Christopher Çolak / Görsel İletişim Tasarımı 2009 / Manajans/JWT Art Direktör
Ülkenin önde gelen markalarından Mey ve Ülker gurubuna ait markalar için fikir üretiyor, bu fikirleri, istekler doğrultusunda en etkili ve yalın şekilde görselleştiriyor.
Ortaokuldan beri araba çizimleri yapar. Endüstriyel tasarım okuyup, otomotiv tasarımcısı olmayı düşlerken, lisede fen bölümünü seçip, kendini Işık Üniversitesi’nde elektronik mühendisliği okurken bulur. Sanata ve tasarıma olan ilgisi hep sürer. Bu süreçte okuldan da giderek soğur ve müzikle ilgilenmeye, IKSV’de, Basatap ve TimeOut Istanbul dergisinde freelance müzik yazarlığı yapmaya başlar. Tam bu dönemde, art direktör olan kız arkadaşı sayesinde art direktörlük mesleği ve kreatif endüstriyle tanışır. Lüzer’s Archive, Frame, Creative Review gibi yayınları, Shots, Stash gibi DVD’leri düzenli takip etmeye başlar. Sonuçta mühendislik eğitimini bırakıp, 25 yaşında yeniden üniversiteye döner ve BİLGİ’de tasarım okumaya başlar.
Halen Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü’nde Grafik Tasarım Yüksek Lisansı yapan Christopher, üniversitede okurken ilk yıldan itibaren her yıl staj yapar. 2006’da MentalKlnink ekibinin yanında grafik tasarımcı olarak çalışır. 2007’de TBWA/İstanbul’da 1.5 ay, 2008’de ise DDB&Co’da dört ay staj yapar. 2009’da okulu bitirir bitirmez eski adıyla Ultra, şimdiki adıyla UltraRPM’de işe başlar.
Kariyer tecrübesi için bilfiil işin içinde olmak gerektiğini düşünen Christopher, “Aksi halde hep akademik ve teorik bilgilerle donatılmış biri olarak kalma tehlikesi var. Yine de bir yerde staj yapmaktansa, gerçekten çalışmak en iyisi. Stajyerken kimse kulağınızı çekmez. İşin sorumluluğunu üzerinizde hissetmezsiniz. Ama gerçekten çalışıyorsanız, o zaman işin rengi değişir ve bu çok daha gerçektir” diyor.
Bölüm ikincisi olarak mezun oldu
Üniversiteden bölüm ikincisi olarak mezun olduktan sonra 2009 Ağustos’ta Ultra’da Junior Art Direktör olarak işe başlar. Burada bir yıl çalıştıktan sonra, Ultra’nın RPM/Radar’la birleşmesine denk gelen süreçte, yeni adıyla UltraRPM’de çalışmaya devam eder. UltraRPM’nin mevcut kurumsal kimliğini ve logotaypını tasarlar. Grafik tasarım, ambalaj tasarımı ve tabii ki sanat yönetimi alanlarında, birleşen Ultra’nın ve RPM/Radar’ın-yeni adıyla UltraRPM’nin-müşteri portföyündeki farklı markalar için sektörün duayen isimleri altında birçok iş üretir. Eylül ayında Manajans/JWT’ye geçen Christopher, burada 3,5 aydır ağırlıklı olarak Mey ve Ülker gurubuna ait markalar için çalışıyor. Bu markalar için fikir ürettiklerini ve bu fikirleri müşterinin istekleri ve menfaatleri doğrultusunda en etkili ve yalın şekilde görselleştirerek, doğru kitleye doğru biçimde ulaşmasını sağladıklarını söyleyen Christopher, daha önce çalıştığı UltraRPM’de edindiği tecrübe ve çalıştığı markaların, yeni işine girmesinde etkili olduğunu belirtiyor.
Dijital yazı dökümhanesi açacak
Sanat yönetimi haricinde tipografiye uzun zamandır özel ilgi duyduğunu açıklayan Christopher, font tasarımı yapıyor, iyi bir kütüphaneye sahip. Yakın zamanda kendi fontlarını satacağı bir digital type foundry (dijital yazı dökümhanesi) açacak. Yüksek lisans tezinin konusunun; ‘1950-1960 yılları arasında Türkiye’deki gazeteler, süreli yayınlar, roman kapakları ve efemeralardaki tipografik biçem ve izler” olduğunu söyleyen Christopher, henüz spesifik bir ödül almasa da geçen mayıs ayında Berlin’de her yıl gerçekleştirilen Tipogragi Kongresi TypoBerlin’de kişisel projeleriyle ilgili bir sunum ve konuşma yapmak için davet edilir. Eylül ayında ünlü Alman tasarım dergisi Page’de ‘Tpozsene Turkei’ bölümünde kendisiyle ilgili bir röportaj yayımlanır. Yeni yıldan sonra da Barselona’da fontları ve tasarımlarından oluşan bir sergi açmayı planlayan Christopher, bunlar dışında müzik yazarlığı, radyo programcılığı ve nadiren DJ’lik yapıyor. Radikal Hayat ekinde genellikle yeni çıkan albümleri yazıyorum. Kendine ait Halfstereo.com sitesinde ise yeni çıkan plakları değerlendiriyor. Her hafta Açık Radyo ve Dinamo FM’de radyo programları yapıyor. Müzik haricinde fotoğrafla ciddi olarak ilgileniyor. Boş vakitlerimde İstanbul’da daha önce gitmediği yerlerde gezmek en sevdiği şeylerden. Ayrıca mutfak kültürü ve gastronomiyle ilgileniyor, yeni yerler görmek ve yeni tatlar denemek onu çok heyecanlandırıyor.
