Buğra Yalın / Sosyoloji 2010 / BİLGİ Kültürel İnceleme Yüksek Lisans Öğrencisi
Küçüklüğünden beri bisiklete merakı olan Buğra, 6-7 yaşlarındayken bile bisikletle numaralar yapmaya çalışır, eve yara bere içinde döner. Lise yıllarındaki adrenalin arayışı da onu hareketli bisikletle (bmx) buluşturur. Hem bireysel bir spor oluşu hem de sınırlarını kendisinin çizebilmesi, haraket bisikleti, diğer sporlara göre daha cazip kılar. Onun başladığı yıllarda Türkiye’de bu sporun fazla yaygın olmaması flatland denen tarza yönelmesini sağlar. Rampaları ve boruları kullanmadan, bisikletin özelliklerini kullanarak hareket yapılan bu tarzda, antreman yapmanın yanında yaratıcı da olmak gerektiğini söyleyen Buğra’ya göre, başta basit bir tutku olarak başlayan bu spor ne kadar uzak kalmaya çalışırsanız çalışın zamanla hayatınızın önemlli bir bölümünü ele geçirmeye başlıyor. Bu sporun, Türkiye’nin birçok yerinden insanlarla dostluk kurma imkanı sunduğunu belirten Buğra, “Bütün bunların yanında en büyük getirisi ise ne derece risk almanız ve düştüğünüz zaman tekrar ayağa kalkmanız gerektiğini öğretiyor. Bmx’in yarattığı adrenalin ve zevk, sakatlanma riski olsa da onu vazgeçilmesi zor bir arkadaşa çeviriyor. Tek sorun; bazen insanların, kendimizi değil onları eğlendirmek için bu işi yaptığımızı düşünmesi ve bir spor olduğunun farkına varamaması” diyor.