın mümkün olduğuna dikkat çekiyor. Yeni kurgulanan Enerji Ekonomisi ve Siyaseti çalışmaları ile bölgemizde gittikçe talebi artan ve ekonomi, siyaset, hukuk, mühendislik ve çevre çalışmalarının kesiştiği bir alanda uzmanlar yetiştirmeyi amaçladıklarını söyleyen Örs, Siyaset Bilimi doktora programının da Türk siyasi, uluslararası ilişkiler, karşılaştırmalı siyaset ve siyaset teorisi alanlarında çalışan öğrencileriyle başarılı bir çizgiye ulaştığını ifade ediyor.
“Klinik psikoloji alanında hak edilen bir ün sağlamış olan Psikoloji Yüksek Lisans Programımızın yanına eklenen Örgütsel Psikoloji Programı, hukuk, işletme, sosyoloji ve psikoloji dallarının örtüştüğü bir alanda danışmanlık konusunda uzmanlaşma sağlayan bir eğitim ile öğrencilerin ayrışmalarını sağlıyor” diye konuşan Örs, uluslararası bağlantılar sayesinde öğrenciye farklı fırsatlar sunan lisansüstü programları arasında Köln Üniversitesi ile birlikte yürütülen Türk-Alman Ekonomi Hukuku Ortak Programı ile Avrupa Birliği Ensititüsü tarafından yürütülen Viadrina Frankfurt-Oder Üniversitesi işbirliğiyle oluşturulan Avrupa Etüdleri Yüksek Lisans Programı ile öğrencilerin çift diplomalı olarak mezun olmalarının mümkün olduğunu sözlerine ekliyor.
Uzaktan eğitimde yeni programlar yakında!
Örs, Enstitü kapsamında verilen diğer yüksek lisans programları ile ilgili şunları söylüyor: “Kültürel incelemeler, tarih, karşılaştırmalı edebiyat, felsefe ve toplumsal düşünce yüksek lisans programları, güçlü kadroları ve bugüne kadar verdikleri kaliteli eğitim ile önümüzdeki yıllarda daha da gelişmesini beklediğimiz sosyal bilimler ve humanities çalışmalarının sağlam bir temelini oluşturmayı başarmışlardır. Sanat ve sosyal bilimlerin örtüştüğü noktada yaratıcı programlar geliştirmeyi başarmış olan BİLGİ, iletişim, medya, sinema, kültür yönetimi alanlarındaki farklı lisansüstü programlarıyla da geniş bir öğrenci kitlesine hitap ediyor. Gittikçe önem kazanan dijital medya ve iletişim çalışmaları da bu programların müfredatlarında ağırlıklı olarak yer alıyor. Bu bağlamda eğitimin evrilmekte olduğu yön olarak online ve hybrid çalışmalara da işaret etmek gerekiyor. Senelerdir başarıyla sürdürdüğümüz e-MBA programlarının yanına kısa zamanda yeni uzaktan eğitim dalları açılması planlanıyor. Aynı zamanda birçok lisansüstü ders kapsamında dijital mecra ve metodlar çok daha fazla kullanılmaya başlandı.”
Yrd. Doç. İlay Romain Örs kimdir?
Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Yard. Doç. İlay Romain Örs, 2007 yılından bu yana BİLGİ’de Uluslararası İlişkiler bölümünde öğretim üyesi olarak çalışıyor. Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi-Uluslararası İlişkiler ve Sosyoloji bölümlerinden mezun olan Örs, sosyal antropoloji alanında University College London’da master, Harvard Üniversitesi’nde doktora eğitimini tamamladı. Örs’ün İstanbullu Rumlar, Türk-Yunan ilişkileri, azınlıklar, göç, kimlik, kentlilik gibi alanlarda çalışmaları bulunuyor.
Yüksek Lisans Programları
Karşılaştırmalı Edebiyat
Kültür Yönetimi
Kültürel İncelemeler
Bankacılık ve Finans
Bilişim ve Teknoloji Hukuku
Ekonomi
Felsefe ve Toplumsal Düşünce
Finansal Ekonomi
Görsel İletişim Tasarımı
Hukuk (Ekonomi Hukuku/İnsan Hakları Hukuku)
MBA
e-MBA
Medya ve İletişim Sistemleri
Muhasebe ve Denetim
Örgütsel Psikoloji
Pazarlama İletişimi
Psikoloji
Reklam Tasarımı
Sinema ve Televizyon
Tarih
Türk-Alman Ekonomi Hukuku Ortak Yüksek Lisans Programı (İstanbul Bilgi Üniversitesi-Köln Üniversitesi)
Uluslararası Ekonomi Politik
Uluslararası Finans
Uluslararası İlişkiler
İnsan Kaynakları Yönetimi
Doktora Programları
Ekonomi
İşletme (Organizasyon-Yönetim)
Kamu Hukuku
Özel Hukuk *
Siyaset Bilimi