Saba Kuseyrioğlu / İşletme 2005 / Matchbox Kurucusu
Markaların eski dönem özel tasarım kıyafetlerini satmak için Matchbox’u açan Saba, mağazasını Vintage ürünlerin yanı sıra genç tasarımcılara da açacak.
Üniversiteden mezun olduktan sonra Londra’ya master yapmaya giden Saba, masterini tamamlayıp Türkiye’ye döndüğünde kendi işini kurmaya karar verir. Bu karar Saba’yı Türkiye’nin genç girişimcilerinden biri yapar. Üniversitede okurken birçok yerde staj yapan Saba, en çok Beymen’de pazarlama bölümünde bir sene yaptığı stajın şu an yaptığı işte faydasını gördüğünü söylüyor. Burada modayı daha da yakından tanıma, moda sektöründe işlerin nasıl yürüdüğünü anlama ve sektörden birçok insanla tanışma fırsatı bulan Saba, ayrıca reklam ajanslarında yaptığı stajların da şu an markalarının tanıtımı ve yaratıcı çalışmalar konusunda çok etkili olduğunu düşünüyor.
Mezun olduktan sonra Kasım 2005’te halkla ilişkiler şirketi Beze Grup’ta organizasyon yönetici asistanı olarak çalışmaya başlayan Saba, Mart 2006-Temmuz 2006 tarihleri arasında da WBR reklam ajansında müşteri temsilcisi olarak görev alır. 2006 yılında master eğitimi almak için Londra’ya giden Saba, İstituto Marangoni Londra’da ‘Moda Marka Yönetimi’ alanında yaptığı masteri Haziran 2007’de bitirir ve Türkiye’ye geri döner. Eylül 2007-Ocak 2008 tarihleri arasında İstanbul Harvey Nichols’ta satın alma bölümünde çalışan Saba, Mart 2008- Eylül 2010 tarihleri arasında dergi ve kampanyalar için styling ve editörlük çalışmaları yapar. Ayrıca bu dönemlerde moda odaklı parti ve etkinliklerde organizatör olarak çalışır, stil danışmanlığı günleri düzenler.
Londra’daki vintage butikleri örnek aldı
Harvey Nichols’ta çalışırken kurumsal hayatın kendisini çok tatmin etmediğini fark eten Saba, ardından bir süre çalıştığı dergi ve markalarda çok keyifli çalışmalar yapsa da kızkardeşi Verda’nın yıllardır çalıştığı reklam sektöründen ayrılıp kedi işini açmak istemesi onu da harekete geçirir. Londra’da vintage butikleri sık sık ziyaret eden Saba, alışverişle başlayan vintage tutkusunun zamanla koleksiyonculuğa dönüştüğünü açıklıyor. Bu dönemde hep kendi açacağı butiğin hayallerini kuran Saba, İstanbul’a döndükten sonra burada da butik kültürünün geliştiğini, insanların farklı stillere ve yaşam tarzlarına ilgi duymaya başladığını fark eder.
Bu farkındalıkla ‘vintage’ ikinci el tasarım, dönem kıyafeti ve aksesuarları satan ama bir o kadar da yenilikçi bir butik olan Matchbox’u 20 Mart 2010 tarihinde hizmete açar. Matchbox’un kızkardeşi Verda’nın desteği ve girişimciliği ile doğduğunu söyleyen Saba,
Ayrıca London College of Fashıon’da katıldıgım ‘Hıstory of Fashıon-The Evoluatıon of Style’ yani Moda Tarihi ve Stil Evrimi adlı kursun çok faydasını görür. Vintagenin halen ikinci el dükkanlarla karıştırılan bir kavram olduğunu söyleyen Sabah, vintage butik Matchbox’ta eskimiş ya da sezonu geçmiş ürünler satmadıklarını, burada satılan her parçanın ait olduğu dönemin özelliklerini taşıyan özel tasarımlar olduğunu belirtiyor.
Markaların dönem kıyafetlerini satıyor
Matchbox’ta özellikle marka tutkunları için de dünya markalarının eski dönemlere ait klasikleşmiş hit parçalarını topladıklarını açıklayan Saba, Christian Dior, Ungaro, Escada, Yves Saint Laurent, Genny ve Charles Jourdan’un Matchbox’ta satılan markalardan sadece bazıları olduğunu belirtiyor. Saba, “Biz belli dönemlerde üretilmiş, tasarımı özel tek parçaları temiz bir şekilde mağazamızda satıyoruz. Üretim yapmıyoruz, bir bakıma koleksiyoncuyuz” diyor. Sık sık Avrupa’yı dolaştıklarını, vintage butiklerle görüştüklerini ve tek tek elleri ile seçtikleri parçaları getirip mağazada sattıklarını dile getiren Saba, bu seyahatler sayesinde sürekli yenilenen bir ürün yelpazesine sahip olduklarını vurguluyor. Markafoni, Limango gibi online satış sitelerinde de ürünlerinin satıldığını söyleyen Saba, yaptıkları çalışmalar ve kampanyalarla online alanlarda çok kısa sürede çok fazla kişiye ulaştıklarını açıklıyor.
Gelecekte daha da büyüyerek ürün yelpazesini geliştirmeyi hedefleyen Saba, sonbaharda taşınacakları Nişantaşı’ndaki yeni yerlerinde, yenilenmiş concept ve daha farklı ürün kategorisiyle hizmet vereceklerini ifade ediyor. Saba, mağazalarında vintage ürünlerin yanı sıra genç tasarımcıların koleksiyonlarına ve birçok markanın ürünlerine yer vereceklerini açıklıyor. Spor yapmayı çok seven Saba, kültürel etkinlikleri takip ediyor, sevdikleri ile İstanbul’un tadını çıkarıyor. Fırsat buldukça seyahat eden Saba, yeni yerler görmek ve keşfetmekten keyif alıyor.