Sebebi bilinmez; artık çocukluğun verdiği yetkiye dayanarak mı hayal kurarız yoksa içimizde bir yerlerde orman sevdası mı vardır inanın emin değiliz. Ve fakat bildiğimiz şu ki hemen hemen her çocuk küçüklüğünde bir ağaç evde yaşamak istemiştir.
Günümüzün ağaç evleri ise her yaştan insanı baştan çıkaracak, şehir hayatını bırakıp dağa çayıra vurduracak cinsten büyüleyici ve davetkar. Şuanda bu satırlarımızı nerede okuyorsunuz bilmiyoruz; belki açılmaya korkmuş bir plaza camı, belki de home office’den hallice bir balkon kenarı. Haydi gelin biraz havamızı değiştirelim; doğayla kucaklaşıp, baltalar elimize uzun ip belimizde ormana gidelim. Dünyanın en büyüleyici ağaç evlerini sizin için araştırdık.
1 ağaca 3 masal sığar mı?
Hayal gücünüz geniş ise sığar. Hem kim demiş ki ağaç ev denilen “dünya” tek katlı olacak diye? Kanada’da bulunan bu ağaç ev, dünyanın en uzun ağacı olması ile ünlü. Ağaç büyük olunca, ağaç ev de katlı olabiliyor haliyle. Diyeceğimiz o ki 1 ağaçta 3 farklı masal pekala yaşanır!
Ağaç ağaç söyle bana, var mı benden güzeli bu dünyada?
Bu söz galiba ayna ile daha anlamlı evet. Ama bu ağaç ev konsepti ile ormanda kocaman bir ayna var baksanıza. Efendim şekil bilmem kaç A’da bulunan ağaç evimizin memleketi İsveç. Görünmez olmak ve saklanmak için ideal. Çünkü bu ağaç ev aynalı. İsveç’ta bulunan Tree Hotel projesinin bir parçası Mirror House. Tek sorun, ağacın kuşlar tarafından fark edilememe ihtimali…
Kuş yuvası mı sandınız?
Evet, ilk bakışta kuş yuvasını andırıyor olsa da aslında içerisinde konforlu ve standartların üstünde bir odayı barındırıyor. Kuşlar için bir cennet bahçesini andıran ev, ormanın gizli kalmış köşelerinde, kendi iç dünyasının hikayelerini barındırıyor belki de, kimbilir!
The Hemloft Treehouse’da bir drink almaz mıyız?
Kanada’dayız yine. Yazılım geliştiricisi Joel Allen, bu efsane hikayenin çıkış noktası. 26 yaşına geldikten sonra “havalı duran bir şeyler inşaa etme” fikrinin cereyan etmesiyle kendini bu müthiş yapıda buluyor. Sadece hayal ile çıktığı bu muhteşem projesinin uluslar arası dergilerde yer almasını düşünemezdi belki de. Ancak o ne yaptı; hayal etti, oldu.
Bu akşam yemeğe ağaca mı gitsek?
Derseniz ki ben ağacı ev değil restoran olarak alayım o halde buyurun sizi Yellow Treehouse Restaurant’a davet edelim. Yeni Zelanda’da bulunan bu muhteşem restoran, size sıradışı bir akşam yemeği deneyimi vaad ediyor. Bir avazda 18 kişiye kadar misafir kapasitesi bulunuyor.
Macera tutkunlarına da evimiz var!
Derseniz ki ben adrenalin yüklüyüm, öyle sıradan ağaçlara tırmanmakla beni oyalamayın o halde buyurun size ham maddesi adrenalin olan bir ağaç ev. Amerika’da bulunan bu ağaç ev, anakara (!)ya köprü ile bağlı. Yükseklik korkunuz yoksa bir deneyimleseniz mi acaba?
Tam da evlenme teklifi etmelik
Sıradışı bir evlenme teklifi arayanlara özel şahane bir ağaç evde sıra. Amerika’dan bulunan bu ağaç evin adı 02. Oksijeni bol havalarda, ağaçların arasına tünemiş bir garip serçe misali nasıl da yakışmış doğaya. İnsanoğlu kuş misali derler ya hani, bu ev de sanki o hesap.
Uçak eve girdi ya da ev uçağa!
İşte öyle bir şey bu karşımızdaki tablo. Bu eski Boeing 727 tipi uçak, Joanne Ussary tarafından satın alındı. Sonra bu ağaç ev tasarlandı ve ortaya enfes bir manzara çıktı. Ağaç evin adı Executive Suite 727 Treehouse. Bu arada, kokpitte şahane bir jakuzinin yer aldığını söylemiş miydik?
Dünyaya açılan bir masal diyarı…
Yapının yaratıcısı Terunobu Fujimori adında bir mimar. Ağaç evi, minimalizm ve hayalgücü ile kombinlemiş ve bu harika evi ortaya çıkarmış. Basit, modern ama göz alıcı şekliyle masallara açılan en güzel pencere belki de…