Yine bir Sevgililer Günü daha yepyeni sürprizleriyle kapımıza dayanmışken ne yenir ne içilir diye düşündüğümüzde ilk aklımıza gelen sadece sevgililerin değil, bütün önemli kutlamaların vazgeçilmezi şampanya oldu. Teşekkürler Dom Perignon…
Tesadüfen bulunmuş olduğu 17. yüzyıldan bu yana hayatımıza kattığı soylu tadıyla şampanya patlayan mantarı, etrafa dağılan beyaz köpükleriyle, adeta erkeklerin güç simgesi oldu. Şampanya patlatmak basit eğlencelerden resmi kutlamalara, araba yarışlarından gemi indirme merasimlerine kadar zaferin ve gücün göstergesi olması bir yana içinde sönmeyen yıldızlarıyla sonsuzluğu temsil ediyor.
Köpüklü şarap şampanya değildir
Şampanya, Fransa’nın Champagne bölgesindeki bağlardan elde edilen üzümlerle yapılan köpüklü şaraba verilen ad. Bu ad, özel bir yasayla koruma altına alınmış, yani tescilli bir markaya dönüşmüş. Bu nedenle Champagne bölgesinin dışında üretilen köpüklü şaraplara “şampanya” denilmesi mümkün değil.
Köpüklü şampanya, üzüm suyunun iki kez mayalanma işlemine tabi tutulmasıyla elde ediliyor. Ulaşılmak istenen lezzete göre, farklı şarap türleri birbiriyle karıştırılıyor. Ortaya çıkan karışıma “cuvee” adı veriliyor ve köpüklü şarabın temel maddesini oluşturuyor.
Zaman zaman alışkanlıkla ya da aradaki fark bilinmediğinden tüm köpüklü şaraplara şampanya denildiğini duysak da zahmetli süreçlerin sonucunda üretilen ve dünyanın en pahalı içkilerinden olan şampanya, sadece Fransa’nın kuzeydoğusunda Champagne bölgesinde üretilen şaraplara verilen bir ad. Yapımı son derece meşakkatli olan bu benzersiz içecek sadece Chardonnay, Pinot Noir ve Pinot Meunier üzümlerinden üretiliyor.
Fransızların ulusal prestij içkisi
Fransızlar “champagne”larını sıkı koruma altına almışlar. Bırakın başka ülkeleri, Fransa’nın herhangi bir bölgesinde üretilen, aynı yöntemi kullanan (methode champenoise) doğal köpüren şaraplar bile şampanya adını kullanamıyor. Fransızlar ulusal prestij içkileri konusunda son derece katı davranıyorlar. Üreticiler, kendilerine özgü bu karışımın reçetesini çok önemsiyor ve gizli tutuyorlar. Üç temel koşulu var bu adın: Champagne bölgesi sınırları içinde, tanımlanmış bağ bölgelerinin Pinot Noir, Pinot Meunier ve Chardonnay üzümleriyle üretilmeli (sadece 250 köy bu hakka sahip), ikinci fermantasyon şişede şampanya yöntemine göre gerçekleşmeli ve en az 15 ayla üç yıl arası dinlendirdikten sonra satışa sunulmalı.
Teşekkürler Dom Perignon
Epernay’daki Hautvillers Manastırı’nın keşişi Dom Pierre Perignon (1638-1715), 1676 yılında ilk köpüklü şarabı tesadüfen elde etti. Değerli şaraplar, geleneğe uyularak, yapıldıktan hemen sonra fıçılara konulup eskitilirdi. Bu eskitme sırasında, fıçıda, ikinci mayalanma nedeniyle oluşan karbonik gaz normalde uçup gider. Ancak o yıllarda, sonbaharda şişelenen kimi şarapların ilkbaharda yeniden mayalanmaya uğrayıp, tıpaları fırlatması, Champagne’lıların bu şaraplara “vindiable”, yani şeytani şarap adını takmasına sebep olmuştu. Keşiş Dom Perignon, bu patlamanın sebebini anladığında içinde barındırdığı lezzet potansiyelini de fark etmiş olacak ki değişik köylerde yetişen üzümleri karıştırarak, dengeli bir şarap üretmeye başladı. Mayalanmanın karbonik gazdan kaynaklanıyordu ve bu yüzden fırlayan tıpalar sorununu da, tıpaları şişeye bağlayarak çözdü. Böylece sıradan şarabın zaten var olan büyüsüne, bir de bu gaz kabarcıklarının büyüsünü eklemeyi başardı. Hatta rivayet odur ki, ilk tattığında: “Çabuk gelin! Yıldızları tadıyorum!” dediği söylenir.
Zarif ve Asil
Şampanyaya asaletini veren XV. Louis’nin gözdesi Madame de Pompadour, kralın resmi metresiydi. Yeni Pompadour Markizi zeki ve kültürlü bir kadındı, döneminin en popüler kadınlarından biri olarak sadece kralın değil, tüm krallığın gözdesiydi. Onun yaptırdığı, bugün bile ülkenin en değerli varlıkları sayılan saraylar ve şatolar, zamanla Fransız zarafetinin birer simgesi oldu. Bu güzel ve akıllı kadın güzelliğinin şampanyadan kaynaklandığını söylediğinde artık şampanya tarihteki yerini almıştı. Şampanya o günden sonra sarayın ve saraya yakın tüm çevrelerin favori içkisi oldu ve bu hala böyle. Şampanya o günden bu yana lüks ve soyluluğun daimi eşlikçisi oldu.
Gemi Denize İndirilirken Neden Şampanya Şişesi Patlatılır?
Bir geminin inşası süresinde bazı önemli günler vardır. Geminin ilk kaynağının yapılması veya kızağa konulması, adının verilmesi, denize indirilmesi ve sahibine teslimi, törenlerle kutlanan önemli aşamalardır. Bunların içinde geminin denize indirilmesi hem en görkemli hem de en duygusal olanıdır.
Gemi denize inerken üzerinde şampanya şişesi patlatma geleneğinin kökeninde, eski zamanlardan kalma, gemiyi kutsama, ona iyi bir hayat ve ruh kazandırma, hayatı boyunca fırtına ve azgın denizlerden koruma amacı ile Tanrılara kurban verme inanışı yatıyor. Bu anlayış zamanla Batı kültürlerinde kanın rengini simgeleyen kırmızı şarabın kullanılması şekline dönüşüyor.
Denize inen geminin üzerinde şarap şişesi kırma âdeti ilk olarak İngiliz donanmasında on yedinci yüzyılın sonlarında başlatıldı. Geminin denize iniş merasimlerinde şampanya şişesinin geminin gövdesinde kırılması ve gemiye isminin verilmesi işi daima kadınlar tarafından yapılır. Bu âdet de yine zamanın en güçlü donanmasına sahip İngiltere’den kaynaklanıyor.
Bir gemi denize indirilirken şampanya şişesi patlatılmazsa ne olur dememek lazım. Titanic, 31 Mayıs 1911 tarihinde, neredeyse 100.000 kişinin önünde denize indirilirken ne isim koyma ne de şampanya şişesi kırma merasimi yapılmıştı. Sonuç malum!
Nasıl açılır? Şampanya şişesi sallanmaz, mantar yavaşça çıkartılıp, şişenin ağzından duman gibi hafifçe gazı çıkar. İyi bir şampanyanın köpüğü olmaz ama yıldız yıldız kabarcıkları uzun süre bardakta kalır.
Ne zaman içilir? Şampanya sabah kahvaltısından akşam yatana dek her saat içilebilen tek içki. Hem tek başına aperatif olarak hem atıştırmalıklarla hem de yemek üstüne tatlıların eşlikçisi olarak içilebiliyor.
Hangi sıcaklık ideal? Köpüklü şaraplar 5-7 derece, iyi bir şampanya ve şampanya yöntemi ile yapılanlar ise 6-10 derece arası içilmeli.
Nasıl yapılır? İnanılmaz ama gerçek şampanya üretiminde kırmızı ve beyaz üzümler kullanılır. Kırmızı üzümlerden “pinot noir” ve “pinot meunier” kullanılırken, beyaz üzümlerden sadece “chardonnay” üzümü kullanılır.
Her saat her yemekle içilebilir. Şampanya, kırmızı et ve tatlılar dışında pek çok yiyecekle iyi gider. Şarap uzmanları şampanyayı neredeyse her türlü yemek ile eşleştiriyor. Ancak tatlılar söz konusu olduğunda dikkat etmek gerekir. Şeker fazla olduğunda şampanyanın asiditesi rahatsız edebilir, az şekerli tatlılar tercih edilmeli.