Ahmet Sanda / Siyaset Bilimi 2005 / Manca Cafe & Restaurant İşletmecisi
Aile şirketinde başladığı ticaret hayatında beyaz eşya da sattı organik ürünler de… Bu defteri kapatıp Göztepe’de Manca Cafe’yi kuran Ahmet, bu sayede içinde saklı aşçıyı keşfetti.
Mekan işletmeciliğine çocukluğundan beri ilgi duyan Ahmet, ticaretle uğraşan bir aileden geldiği için, ticarete her zaman merak duyar. Ahmet’in genelde ileriye dönük planları ve hayallerinde hep bir mekan işletmek ve ticaret olur. Ticarete ilgi duyması, insanlarla her zaman yakın ilişki kurmayı sevmesi ve yemek yemeye ve yapmaya hayranlık duyması nedeniyle cafe işletmeyi hayal ettiğini söyleyen Ahmet, üniversite okurken bir yandan da çalışmaya devam eder. Öğrenciyken çalışmanın çok büyük faydası olduğuna inanan Ahmet, üniversitede işin daha çok teorisini öğrendiklerini fakat çalışma hayatının okulda öğrendiklerinden çok farklı olduğunu belirtiyor.
Üniversiteden mezun olduktan sonra, önce askere gitmeye karar veren Ahmet, 2006 yılı Mayıs ayında terhis olur. Askerlikten sonra hayatını nasıl yürüteceği, hangi işi yapacağı konusunda bir seçim dönemi geçirir. Bir süre iş aradıktan sonra kurumsal bir şirkette çalışarak mutlu olamayacağını fark eder. “Çalışmayı çok severim asla işten kaçmam fakat başka bir kurum altında emir alarak çalışmak pek benim tarzım değildi. Aklım hep ticarette olduğu için daha riskli daha yorucu ama daha eğlenceli ve özgür olduğundan ticareti tercih ettim ve aile şirketinde işe başladım” diyen Ahmet, Aygaz ve Beko bayisi olan aile şirketinin bir şubesinin sorumluluğunu alır. Aynı zamanda Afganistan Beko distribitörlüğünü de yürüten şirkette ihracatla ilgili belli yazışmaların takibini de yapar. Şirkette çalışırken bir taraftan da bir dış ticaret kursunda sertifika programına katılır.
Organik tarıma girdi, ardından cafe açtı
Aile şirketinde kalıcı olmak istemediğinden yeni arayışlara girer ama bir yandan da kendini geliştirmeye devam eder. Sertifika programından sonra dış ticarete merak sarar ve bir gümrük şirketinde staj yapar. Bir yandan da aile şirketinde çalışmaya devam eder. Daha sonra kursta tanıştığı iki arkadaşıyla beraber ‘Eurasia Organics’ adında bir şirket kuran Ahmet, yaklaşık iki buçuk yıl çalıştığı aile şirketinden ayrılır ve ithalat ihracat işine yönelir. Sermayesiz kurdukları bu şirketle, organik tarım konusunda iyi işler yaparak, çok büyük bir çevre edinir. Sermayesiz şekilde yakaladıkları bu başarıdan dolayı bir gençlik dergisine konuk bile olduklarını söyleyen Ahmet, çok severek yaptığı bu işi bir senenin sonunda bitirir. Ardından, Göztepe’de Manca Cafe&Restaurant’ı kuran Ahmet, cafe konum olarak üniversiteye çok yakın olduğu için ağırlıklı olarak öğrenciler ve öğlen araları yemeğe çıkan çalışanları hedefler. Müşteri portföyü değişkenlik gösterdiği için onlar da konseptlerini hem cafe hem de restaurant olarak belirlerler.
Bir buçuk yıl önce kurduğu Manca’yı ilk açtığında biraz işin yabancısı olduğunu belirten Ahmet, genel olarak ticareti bilse de yemek ve hizmet sektörünün diğer sektörlere göre biraz daha zor olduğunu, herkesi memnun edebilmek gerektiğini söylüyor. Ama kısa sürede işi kavrayan ve işin her detayıyla ilgilenmeye başlayan Ahmet, farklı cafeler ve farklı tatlar denemeyi sevmesinin çok büyük faydasını görür. Bugün işin hem mutfak hem de salon kısmıyla ilgileniyor. Bir yandan yapılan yemekleri kontrol ederken diğer yandan gelen müşterilerle birebir ilgilenerek kendilerini sıcak bir ortamda hissetmelerini sağlıyor. İşin mutfak kısmıyla da ilgilendiği için aşçılığı da öğrenen Ahmet, oluşturduğu spesiyalleri konuklarına tattırmaktan büyük zevk alıyor. Bu cafe sayesinde daha önce hiç fark etmediği aşçılık yeteneğinin ortaya çıktığını söyleyen Ahmet, cafeye özellikle onun yaptığı belli yemekleri yemeye gelen misafirlerin olduğunu vurguluyor.
Yemeklerinden övgü ile söz ediliyor
İşini çok severek yaptığı için başarılı olduğunu belirten Ahmet, tanımadığı insanların onun yaptığı yemeklerden övgü dolu sözlerle bahsetmesinin en büyük başarı olduğunu dile getiriyor. Bugünlerde üzerinde çalıştığı özel bir projesinin olmadığını söyleyen Ahmet, işleri biraz daha büyütüp daha geniş kitlelere hitap etmeyi amaçlıyor. Şu an bu hedefini gerçekleştirecek maddi gücü olmadığı ifade eden Ahmet, “Belki iyi anlaşabileceğim biriyle ortak olabilirim. O zaman daha farklı yerlere gelmek için bir adım atabilirim” diyor.
Kariyerini cafe restoran işletmeciliğinde devam ettirmek isteyen Ahmet’in ilk hedefi şu an işlettiği Manca’yı daha tanınır hale getirerek bir marka yaratmak. Daha sonra şubeler açmayı planlayan Ahmet, bir yandan işletmeyi geliştirirken, diğer yandan da kendini mutfakta geliştirmek istiyor. Bunun için aşçılık kurslarına, programlarına katılmayı planlıyor. “Kendi menümü oluşturmaya çalışacağım, bunun için gerekirse yurtdışı eğitim programlarına da katılacağım” diyen Ahmet, her perşembe ve cumartesi akşamları arkadaşlarıyla buluşup eğlenmekten büyük keyif alıyor. Perşembeleri evde playstaion oynuyorlar, cumartesileri ise Beyoğlu’nda Asmalımescit’e gidiyorlar.