Almanya’nın Düsseldorf şehrinde yaşayan BC Group Head of HR’ı Yusuf Karabulut, Koronavirüs sürecinin ülkesinde nasıl geliştiğini, alınan önlemleri ve kişisel hayatına nasıl yansıdığını bizlere aktardı.
Koronavirüs sebebiyle yaşadığınız ülke ne gibi önlemler aldı, nasıl değişiklikler yaşandı?
Almanya’nın Kuzey Ren Vesfalya eyaletinde (17 milyon nüfus ile en kalabalık eyalet) Düsseldorf şehrinde yaşıyorum. Bulunduğumuz yer Covid-19 pandemisinin en yoğun olduğu yerdi. Şu an Bayern eyaleti vaka sayısı olarak 1. sıraya geçti. İlk zamanlar Avrupa’nın Çin kadar etkilenmeyeceği inancı vardı sanırım. Bu sebeple mart ayının başına kadar çok büyük bir gündem değildi. Sonrasında önce okullar tatil edildi. 1 hafta kadar sonra birçok iş yeri kapandı. Halk düzenli olarak sosyal mesafe, temizlik kuralları konularında uyarıldı. Bugün gelinen durumda ise sokağa çıkma yasağı yok. İnsanlar sosyal mesafeye dikkat ediyorlar. Market, eczane gibi temel ihtiyaç sağlayan yerler normal hizmet vermeye devam ediyorlar. Sokakta aile değilseniz 2’den fazla kişinin bir arada yürümesi, oturması aynı araçta bulunması yasak ama genel yürüyüş, alışveriş için bir kısıtlama yok. Sokağa çıktığınızda sanki yaşam normal devam ediyor gibi bir izlenime kapılabilirsiniz. Yaşlı nüfusunun yoğun olduğu bir ülke olduğu için riski yüksek bir ülke Almanya ancak şu an toplam enfekte sayısı ölüm arasındaki oranın en düşük olduğu ülkelerden birisi. Ayıca iyileşme oranları da yüksek. Sanırım bu durum, sağlık sisteminin güçlü olması ve Alman toplum yapısının disiplini ile ilgili olabilir. Daha salgının Almanya’da başladığı ilk zamanlarda yapılan gerçekçi açıklamalar işe yaramış görünüyor.
Koronavirüs için yapılan değişikliklere uyum süreciniz ne durumda? Aile hayatınızda ne tür değişiklikler yaşanıyor?
Dört kişilik bir aileyiz. Çoğunlukla evde vakit geçiriyoruz. Dışarıya çıkarsak genelde ikişerli olarak çıkıyoruz. Alışveriş için ise tek kişi dışarı çıkıyor. 3. haftamızın içerisindeyiz. Henüz çok büyük bir stres sebebi olmadı bizim için. ‘Çok yaklaşma, her yere dokunma ve ellerini yıka.’ şimdilik aile içi felsefemiz bu. Çocuklar doğal olarak biraz sıkılıyorlar. 8 yaşındaki kızımın bile korona konusunda farkındalığı sosyal medya sayesinde oluşmuş durumda.
Koronavirüs iş yaşamında nasıl zorunlu değişiklikler getirdi, iş yaşamınıza yansımalarından bahsedebilir misiniz?
Birçok sektör evden çalışmaya döndü. Evden çalışılamayan ama bu süreçte de risk grubunda olan iş yerleri ve çalışanlar ise devlet desteği alarak çalışmıyorlar. Ben bu sektörden en çok etkilenen gastronomi sektöründeyim. Sektör olarak sadece eve teslim ve ‘gel al’ hizmeti sunulabildiği için 1 ya da 2 personel ile çalışabiliyoruz. Benim işim de evden takip edebildiğim bir iş olduğu için ev çalışma ortamı içerisinde devam ediyorum. Korona sonrası günlerin planlamaları için sakin bir çalışma ortamı oluşmuş oldu. Bu süreci daha zihinsel işleri ön plana çekerek, planlama, strateji gibi konuları önceliğe alarak değerlendirmeye çalışıyoruz.
Koronavirüs için kişisel olarak ne gibi önlemler aldınız?
Açıkçası birey olarak sağlık konusunda gamsız biriyimdir ancak bu durum, sadece kendi sağlığımı ilgilendirmediği, başkalarına da bulaştırma riski taşıdığı için biraz daha dikkatli oluyorum diyebilirim. Maske ve eldiven kullanmıyorum, anlamsız buluyorum. El yıkamaya ve sosyal mesafeye dikkat ediyorum.